Kısa çalışma ödeneği sona erdi, işçi kıyımı başladı
Merhabalar Evrensel okurları; Bizler Sumiriko Hose (Dytech) fabrikasında çalışan bir grup işçiyiz. Daha önce yazdığımız mektuplardan da hatırlayacaksınızdır. Fabrikamız sektörel daralma gerekçesi ile kısa çalışma ödeneğinden yararlanmaya başlamıştı. Aralık, ocak ve şubat aylarını kapsayan ödenek bu ay sonu itibarıyla sona erecek.
O dönem işveren temsilcileri kısa çalışma ödeneğini bizlere “Bu kötü günleri aşmak için”, “Çok şanslısınız, kimseyi çıkarmayacağız” diyerek anlatıyordu. Neredeyse kısa çalışmayı bize bir lütuf gibi anlattılar. Bizler kısa çalışma ödeneği süresince de işçi atılabilir endişesi taşırken gerek temsilciler, gerekse de işveren temsilcileri böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, işten çıkarmalar olamayacağını söylediler. Birçok arkadaşımız işsizlik maaşından kesilse de bu duruma işçi çıkarma olmayacak dendiği için katlandı. Ya da katlanmak zorunda kaldı.
Yine bize yalan söylediler, yine bizi yarı yolda bıraktılar. Bugün (önceki gün) itibariyle 25 arkadaşımızı işten çıkardıklarını öğrendik. Tebligatlar arkadaşlarımızın evlerine gönderilmiş. Bugün (önceki gün/18 Şubat) fabrikada üretim yok. Sabahtan bu yana herkes herkesi arayarak işten çıkarılıp çıkarılmadığını soruyor. Bizi adeta kurbanlık koyuna çevirdiler.
Tebligatların evlere gönderildiği duyulduğundan bu yana temsilcileri arıyoruz. 4 temsilci de farklı sayılar veriyor. Kimisi “Hiç haberim yok” diyor. Bu rakamın 80’e çıkacağı söyleniyor. Fabrikanın neredeyse üçte biri işten atılıyor, temsilci benim haberim yok diyor. Diğerleri farklı rakamlar veriyor. Sorarız bu temsilciler kimin temsilcisi, bu temsilciler ne iş yapar? Bizim için bu temsilcilerin hiçbir hükmü yok. Biraz gururları varsa bu görevi bir an evvel bırakmalılar. Biz işçiler kendimizi temsil etmeyi gayet iyi biliriz.
Arkadaşlar, kısa çalışma ilk gündeme geldiğinde de yazdığımız mektupla uyarmaya çalıştık. Bu bizim hayrımıza değildir dedik. Bizim olanı bize vererek bu bir lütuf gibi sunuyorlar dedik. İşten atmalar olabilir kısa çalışma bir engel değil dedik. Yani her koşulda patronlar zarar görmemeyi, zararı bizim sırtımıza yıkmayı beceriyor. Çünkü biz paramparçayız. Çünkü biz bir araya gelemiyoruz. Bugünlerin geleceği dünden belliydi. Şimdi bu işten atmalara sessiz mi kalacağız? Bugün 25, yarın 80 haneye ateş düşecek, arkadaşlarımız yoksulluğun, işsizliğin kucağına atılacak. Belki yarın sıra bende, sende, bizde, hepimizde. Sıra sana gelmeden ses çıkaralım. Artık başka şansımız yok. Birleşirsek kazanırız.