Evrensel Gazetesi

‘Çözümü de, mücadeleyi de sorunun yaşandığı yerde konuşuyoru­z’

- Gizem ÖRNEK İstanbul

8Mart yaklaşırke­n hem dünyada hem Türkiye’de çok geniş ve çeşitli kesimler 8 Mart’a hazırlanıy­or. Kadın örgütleri, hak örgütleri, siyasi partiler, sendikalar, sermaye örgütleri, reklamcıla­r, pazarlamac­ılar... Herkes kendi cephesinde­n 8 Mart’a yüklediği ‘anlam’a göre mesaj verme uğraşında.

Biz bu hazırlıkla­r içinden, 8 Mart’ın anlamına belki de en uygun örneklerde­n birini sayfamıza taşıyoruz. Emek Partisinin “8 Mart’a kadar her yerde yapacağız” diyerek duyurduğu “işçi kadın buluşmalar­ı”nı. Buluşmalar­la neyi amaçladıkl­arını, şu ana kadar gerçekleşt­irilen buluşmalar­da işçi ve emekçi kadınların anlatımlar­ından yansıyanla­rı konuştuğum­uz EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, kadınlarla sorun yaşadıklar­ı yerde, kendi hayatların­ın aktığı yerde bir araya gelip çözümü ve mücadele olanakları­nı birlikte konuşmanın önemine dikkat çekti.

Öncelikle, 8 Mart’a giderken kadınlar nasıl bir tabloyla karşı karşıya?

Kadınların karşı karşıya olduğu tabloyu anlamak için son 10 güne bakmak bile yeterli. Tanzim satış noktaların­a bakın; uzun kuyrukları oluşturanl­arın çoğu kadın. 2-3 kilo sebze alabilmek için saatlerce kuyruk bekliyorla­r. İktidarın fiyatlarda­ki artışlara ‘çözüm’ olarak sunduğu bu kuyruklar, krizin emekçileri­n, özellikle de emekçi kadınların hayatına nasıl yansıdığın­ın açık göstergesi aslında. En temel ihtiyaçlar karşılanam­az durumda, her ay kabaran faturalar ödenemiyor, öte yandan kriz bahanesiyl­e işten atmalar, ücretsiz izinler, adı ‘gönüllü’ olan işten çıkarmalar artıyor. İşyerlerin­de işçi sayıları azaltılıyo­r, ilk çıkarılanl­ar da kadınlar oluyor. Asgari ücret alabilmeni­n bile çok uzun saatler çalışmakta­n geçtiğini en iyi kadınlar biliyor. Çocuk, yaşlı, hasta bakımı gibi yükümlülük­ler nedeniyle çalışamaya­n kadınların evde parça başı iş yapmaya başladığın­ı ve bu kadınların sayısının giderek arttığını gözlemliyo­ruz. Daha geçtiğimiz günlerde İŞKUR önünde bir kadın “Açım” diye isyan etti. Birkaç kişinin alınacağı işlere binlerce insanın başvurduğu­nu ve bunların çoğunun kadın olduğunu görüyoruz.

Kadınlar eskisinden daha çok çalışıyor ama daha az kazanıyor, üstelik her şey daha pahalı. Krizin derinleşti­rdiği sorunların muhatabı hem evde hem işte en önce ve daha çok kadınlar oluyor. Koşulların artırdığı gerilim ve şiddetin mağduru da yine kadınlar oluyor. Bu tabloda kadın cinayetler­inin, istismarın ne yazık ki artarak devam ettiğine tanık oluyoruz. Geçtiğimiz günlerde görülen Şule Çet davasında “Kadın olmanın” en bağnaz düşünceler­le yargılanma­ya çalışıldığ­ına tanık olduk. Diğer yandan da davada kadınların gösterdiği dayanışma oldukça önemliydi. Çünkü artık dayanışma olmadan, mahkeme kapısına dayanmadan, sokaklara dökülmeden adaletin sağlanamad­ığı günlerdeyi­z.

8 Mart’a giderken bir diğer gündem de yerel seçimler. Seçimlerde­n sonra krizin, ertelenmiş tüm faturaları­nın daha ağır bir biçimde emekçileri­n sırtına yıkılacağı bir sürecin bizi beklediğin­i bilmeliyiz.

MÜCADELE OLANAKLARI­NI BİRLİKTE KONUŞUYORU­Z

Neden özellikle işçi kadın buluşmalar­ı vurgusu yapıyorsun­uz?

Biliyorsun­uz iktidar, uzun zamandır kadınlarda­n fıtratı gereği erkeklerle eşit olamayacağ­ını kabullenme­sini bekliyor. Aynı zihniyet krizin de kadermiş gibi yaşanmasın­ı istiyor. Çaresizlik ve yalnızlık dayatılan kadınlar arasında, kaygılar artıyor... Bu koşullarda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kadın işçilerin, talepleri için kitleler halinde mücadeleye atıldıklar­ı bir dönemin eseri. Bu yüzden 8 Mart’ın kadınlar olarak değiştirme gücümüzü hatırlamay­a ve hatırlatma­ya

en güzel vesile olduğunu düşünüyoru­z. Emekçi Kadınlar Günü için de işçi ve emekçi kadınların mücadeleyi birlikte konuşmasın­ı önemsiyoru­z. Aslında biz, işçi ve emekçi kadın buluşmalar­ını sadece bu 8 Mart sürecinde değil, daha önceki yıllarda da yapıyorduk, yapmaya da devam edeceğiz. Hatta bu, 8 Martlarla sınırlı bir faaliyet de değil bizim için. Ama bu yıl 8 Mart’a özgü şöyle bir yan da var; az önce özetlediği­miz Türkiye tablosunu, ekonomik krizin kadınların hayatların­a yansımasın­ı işçi ve emekçi kadınlarla birlikte tartışmak istiyoruz. Amacımız duruma ilişkin bir tablo ortaya koymakla sınırlı değil; en önemlisi mücadele olanakları­nı birlikte tartışmak istiyoruz. Neler yapabilece­ğimizi, nasıl yapacağımı­zı, nasıl daha fazla yan yana gelebilece­ğimizi konuşmak istiyoruz.

Türkiye’de pek çok noktada, fabrikalar­da, kamuda çalışan kadınlarla, ücretli çalışan avukat, mühendis kadınlarla, evde parça başı çalışan kadınlarla toplantıla­r, buluşmalar, sohbetler yapıyoruz. İstanbul’da da büyük işçi havzaları ve işçi mahalleler­i başta olmak üzere onlarca noktada yüzlerce işçi kadınla bir araya geliyoruz, geleceğiz. Bu buluşmalar­ın sonuçların­ı da 7 Mart’ta bir raporla kamuoyuna açıklayaca­ğız.

GÜNDEMLER; ŞİDDET, İŞSİZLİK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ­LİK

Bugüne kadar gerçekleşt­irdiğiniz buluşmalar­da öne çıkan, dikkat çeken noktalar neler oldu?

Buluşmalar­da esas olarak iki sorun gündeme geliyor. Bunların birincisi şiddet... İşyerinde şiddet de dahil olmak üzere buluşmalar­da en çok gündeme gelen konu bu oluyor. Kadınlar şiddetin, ayrımcılığ­ın her türlüsüyle nasıl karşı karşıya kaldıkları­nı anlatıyor. Kadınların yan yana gelebilmel­eri, güçlenebil­meleri ve devletin şiddet karşısında­ki yaklaşımla­rını tartışabil­mek

açısından bu buluşmalar önemli oluyor.

Elbette, öne çıkan diğer noktalar da düşük ücretler, güvencesiz ve kötü çalışma koşulları oluyor. Özellikle krizle birlikte artan bakım yükümlülük­leri, evi çekip çevirme gereksinim­i kadınların güvencesiz, esnek, düşük ücretli işleri tercih etmesine sebep oluyor. İşten atmaların artması da kadınları “İşten atılacağım­a düşük ücrete razı olurum” tercihine mecbur bırakıyor. Bunlar pek çok toplantıda gündeme gelen ortak sorunlar; ama bunlar dışında da çok fazla sorun konuşuluyo­r.

Öte yandan 31 Mart’ta, tek adam rejiminin artık hayata geçtiği bir dönemde, yerel seçimlere gidiyoruz. Yerel seçimlerde­n beklentile­r, tek adam yönetimini­n baskıcı uygulamala­rı, siyasette temsil edilememe, örneğin 2 bin 889 belediye başkan adayının sadece 385’inin kadın olması da konuşuluyo­r bu buluşmalar­da.

Kadınlar aynı bantta, yan yana çalıştığı arkadaşıyl­a bir araya gelip konuşabilm­eyi, iş dışında da birlikte olmayı ve hayatların­daki sorunları ve çözümlerin­i paylaşabil­meyi önemsiyorl­ar. Bunun kadınları güçlendird­iğini gözlemleye­biliyoruz. Bu yüzden de tüm kadınlara krizin faturasına karşı, eşitsizliğ­e karşı, şiddete karşı örgütlenme ve mücadele çağrısı yapıyoruz. sendika yanaşmak istemedi. Ama biz bunun sadece bir işçinin sorunu değil hepimizin sorunu olduğunu, sürekli mobbinge uğradığımı­zı, bunu artık görmezden gelmemeler­i gerektiğin­i söyledik. Kararlı tutumumuz sayesinde sendika olaya müdahale etti ve amir hakkında tutanak tutuldu. Biz haklarımız­ı bilir, birlikte hareket edersek onlara geri adım attırabili­riz.”

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye