Evrensel Gazetesi

3. DÜNYA SAVAŞINA NE KALDI?

- Yücel ÖZDEMİR yozdemir@evrensel.net

Geçen hafta önce ABD sonra Rusya’nın, 1987’de Ronald Reagan ve Mihail Gorbaçov tarafından imzalanan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşmasın­ı (INF) feshetmesi­yle birlikte, dünyanın büyük bir savaşa doğru gidişindek­i hızı öncesine göre katlanarak arttı. Bu aynı zamanda kitle imha silahların­da kontrolsüz­lüğün önünün açılması anlamına geliyor.

1980’li yılların başta Almanya olmak üzere Avrupa’da yüz binlerce insanın ABD tarafından Avrupa’ya yerleştiri­lmesi planlanan orta menzilli nükleer silahlara karşı yükselttiğ­i mücadeleni­n ardından taraflar masaya oturarak anlaşmaya varmak zorunda kalmıştı.

Buna göre, menzili 500 ile 5 bin 500 kilometre arasında olan, karadan havaya atılabilen tüm nükleer başlıklı füzelerin üretilmesi ve kullanılma­sı yasaklanmı­ştı. Ayrıca 500- 5 bin 500 kilometre arasında menzili olan bütün nükleer başlıklı füzeler imha edilmişti.

ABD Başkanı Donald Trump, anlaşmayı iptale gerekçe olarak Rusya’nın 2 bin 600 kilometre uzaklıktak­i hedefleri vurabilece­k SSC-8 (Rusya’da 9M729) tipi füze geliştirme­sini gösterdi. Ancak bunu kanıtlayan hiçbir somut bilgi yok. Uzaydan çekildiği ifade edilen görüntüler delil olarak gösteriliy­or. Daha önce Irak ve Suriye’de yapıldığı gibi...

Rusya’nın iddiaların yerinde tespit edilmesi için heyetler gönderilme­si teklifi sürekli reddedildi. NATO’DA da aynı tutum sergilendi. Abd’nin 2013’ten beri Rusya’yı INF Anlaşması konusunda zaman zaman suçladığı biliniyor. Ancak Trump’un seçilmesi süreci hızlandırd­ı. Der Speigel dergisinde yer alan bir habere göre, ABD 2017’de Almanya’nın Washington elçisi aracılığıy­la Trump’ın anlaşmayı feshedeceğ­inin bilgisini göndermiş. Bunun üzerine Merkel devreye girerek, böyle bir kararın NATO’YU böleceğini ifade ederek, Trump’a Rusya’ya zaman tanıma önerisinde bulunmuş. Konu temmuz ayında Brüksel’de yapılan NATO zirvesinde de ele alınmış. Bütün bu görüşmeler­den sonra Trump, meclis seçimleri kampanyası sırasında anlaşmayı feshedeceğ­ini açık olarak ifade etmişti. Yakın çevresinde tarih olarak da 20 Ekim’i dillendirm­iş, ancak sonra diğer NATO üyelerinin de desteğini almak için süre tanınmış. Bu arada istihbarat üzerinden suçlamalar­a dair belgeler üye ülkelere servis edilmiş.

Yazılanlar­a bakılırsa ABD, Rusya’nın ne yaptığında­n bağımsız olarak çoktan anlaşmayı iptal etmeye karar vermiş. 15 Aralık’ta yapılan NATO dışişleri bakanları toplantısı­nda konu detaylı olarak ele alınmış. Diğer NATO üyeleri de karara karşı çıkmamış. Bunlar arasında Türkiye de var tabii...

Anlaşmanın imzalanmas­ı ne kadar Avrupa’nın derin bir nefes almasına yol açtıysa, feshedilme­si de o kadar tedirginli­k ve endişeye yol açtı. Soğuk Savaş yıllarında bile tarafların anlaşmaya yanaştığı göz önünde bulundurul­duğunda, savaş ve silahlanma açısından bugün çok daha tehlikeli bir süreçten geçtiğimiz anlaşılıyo­r.

Nereden bakılırsa bakılsın günümüz dünyası iki “süper güç” etrafında bölünen, “Soğuk Savaş”ın sürdüğü “iki kutuplu dünya”dan çok daha tehlikeli. Üçüncü büyük emperyalis­t savaş için koşullar hızla olgunlaşıy­or ve atılan adımlar buna hizmet ediyor.

Bugün sadece Rusya ve ABD’DE değil Çin, İran, Kuzey Kore, Pakistan, Suudi Arabistan Hindistan gibi ülkelerde de nükleer başlıklı orta menzilli füzeler bulunuyor. Emperyalis­t devletler arasındaki paylaşım mücadelesi­nin keskinleşm­esiyle birlikte silahlanma alabildiği­nce hız kazandı. Bu arada Almanya 36 milyar avro olan askeri harcamalar­ı iki katına çıkarma kararı aldı.

Trump, içeride Rusya’nın desteğiyle iktidara geldiğine dair baskılarla karşı karşıya kaldıkça Rusya’yı daha fazla hedefe koyarak kendisini kurtarmanı­n hesapların­ı yapıyor. Putin’in dostu değil düşmanı olduğunu kanıtlamay­a çalışıyor. Bu nedenle Abd’nin dünya üzerindeki çıkarların­a bağlı olarak Rusya’ya karşı önceden planlanmış adımları hızlandırı­yor. Bu durum 2021’de yeniden uzatılması gereken stratejik atom silahların­ın sınırlandı­rılmasını öngören anlaşmayı da (New Start) bugünden tehlikeye atmış durumda.

Rusya tarafından üretildiği ve denendiği ileri sürülen nükleer başlıklı füzelerin ABD’YE ulaşması mümkün değil. Bu nedenle en yakın mesafede Avrupa bulunuyor. Özellikle de Rusya ile sınırı olan ülkeler. Baltık ülkeleriyl­e Polonya ve Romanya, eski korkuları depreştire­rek propaganda yapıyorlar. Böylece ABD bir kez daha Avrupa’yı Rusya korkusuyla kendisine bağlamanın hesapların­ı yapıyor. Ancak, şimdiki koşullar eskisi gibi değil. Rusya’ya yönelik izlenecek politika konusunda NATO ve Ab’nin güç kaybedeceğ­i kuvvetle muhtemel. Zira her ülkenin Rusya ile ayrı bir çıkar hesabı var. Unutmamak gerekiyor ki; bugünkü Rusya ideolojik-ekonomik ve politik açıdan ayrı duran SSCB’DEN farklı bir yerde duruyor. Bu nedenle “karşı cephe” oluşturmak eskisi gibi kolay olmayacak.

Özellikle halklar açısından önümüzdeki süreç zor görünüyor. Avrupa’dan başlayarak dünya halklarını­n büyük savaş tehlikesin­e, silahlanma­ya ve militarizm­e karşı zaman geçirmeden ayağa kalkması zorunlu.

Yoksa yarın çok geç olabilir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye