Derdi çok hem derdi yok!
GEÇİNMEK İÇİN ÇÖP TOPLAYAN SAKİNE ABLANIN
ELAZIĞ’İN Fevzi Çakmak Mahallesi’nde belki de göze en çarpan; yıkık, derme çatma, tek katlı bir ev ve kızıyla birlikte yaşayan Sakine Soyer. Sohbetimiz boyunca ‘abla’ dediğimiz için haberimizde de bu sıfatı kullanacağız. Onun evde oturduğunu görmek pek mümkün değil, kızını okula gönderdikten sonra dışarı çıkar, akşamın 10’una kadar ekmeğinin peşinde sokak sokak dolaşır. Sokaklardan plastik topladığı gibi insanlara dair de pek çok şey topluyor! Çöplerin; insanların maddi yaşantılarına dair birçok şey anlattığını söylüyor Sakine Abla. Bundandır ki mahalleliyi iyi tanıyor, mahalleli de onu tabii. “Kime sorsanız gösterirler” derler ya öyle işte. Öyle ki, mahalleli Sakine Abla’nın hangi saatlerde çöpe çıktığını biliyor, evde topladıkları plastikler varsa o saatte Sakine Abla’ya veriyorlar topladıklarını. Komşularından memnun ama bir kısmı, topladığı şeyler kokuyormuş diye şikayet ediyormuş. “Evi ben geçindiriyorum, kimseye boyun eğmiyorum.” diyor Sakine Abla. Derdi çok, ama hem derdi yok!
‘KÜÇÜK PASTAYI ÇOK KİŞİ BÖLÜŞÜYORUZ’
Daha yakından tanıma fırsatını biz buluyoruz. Sakine Abla 40 yaşında, 8 yıldır çöpten topladıklarıyla hayata tutunuyor. Plastik, teneke... velhasıl işine yarayabilecek her şey! Günde 7-8 bazen daha fazla kez çöp toplamak için sokakları arşınlıyor Sakine Abla. “2 yıl öncesine kadar gece 12’ye kadar çalışıyordum şimdi 10’da paydos ediyorum. Hem mahalle eskisi kadar güvenli değil hem de milletin eskiye nazaran durumu iyi değil çöplerden de bir şey çıkmıyor.” diyor Sakine Abla. Üstelik mahallede çöp toplayan tek o değil. Her geçen gün birileri daha ekleniyormuş “Küçücük bir pastayı çok kişi bölüşüyoruz artık.” diyor Sakine Abla.
‘GECE GÜNDÜZ KIZIM İÇİN ÇALIŞIYORUM’
Bu işe neden başladığını merak ediyoruz, anlatıyor bize “Orman işinde çalışmaya gittim paramızı vermediler. Tarlaya çalışmaya gittim sıcaktan rahatsız oldum. Zaten belimde ve boynumda fıtık var ondan çalışamadım mecbur bu işi seçtim. Bir tane çocuğum var engelli, gece gündüz onun için çalışıyorum. Lise birinci sınıf öğrencisi bu sene ilk dönem teşekkür aldı. Bunca zahmeti de kızım okusun diye çekiyorum.” Yetiyor mu diye araya giriyoruz “nerdeee” diyor Sakine Abla ve ekliyor “Okulda öğretmenleri kırtasiye yardımı yapıyor, bazen de yemek alıyorlar. Komşularımız da yardım ediyor. Ben de para kazandıkça karşılamaya çalışıyorum işte.” Kendisi için bir isteği yok Sakine Abla’nın, bunu da “Benim kimseden beklentim yok da kızımın benden beklentileri çok her şeyde gözü kalıyor” diyerek özellikle vurguluyor.
BEZ ARABA HAYALİ
Nasıl geçiniyorsun diye soruyoruz Sakine Abla’ya. O da “İki senedir çöp işleri de iyi değil. Elime geçen parayla da odun, kömür alıyorum. Ekmek paramı çıkartacak kadar ancak kazanıyorum. Kızıma ara ara meyve alabiliyorum. Her şeyimizi idareli bir şekilde alıyoruz ne yapalım yoksa geçinemeyiz yorganımıza göre ayağımızı uzatmak zorundayız. Ev kira, evim çok soğuk. Evin içinde de kat kat elbise giymesek donarız. Zaten romatizmam var boynumda ve belimde fıtık var soğuk olunca çok ağrılarım oluyor.” diye cevaplıyor. Son sorumuzu hayalin nedir sorusuyla tamamlıyoruz. Sakine Abla tüm sorularımızı cevapladığı gibi samimice cevaplıyor: “İşler biraz düzelirse daha rahat çöp toplayabilmek için bir bez araba alacam.”
Mezopotamya Ajansında yer alan habere göre; aradan geçen onca zamana rağmen, bodrumlarda çocukları ve yakınlarını kaybeden kişilerin de adalet arayışları son bulmadı. Birinci bodrumda 16 yaşındaki çocuğu Ramazan’ı kaybeden anne Hatice İşçi de bunlardan birisi. Yasak sırasında 9 anneyle birlikte, elinde beyaz bayrakla çocuğunu kurtarmak için bodrumların olduğu bölgeye yürüdüğü için gözaltına alınan anne İşçi, halen ölümlere engel olamamanın üzüntüsünü yaşıyor.
ANNE İŞÇİ: ARTIK KİMSE ÖLMESİN
“Bu acıyı yaşamayanlar bilmez” diyerek, hislerini anlatmaya başlayan anne İşçi, o döneme işaret ederek, “Televizyonda oğlumun bodrumlarda olduğunu öğrendik. Erzak almaya çıktıktan sonra kendisinden haber alamadım. Kurtarmaya gittiğimiz vakit de polisler izin vermedi” diye konuştu. “Ölene kadar unutmayacağız çocuklarımızı” dediği olayın faillerinin yargılanmasını talep eden anne İşçi, artık başka kişilerin yakınlarını kaybetmemesi için çatışmalı sürecin son bulması gerektiğine vurgu yaptı. Anne İşçi, “Özgürlük ve barış istiyoruz. Artık kan akmasın” çağrısında bulundu. (HABER MERKEZİ)