Uçurtmaları da vururlar
Aradan birkaç gün geçtikten sonra hapishaneye, daha öncede burada kalmış olan ve herkesin tanıdığı Döne gelir. Yine hırsızlık yaparken yakalanmıştır. Ama Döne bu sefer 9 aylık hamiledir. Gece Döne’nin sancısı tutar; fakat revirde doktor yoktur ve hastaneye de gidemiyorlardır. Bunun üzerine Döne kadınların yardımıyla koğuşta doğum yapar. Artık herkes yeni doğan bebekle ilgilenmektedir, hatta İnci bile… Barış bu duruma çok üzülmüştür.
Kadınlar koğuşta Barış hakkında konuşurlarken İnci tahliye olmadan onun sünnetini yapmaya karar verirler. Kıyafetler getirilir, hazırlıklar yapılır ve Barış sünnet olur.
Artık İnci’nin günü dolmuştur, tahliye olacaktır. O sabah erkenden kalkar, herkes avludadır, sadece Barış içeride uyuyordur. Annesi İnci’nin gitmesiyle Barış’ı durduramayacaklarına inandığı için onu uyandırmamıştır. İnci hepsiyle vedalaşıp, çıkar bu sırada Barış uyanır ve koşarak bahçeye gelir; ama İnci gitmiştir. Barış artık tek başınadır, hep İnci’yi düşünür, onun hayalini görür ve hep onun yatağına gelir. Barış İnci’nin kendisini unuttuğunu düşünmektedir. Zeynep ona İnci’nin onu unutmadığını belki bir gün uçurtma olup geleceğini söyler.
Barış tek başına avluda otururken gökyüzünde bir uçurtma görür ve sevinçle içerdekilere haber verir. Herkes avluya koşar, mutlulukla uçurtmaya el sallamaya başlar. Hepsi çok mutludur. Bu sırada hapishane müdürü gelir, avludakileri görünce sinirlenir. Avludakileri dağıtmalarını, uçurtmayı uçuranı da bulmalarını ister. Ama uçuran kişi bulunamayınca, müdür uçurtmayı vurmalarını emreder, avludaki herkes susmuştur. Uçurtmaya nişan alır, ama vuramaz. Çünkü uçurtma uzaklara uçmaya başlar. Herkes yeniden sevinçle bağırmaya başlar.
Gökyüzündeki uçurtmalar çoğalır…
Uçurtmayı Vurmasınlar (1989) Yönetmen: Tunç Başaran Senaryo: Feride Çiçekoğlu
Oynayanlar: Nur Sürer, Ozan Bilen, Füsun Demirel, Rozet Hubeş, Güzin Özipek, Güzin Özyağcılar, Yasemin Alkaya, Meral Çetinkaya…