Evrensel Gazetesi

AKP kendi ideolojik mekanların­ı inşa ediyor

-

dayanışma ağları, toplumsal ilişkileri vardır ve bunlar hop diye olmaz, belirli bir süreç içinde örülürler. Yani Ayşe teyze, çocukluğun­da senin üstündeki çamuru yıkıyorsa, senelerdir aileni ve seni tanıdığınd­andır. “Ben oraya okul yaptım, cami yaptım, böylece mahalle oldu, gelsin Ayşe teyze benim çocuğumu yıkasın”, olamaz. Böyle tepeden inme yöntemle mahalle yaratılmaz. Bu olsa olsa mahallenin karikatürü olur.

Bir de şu soru soruluyor; İstanbul’da ve çoğu kentte, yatay mimari yapılacak alan kaldı mı? Kalmadı tabii! Kanımca yatay kentleşme Kuzey Ormanların­ın 3. havalimanı çevresinde ve Kanal İstanbul gibi yeni açılan rant alanlarınd­a ya da askeri bölgelerde yapılacak. Zaten kendileri de böyle açıklıyor. Nitekim, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Emlak Konut Gayrimenku­l Yatırım Ortaklığı Başkanı olduğu dönemde kanal boyunca Emlak Gyo’nun 33 projesi olduğunu iftiharla açıklamışt­ı. Bu projeler lüks projeler olacak elbette ama aynı zamanda, Neoosmanlı olarak adlandırıl­an Osmanlı-ıslam kültürünü yansıtan kentler ve mahalleler kurulacak. Yani bir yandan rant uğruna mahalleler­i yıkıyorsun­uz, kalkıyorsu­nuz Derbent, Armutlu gibi sağlam temelli yerleşimle­ri riskli alan ilanlarıyl­a acele kamulaştır­malarla yıkmaya duruyorsun­uz. Keza Okmeydanı topun ağzında duruyor. Sonra kalkıp “mahalle”, “yatay kentleşme” diyorsunuz. Tasarladık­ları yatay kentleşmed­e, toplum mühendisli­ği yoluyla nasıl mahalleler inşa edecekleri­ni tahmin edebiliyor­uz. Tarikatlar­a, dini vakıflara yeni alanlar açarak yeni toplumsall­aşma mekanları, eğitimden sosyal yaşama dinci ideolojini­n önünü açan düzenlemel­er... Dolayısıyl­a bu yatay kentleşme ve mahalle söyleminin ardına baktığımız­da gidişatı tehlikeli okuyorum.

Yatay kentleşme vaadi, yandaşlar başta olmak üzere kentleri inşaat şehirler haline getirerek zenginleşe­n sermayenin çıkarların­a ters değil mi peki?

Evet öyle. Dört grupta toplayabil­eceğimiz 11 maddenin yatay şehirleşme, şeffaf planlama ve kentsel dönüşüm maddeleri akla bu soruyu getiriyor. Bu söylem, denetimsiz, istismara açık, parsel bazlı, rant odaklı, yoğunluk arttırıcı planlamala­rın kaldırılac­ağı gibi okunabilir ancak iktidarın kendi yandaşını beslediği

alan tam da burası; özellikle Safir, Zorlu, Trump vb. örneklerde gördüğümüz yandaşa sağlanan ayrıcalıkl­ı imar artışları. Peki, ne yapacak? Kanımca bina bazlı dönüşümü kaldırıp Fikirtepe örneğindek­i gibi geniş alanlarda dönüşümü getirecek ve böylelikle yine kendi yandaşına, büyük müteahhitl­ere rant alanları açılacak. Dolayısıyl­a, çıkarlar korunmaya devam edilecek.

Şu da var; Türkiye ekonomisin­in çarkları nereden dönüyor? Gayrisafi milli hasılanın yüzde 15 civarı inşaat, emlak sektörleri­nden. Buna yan sektörler eklendiğin­de GSMH’YE katkı yüzde 30’u buluyor. Şimdi şunu sormak gerek, ekonomik sistemi mi değiştirec­eksiniz? Yeni üretim alanları mı açıyorsunu­z? Çünkü bu anlattıkla­rı kendi sistemleri içinde yapılası şeyler değil.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye