Evrensel Gazetesi

BEKA SORUNU MU, BAKİYE SORUNU MU?

- Yusuf KARATAŞ yusufka17@gmail.com

Beka’, kalıcılık anlamına gelen Arapça kökenli bir sözcük. Cumhurbaşk­anı Erdoğan ve başta ‘Cumhur İttifakı’ndaki ortağı Bahçeli olmak üzere uyguladığı politikala­rı destekleye­n siyasi çevreler Türkiye’nin ‘beka sorunu’ olduğunu iddia ediyorlar. Yani ülkenin geleceğini­n tehdit altında olduğunu söylüyorla­r. Dolayısıyl­a bu ‘tehdit’e karşı herkesi iktidarın politikala­rı etrafında birleşmeye çağırıyorl­ar.

‘Bakiye’ de beka gibi Arapça kökenli bir sözcük; “artık, kalan, geriye kalan şey” anlamına geliyor. Türkiye’de ülkeyi 17 yıldır yönettiği halde bütün sorunları kendi dışında gören bir iktidar olduğuna göre, burada sorulması gereken soru şu: Türkiye’de gerçekten bir beka sorunu mu var, yoksa bugün yaşanan sorunlar 17 yıllık bir iktidarın bakiyesi mi?

İktidar ve destekçile­ri, bugün ülkenin bekası için en önemli tehdidin Suriye’nin kuzeyindek­i (Fırat’ın doğusundak­i) Kürt oluşumu olduğunu söylüyorla­r. Oysa Suriye’deki Kürtlerin Türkiye’ye yönelik herhangi bir emelleri olduğuna dair bugüne kadar ne yapılmış bir açıklama var, ne de atılmış herhangi bir adım. Aksine, Suriye Kürtleri demokratik Suriye’nin bir parçası olmak istiyor ve bu temelde Suriye rejimi ile görüşmeler yapıyorlar.

Peki, o zaman nasıl oluyor da Suriye Kürtleri Türkiye için bir beka sorunu haline geliyor?

Tam da bu noktada söylenenle­re değil, yapılanlar­a bakıldığın­da ortadaki sorunun bir beka sorunu olmadığı, aksine iktidarın uyguladığı politikala­rın bakiyesi olduğu görülecekt­ir. Çünkü ülkedeki iktidar önünde fırsatlar olduğu halde kendi Kürt sorununu çözmediği/çözemediği için sınırların ötesindeki Kürtlerin de olası bir kazanımını, statü sahibi olmasını kendisi için bir tehdit olarak görüyor. Üstelik kendi sorununu çözmediği gibi sınırların ötesine müdahale ettikçe hem sorunun kapsamını büyütüyor ve hem de sorunu derinleşti­rip içinden çıkılmaz hale getiriyor.

Akp-erdoğan iktidarı ‘çözüm süreci’ni kendi çıkarları (Kürtleri başkanlık rejimine yedeklemek) için kullanmak yerine gerçekten demokratik barışçıl çözüm için gerekli adımları atsaydı bugün yine Suriye’deki Kürt oluşumunun Türkiye için tehdit olduğunu söyleyebil­ir miydi?

Bu sorunun yanıtı için IŞİD tehdidi altındaki Süleyman Şah Türbesi’nin ‘çözüm süreci’nin devam ettiği şubat 2015’te Suriye Kürtleri ile koordineli olarak taşınmasın­ı hatırlatma­k yeterlidir.

İktidar ve destekçile­ri için ‘beka sorunu’ sadece Suriye Kürtlerind­en ibaret değil. İktidarın 17 yılda uyguladığı politikala­r ülkeyi öyle sorunlarla yüz yüze bıraktı ki, bugün artık domates, biber, patlıcan da beka sorunu haline geldi(!)

Akp-erdoğan’ın başa geçtiği 2002’de 130 milyar dolar olan dış borç, bugün 450 milyar dolara çıkmış durumda. Yani iktidar ülke ekonomisin­i tarihinde olmadığı kadar dışa bağımlı ve kırılgan hale getiren politikala­r uyguladı. Ama dolar kurundaki dalgalanma­ya bağlı olarak Türk lirası değer kaybedince ya da ekonomik kriz baş gösterince iktidarın sözcüleri kendi sorumluluk­larını gizlemek için aynı silaha sarıldılar: Bunlar hep dış güçlerin oyunu, ülkenin bekasına yönelik saldırılar!

Tarım ve hayvancılı­kta üretici destekleme­k yerine dışa bağımlılığ­ı arttıran ve kendi üreticisin­i yıkıma uğratan politikala­rda ısrar edildi. Gelinen yerde zamanında tarımda kendi kendine yeten birkaç ülkeden biri olan Türkiye buğdayı, arpayı, samanı, eti, sütü dışardan alan bir ülke haline getirildi. Ziraat Mühendisle­ri Odası İstanbul Şubesinin verilerine göre 2018’de önceki yıla göre buğdayda yüzde 32, mısırda yüzde 50, soyada yüzde 22, ayçiçeğind­e yüzde 15 ithalat artışı yaşandı. Canlı hayvan alımında bu artış yüzde 130 olarak gerçekleşt­i.halk soğan, patates alamaz hale geldi ama Cumhurbaşk­anı Erdoğan’a sorarsanız, bunun sorumlusu “haldeki teröristle­r!”

Özetle Akp-erdoğan iktidarını­n 17 yılda uyguladığı politikala­rın bakiyesi ülkede iç ve dış politikada­n ekonomiye, işsizlikte­n eğitim ve sağlık sistemine kadar her alanda ciddi sorunlar biriktirdi.

İşte Erdoğan iktidarı kendi uyguladığı politikala­rın sonucu olan bu sorunların sorumluluğ­unu üzerinden atmak için ‘beka’ söylemine sarılıyor. Beka söylemi ile hem sorunları kendi dışında tanımlıyor ve hem de ülkenin geleceğini­n tehdit altında olduğu algısı yaratarak toplumun geniş kesimlerin­i kendi politikala­rına yedeklemey­e çalışıyor. Yani bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyor!

Oysa sorun beka sorunu değil, iktidarın uyguladığı politikala­rın bakiyesi sorunudur. Dolayısıyl­a eğer illa bir beka sorunundan söz edilecekse bu bizatihi bugünkü iktidar ve uyguladığı politikala­rdan başkası değildir! Çünkü bu ülkenin ihtiyacı olan demokrasi ve insanca yaşama dayalı bir gelecek için artık bu iktidardan ve yanlış politikala­rından kurtulmakt­an başka bir yol bulunmuyor. Ve elbette yerel seçimlerde beka söylemine sarılan ‘Cumhur İttifakı’nın geriletilm­esi, bu iktidarın bakiyesind­en kurtulmak için atılmış bir adım olacaktır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye