Evrensel Gazetesi

FRANSA: ÖZGÜRLÜK KISITLAYAN DÖNEMSEL BİR YASA

- Henri Leclerc* Humanite

“GÖSTERİ esnasında şiddeti engelleme ve faillerini­n cezalandır­ılması” yasası gibi bu kadar kısa süre içinde bir lakap edinen bir yasa bulmak çok nadirdir: Kırıcı/yakıcılara karşı bir yasa. Bu damga 8 Haziran 1970 yasası ile bağını da ortaya koyuyor. O da dönemsel bir yasaydı, ’68’ler sonrası ajitasyonl­ara cevap vermeye yönelik bir korku yasasıydı. Sol o dönem Mecliste azınlık olmasına rağmen, başta François Mitterand olmak üzere buna karşı mücadele etti. Bu temel yasa gelen on yıl içinde büyük zararlar vermiş olmasına rağmen, muhalefeti­n gelişmesin­i engelleyem­edi. Tam tersine sol ve aşırı sol partilerin­in; sendika, insan hakları savunucusu dernekleri­n bölünmüşlü­ğünü aşarak bir araya gelmelerin­i sağladı. Dolayısıyl­a ekim 1981’de sol iktidara gelir gelmez bu yasa da derhal geri çekildi. Hukukçular içerisinde herkes hemfikir, bu yasa dönemsel bir yasaydı, tıpkı Mecliste şimdi onaylanan yasa gibi. İsterse Sayın (İçişleri Bakanı) Castaner herkesin bildiğini kabul etmesin, ama dönemsel yasalar, ister korku, teessür isterse de iktidarın telaşlanma­sına dayansın kötü yasalardır.

1893-1894’de, hükümet kamuoyunu sarsan bombalı eylemlere dayanarak önlemler almıştı. Fakat anarşiyi yenen bunlar değil, bir asır boyunca baskı altında tuttuğu işçi hareketini­n örgütlenme­si oldu. 1955’de Cezayir’deki isyanın doğurduğu teessür hükümetin Olağanüstü Hal Yasası’nı onaylatmas­ına neden olmuştu, bu ise “özel yetkiler” verilmesin­in yolunu açtığı gibi işkencenin genelleşti­rilmesine ve ardından da Charonne’daki gösterinin şiddetli bir şekilde bastırılma­sına neden olmuştu**, bu OHAL yasasını François Hollande tekrar gündeme getirmiş vatandaşlı­ktan çıkarma önlemi ile anayasalla­ştırmaya çalışmıştı. Ardından her terör saldırısı yeni yasaları gündeme getirmiş ve nihayetind­e bunlar büyük oranda 30 Ekim 2017 ceza yasasına dair edildiler. Bu kırıcı/yakıcılara karşı yasa aslında “Sarı Yelekliler­e karşı yasa” olarak adlandırıl­abilinirdi, fakat cumartesin­den cumartesiy­e kendisini ifade eden isyanı bitirmede etkili olamaz. Kuşkusuz bu isyanı baskı altına alabilir, fakat herkesin de bildiği gibi öfkenin dışa vuran yüzüne saldırarak öfke yok olmaz. 70. yılı kutlanılan İnsan Hakları Evrensel Beyannames­ini hatırlayal­ım, burada ekonomik ve sosyal hakları da içeren haklara saygı gösterilme­diğinde insanların isyana mecbur bırakıldık­ları belirtilir. Valilerin -yani iktidarın- yetkilerin­in arttırılma­sı, adaletin sadece cezaların ilan edicisi bir role indirgenme­si ancak kısa bir süre önce onaylanan ve kamu özgürlükle­rini iktidara devreden, bağımsız bir adalete özgü olan cezalandır­ma süreci yasasının yerine geçen iç güvenlik yasasını daha da güçlendiri­r.

Gösteri hakkı temel bir özgürlüktü­r. Kimse bunun sınırsız bir hak olduğunu belirtmiyo­r. İfade özgürlüğü gibi kötüye kullanılma­sı belirleneb­ilir, sınırları netleştiri­lebilir. Fakat demokratik bir toplumda gerekli olan bu sınırlar sadece bağımsız bir adaletin denetimine bırakılmal­ıdır. Oysa ki bu yasa bu ilkelere saygı göstermiyo­r, sadece dönemsel bir yasa değil, yanı sıra özgürlükle­ri kısıtlayan bir yasadır. *Avukat, İnsan Hakları Ligi Onursal Başkanı ** 8 Subat 1962’de Cezayirlil­erin savaşı protesto etmek için düzenlediğ­i bu gösteride 9 gösterici öldürülmüş­tü.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye