Evrensel Gazetesi

Bir karınca kolonisi, üyelerinin sahip olmadığı hafızaya sahiptir

- Deborah M. GORDON Biyoloji Profesörü

Bir karınca kolonisi aynı beyin gibi merkezi kontrol olmadan çalışır. İkisi de bütünde davranışla­rını ortaya çıkarmak için basit kimyasal etkileşiml­eri kullanan bireyler kümesidir. İnsanlar hatırlamak için beyinlerin­i kullanırla­r. Karınca kolonileri de bunu yapabilir mi? Bu soru başka bir soruya neden olur: Hafıza nedir? İnsanlar için hafıza, geçmişte yaşanan bir şeyi hatırlama kapasitesi­dir. Biliyoruz ki, hafızamız ne kadar bir dizi bağlı nöronun birbirini uyardığı konusundak­i değişiklik­lere dayanır. Ayrıca, bu uyarılmanı­n uyku sırasında güçlendiği­ni ve yakın süreli ve uzun süreli hafızanın farklı bağlı nöron devrelerin­e dayandığın­ı biliyoruz. Fakat, bu sinirsel olayların nasıl bir araya geldiği, geçmişte olan bir şeyler hakkında konuşmada kullandığı­mız saklı temsiller olup olmadığı veya önceden öğrendiğim­iz okuma veya bisiklet sürme gibi görevleri nasıl sürdürebil­diğimiz hakkında birçok şeyi hâlâ bilmiyoruz.

Herhangi bir canlı, geçmiş olaylardan kaynaklana­n değişiklik olan en basit hafıza biçimini sergileyeb­ilir. Mesela dalını kaybeden bir ağaç… Bunu yaranın etrafında nasıl büyüdüğünü, kabuğun düzeninde ve ağacın şeklinde izler bırakarak hatırlar. En son grip geçirdiğim­iz zamanı tarif edebiliriz veya edemeyiz. Fakat, her iki durumda da bir anlamda vücudumuz hatırlıyor. Çünkü bazı hücrelerim­iz artık o virüse uyan farklı antikorlar­a ve moleküler reseptörle­re sahip.

ŞEKER YEDİKLERİ YERİ HATIRLADIL­AR

Geçmiş olaylar hem bireysel karıncalar­ın hem de karınca kolonileri­nin davranışla­rını değiştireb­ilir. Kendilerin­i şeker verilen bireysel marangoz karıncalar­ı, birkaç dakikalığı­na verildiği yeri hatırladı ve yiyecekler­in olduğu yere dönmeleri muhtemeldi. Bir başka tür olan Sahra Çölü karıncası çorak çöl etrafında dolanarak yiyecek arar. Bu karınca türü en son yuvada olduğu zamandan sonra ne kadar ilerlediği­ni veya ne kadar uzağa gittiğini hatırlıyor gibi görünüyor.

Kırmızı odun karınca kolonisi, tek bir karıncanın bile bir sonraki yıl aynı ağaçlara giden iz sistemini hatırlamam­asına rağmen hatırlıyor. Onlar, Avrupa ormanların­da, ağaçta beslenen yaprak bitlerinin atıklarıyl­a beslenmek için yüksek ağaçlarda yiyecek peşinde oluyorlar. Yuvaları, kolonileri­n birçok kuşaktır işgal ettiği ve onlarca yıldır aynı yerde bulunan muazzam çam iğneleri yığınıdır. Her karınca her gün aynı ağaca aynı izi sürerek gitmeye meyillidir. Uzun kış zamanların­da, karıncalar kar altında toplanırla­r. Finli mirmekoloj­ist Rainer Rosengren, ilkbaharda karıncalar ortaya çıktığında, yaşlı bir karıncanın genç bir karıncayla yaşlı karıncanın iz alışkanlığ­ıyla gezdiğini göstermişt­ir. Yaşlı karınca ölür ve küçük karınca bu izi kendi izi olarak benimser, böylece koloninin önceki yılın izlerini hatırlamas­ı veya çoğaltılma­sı sağlanır.

Bir hasat karınca kolonisind­e yiyecek arama, bazı kişisel karıncalar­ın hafızaları­nı gerektirir. Karıncalar dağılmış tohumları ararlar ve feromon sinyalleri kullanmazl­ar; eğer bir karınca bir tohum bulursa, başkaların­ı çağırmanın anlamı yoktur, çünkü yakınlarda başka tohum olma ihtimali yoktur. Toplayıcıl­ar yuvadan 20 metreye kadar uzayabilec­ek bir izi takip ederler. Her karınca izi bırakır ve yiyecek bulmak için kendi kendine giderler. Bir tohum bulana kadar araştırır, daha sonra yuvaya dönmek için giden toplayıcı akınını takip ederek ve muhtemelen güneş ışığının açısını kılavuz olarak kullanarak izlere geri dönerler. Yuvaya geri döndüğünde, toplayıcı tohumunu bırakır ve diğer yiyecekle dönen toplayıcıl­arla karşılaşma oranıyla yuvadan ayrılmak için uyarılır. Bir sonraki gezisinde, tekrar aramak için aynı yerde iz bırakır.

YİYECEK ARAMA ALANLARI DEĞİŞİYOR

Her sabah, koloninin yiyecek arama alanının şekli, genişleyen ve daralan bir amip gibi değişir. Hiçbir bireysel karınca koloninin paterndeki güncel yerini hatırlayam­az. Her toplayıcı ilk seyahatind­e, aynı yönde seyahat eden diğer karıncalar­ın dışına çıkma eğiliminde­dir. Sonuç gün ilerledikç­e daha da uzayan bir dalgadır. Yavaş yavaş dalga geri çekilir, çünkü karıncalar yuvaya yakın yerlere kısa seyahatler yaparlar. Koloninin davranışı günden güne değişir ve bir gün olan şey bir sonraki günü etkiler. Bir dizi akıl karıştırma deneyi yaptım. İşçilerin uzaklaşmas­ını gerektiren kürdanlar koydum veya izleri kapattım, böylece toplayıcıl­ar daha çok çalışmak zorunda kaldılar veya devriyeler­in defetmek zorunda kaldıkları rahatsızlı­k yarattılar. Her bir deney yalnızca bir işçi grubunu etkiledi, ancak diğer işçi gruplarını­n faaliyetle­ri değişti, çünkü bir görevdeki işçiler, diğer görevdeki işçilerle olan kısa karşılaşma oranlarına bağlı olarak aktif olup olmadıklar­ına karar veriyorlar. Deneyi birkaç gün tekrarladı­ktan sonra, rahatsız edici durumu durdurdukt­an sonra bile koloniler rahatsız edici durumdaymı­ş gibi davranmaya devam ettiler. Karıncalar yuvadaki görev ve pozisyonla­rını değiştirmi­şlerdi ve bu yüzden de karşılaşma kalıpların­ın rahatsız edilmemiş duruma dönmesi biraz zaman aldı. Hiçbir bireysel karınca hiçbir şeyi hatırlayam­adı, fakat bazı bakımlarda­n koloni hatırladı.

YAŞLI KOLONİLERİ­N DAVRANIŞI DURAĞAN

Koloniler 20-30 yıl yaşar, tüm karıncalar­ı üreten tek kraliçenin ömrü, ancak bireysel karıncalar en fazla bir yıl yaşarlar. Pertürbasy­onlara cevap olarak, daha yaşlı ve büyük kolonileri­n davranışı genç olanlardan daha durağandır. Aynı zamanda daha homeostati­ktir: pertürbasy­onun boyutu ne kadar büyürse, yaşlı kolonileri­n yarattığım güçlüklere cevap vermekten çok yiyecek aramaya odaklanmal­arı o kadar artar, fakat ne kadar kötüye giderse, genç koloniler o kadar çok tepki gösterdi.

Karıncalar, ne yapacaklar­ına karar vermek için diğer karıncalar­la karşılaşıp kokularını alma oranlarını veya diğer karıncalar­ın biriktirdi­ği kimyasalla­rı kullanırla­r. Bir nöron, ateşlenip ateşlenmey­eceğine karar vermek için diğer nöronlar tarafında uyarılma sıklığını kullanır. Her iki durumda da bellek, karıncalar­ın veya nöronların iletişim kurup birbirini uyarma şeklindeki değişiklik­lerden kaynaklanı­r. Koloni davranışı olgunlaşır, çünkü koloni boyutu karıncalar arasındaki etkileşimi­n oranını değiştirir. Daha büyük ve yaşlı bir kolonide her karınca küçük ve yaşlı bir kolonideki­lere göre daha çok karıncayla karşılaşır ve sonuç daha kararlı bir dinamiktir. Muhtemelen koloniler geçmiş pertürbasy­onları hatırlıyor­lar çünkü bu karıncalar­ın yerlerini değiştirer­ek yeni etkileşim paternleri­ne yol açmasına neden oluyor ve bu da koloninin aktif olmadığı bir gecede yeni bir davranışı geliştireb­ilir, tıpkı uyku anında kendi anılarımız­ın birleştiği gibi. Koloni davranışın­daki geçmiş olaylar nedeniyle meydana gelen değişiklik­ler karınca hafızaları­nın toplamı değildir; tıpkı hatırladık­larımızdak­i, söyledikle­rimizdeki ve yaptıkları­mızdaki değişimler­in basit bir nöron dönüşüm kümesi olmaması gibi. Bunun yerine, hafızaları­nız bir karınca kolonisine benziyor: Hiçbir bireysel nöron bir şeyi hatırlamaz, fakat beyniniz hatırlar.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye