SEÇİLDİKTEN SONRA NASIL BİR YÖNETİM ANLAYIŞI İLE HAREKET EDİLECEĞİ ÖNEMLİ
Uzun tartışmalardan sonra Chp’nin Büyükşehir Adayı Tunç Soyer oldu. Soyer’in adaylığı İzmir demokrat kamuoyu tarafından olumlu karşılandı diyebiliriz. Hatta İEDG’NIN bazı bileşenleri destek açıklamasında bulundu. Sizin değerlendirmeleriniz neler?
Chp’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer, Seferihisar’da iki dönem yaptığı belediye başkanlığı sürecindeki icraatları sebebiyle sempati toplayan bir isim. Birçok belediyeye kayyımlar atanırken, bu antidemokratik uygulamayı protesto ettiğimiz eylemde yer alan tek CHP’LI Belediye Başkanı idi.
Bazı söylem ve icraatları ile Chp’den daha ileride olduğu söylenebilir. Birkaç gün önce emek ve meslek örgütü temsilcileri ile bir araya gelmesini ve orada konuşulanları da önemsiyoruz ama daha ileriden adımlar atılmalı bu süreçte. Seçildikten sonra nasıl bir yönetim anlayışı ile hareket edileceği önemli olacak. İcraatlarının takipçisi olmak ve yanlışlarının karşısında durmak üzere Soyer’e bu koşullar altında bir kredi verilebilir.
Tek adam rejiminin hüküm sürdüğü bu süreçte, belediyelerin bütçesi sürekli kesintiye uğrarken, kayyım kılıcı tepede sallanırken, halkın ihtiyaçları için değil, yandaş firmalara para aktarmak için hazırlanan projeler sırada beklerken adayın ne kadar olumlu özellikleri olursa olsun tek başına hiçbir şey ifade etmeyeceği ortadadır.
‘SEÇİMLER BİZİM İÇİN BİR MÜCADELE ARACI’
Yerel seçimlerde AKP-MHP gerici ittifakının güç kaybetmesi önemlidir ancak yerel seçim çalışması sınıf mücadelesi ve demokrasi mücadelesine bağlanmalıdır. Akp’nin ve arkasındaki kapitalist güçlerin geriletilmesi, başta işçi sınıfının mücadelesi ve talepleri olmak üzere demokratik hak ve özgürlükler için verilecek ortak mücadeleyle mümkündür.
Kriz etkisini asıl olarak seçimlerin ardından ve daha derinden hissettirecek. Yoksulluk, işsizlikle birlikte kazanılmış haklara saldırı gündeme gelecek. Buna karşı birlikteliğin nasıl sağlanacağı ve mücadelenin nasıl örüleceği önemli.