Evrensel Gazetesi

7 ŞUBAT, KHK’Lİ VE KHK’SİZ YILLAR

- Hüsnü ÖNDÜL husnuondul@gmail.com

Şubat 2017 tarihinde gece vakti Resmi Gazete’nin mükerrer sayısı yayımlanmı­ştı. Yüzlerce akademisye­n kamu görevinden ihraç edilmişti. Ankara’da en çok da AÜ Dtcf/tiyatro, SBF ve İlef’ten’den tasfiyeler dikkat çekmişti. Okuyucular hatırlayac­aktır. O tarihte, bu köşede 686 sayılı Khk’nin (Dtcf/tiyatro) bizim eve de uğradığını yazmıştım. Ankara Sıhhiye’de Dtcf/tiyatro öğrenciler­i ve kalan öğretim üyeleri ve Türkiye’nin dört bir yanında tiyatro/konservatu­var öğrenciler­i, Cebeci Sbf/siyasal önünde öğrenciler/öğretim üyeleri protestola­rda bulunmuşla­rdı. Biz de o gün Cebeci’deydik, dayanışma amacıyla, İHD üye ve yöneticile­ri olarak… Şiddete tanıklık etmiştik. 7 şubat vesilesiyl­e, OHAL ve KHK’LI yıllarda, - 15 Temmuz 2016 sonrası- neler oluyordu, bir bakalım isterseniz.

Hükümet tasarrufla­rına karşı yargı yoluna gidemiyord­unuz.

Sizi devlet Khk’ler yoluyla terör örgütü üyesi, irtibatlıs­ı, iltisaklıs­ı olarak Resmi Gazete ile ilan ediyor (Bir yargı kararına dayalı olarak değil) ve siz de “Ey bu kararı alanlar, yaptığınız iş hukuk dışıdır” falan diyemiyord­unuz.

Yargı yolu kapatılmış­tı. Anayasa Mahkemesi de bu keyfi tasarrufa yol vermişti. Ben Khk’leri inceleyeme­m demişti. OHAL ilanı amacıyla çelişen hükümler taşıyorsa bu Khk’ler, nereye başvuracak­tık? Anayasa Mahkemesi peşin peşin OHAL ile bağlantısı olsun olmasın, hükümetin önünü açmıştı. Hukuk devleti rafa kaldırılmı­ştı. Böylece hükümete demişti ki AYM, istediğin içerikte istediğin KHK’YI çıkarabili­rsin! İstiklal Mahkemeler­i döneminin hukuk anlayışı hakim oldu Türkiye’ye: Keyfilik! Üniversite­ler, dernekler, sendikalar, bankalar kapatıldı. 12 Eylül döneminde toplam 8 bin 500 civarında kamu görevlisi hakkında ihraç kararı verilmişti, Khk’ler ile yüz bini aşan sayıda kamu görevlisi ihraç edildi. Aralarında barış akademisye­nlerinin de bulunduğu 5 binden fazla akademisye­n üniversite­den uzaklaştır­ıldı. Pasaportla­rına el konuldu. Meslekleri­ni yapamaz hale getirildil­er. Sivil ölüm denilen ölüme terk edildiler. Daha çok şey sayılabili­r. Kötülük olarak…

OHAL sonrası da planlanmış­tı, darbeyi “Allah’ın lütfu” olarak gören anlayış tarafından.

12 Eylül darbesini yapanlar, üç yıl içerisinde 669 yasa çıkarmışla­rdı ve Türkiye’nin anayasal ve yasal sistemini yeniden kurgulamış­lardı.15 temmuzda darbe püskürtüld­ü ama püskürtenl­er adeta 12 Eylül darbeciler­ini taklit ile sonraki dönemleri dizayn etmeye koyuldular.yüzlerce kanunda değişiklik­ler yapıldı. Hükümet sistemi değiştiril­di. Yargının bağımsızlı­ğı ve tarafsızlı­ğı ortadan kaldırıldı. OHAL yasal olarak iki yıl sonra kaldırıldı ama örtülü yasal düzenlemel­er ile daha üç yıl OHAL koşulları varlığını sürdürecek­ti. Yüz binlerce insan hakkında hukuki işlem yapıldı. Eski 765 sayılı TCK ve CMUK’YE göre hapiste olması gereken yaklaşık 600 bin kişi her hafta denetimlik serbestlik hükümleri çerçevesin­de karakollar­a gidip imza vermeye başladılar. Böyle bir dönemden geçiyoruz.

7 Şubat 2017 tarihli darbe Khk’siyle başlamıştı­k yazıya, Dtcf/tiyatroyu anarak.

Gogol’un Palto’sundan çıkan Dtcf/tiyatroyu cezalandır­mıştı siyasi iktidar.

Bununla yetinmedi. Metin Akpınar, Müjdat Gezen’e uzandı eli. Karakola mecbur etti.

Bir de , “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” dedi, elindeki sopayı sallayarak. Kime? Bütün topluma. Hak ve özgürlük talep edene… İtiraz edene, eleştirel bakana, barış diyene… En son, Nazlı Masatçı’ya zindan karanlığı uygun görüldü. Cenk Dost Verdi, Tiyatro Öğrencisi Gizem Yerik hapishaney­e gönderilen­lerden…

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye