AMAÇ YOLSUZLUĞU ÖNLEMEK DEĞİL, KAZANA KEPÇE ATMAK!
Gündeme getirilen Chp’nin İş Bankası’ndaki hisseleri, kullanılamayan hisseler, her hangi bir geliri de yok. Buna rağmen Cumhurbaşkanı ve iktidar sözcüleri son 5 aydır sık sık hisselerin hazineye devrinden söz ediyor.
Chp’den de haklı olarak şu cevabı alıyorlar: ‘Biz her hangi bir para almıyoruz. Yönetimdeki varlığımızda sembolik”.
Bu cevap, iktidarın estirdiği, ‘CHP İş Bankası’ndan nemalanıyor’ havasını dağıttığı gibi şu kamuoyunda da şu algıyı güçlendiriyordu: ‘Ortada bu hisselere el koymayı gerektirecek bir durum yok ki!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün bu algıyı kırmak üzere de bir çıkış yaptı: “Efendim CHP buradan para almıyormuş. Doğru. Dört tane üye oranın yönetiminde. O yönetimde onlar ne iş yapıyor. Sadece ellerini mi kaldırıp indiriyorlar. Niçin indiriyorlar, ne yapıyorlar, bunların hepsini biliyoruz. Onun için buradaki o tarihi yanlışı da, o bütün yapılacak yolsuzlukların önünü de biz keseceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı CHP’LI yöneticilerin dümen çevirdiğini, bankada yolsuzluk olduğunu bunlara müdahale edileceğini ima etti.
Oysa ortada bankanın içinin boşaltıldığını gösteren herhangi bir veri yok!
Tam tersi, veriler İş Bankası’nın sağlam bilançolu likit bir banka (Hemen kullanılabilecek parası olan banka) olduğunu gösteriyor.
Öyleyse bu asılsız iddia, bu hırçın kavga neden?
Mesele kamu bankalarının sürekli görev zararı açıklar hale gelmesinde gizli. Ziraat Bankası ile Halkbank’ın görev zararı son 4 yılda ikiye katlandı. Niye... Demirören Grubu’na Doğan Medya’yı satın alması için iki yıl ödemesiz kredi verilmesi...
Seçim öncesinde düşük faizli konut kredisi dağıtması..
Futbol kulüplerinin borcunun yeniden yapılandırılması için emir tebliği edilmesi..
Kredi kartı borçlarının sıfırlanması için düşük faizli tüketici kredisi dağıtması talimatı verilmesi gibi... İktidar dayatmaları zararı büyütüyor. İktidar kamu bankalarında limitleri çok zorladı. Yeni av alanı gerekli. İş Bankası da iştah kabartıyor. Kazana kepçe daldırmaya niyet ediliyor.
Bunun için banka yönetimdeki CHP’LI isimlerinin yerini AKP tandanslı isimler alsın isteniyor. Tıpkı, Vakıf Bank, Halkbank, Ziraat Bankası ve İller Bankası’nda olduğu gibi! Peki niyet var ama icraat olabilir mi? İş Bankası’nda en büyük hisse sahibi, yüzde 40.47 ile İş Bankası Munzam Sandık Vakfı.
Çalışan ve eski çalışanların üyesi olduğu Vakıf devre dışı bırakılıp bankanın kontrolü ele geçirilebilir mi?
İktidarın ve ‘yandaşın’ bu kadar çok kaynağa ihtiyaç duyduğu bir ortamda kuvvetle muhtemel!
Hem tek adam rejimi, her şeyi hızlı halletmek için değil miydi?