Tek işyerinde yetmez, Başpınar’da birlik olmalı
Krizden dolayı son altı ayda 30 binden fazla işçinin işten atıldığı Antep Başpınar Organize’de patronlar, işini kaybetme ve kriz koşullarında iş bulamama korkusundan dolayı işçilerin düşük zamma sessiz kalacağını düşünüyorlardı. Ama öyle olmadı.
Sanayi bölgesinde geçtiğimiz günlerde bazı tekstil fabrikalarında kısa süreli iş bırakma eylemleri gerçekleşti. Ücretlere yapılan 2019 ocak zammının asgari ücrete yapılan yüzde 26 zam oranının çok altında kalmasına tepki olarak Şireci, Flament, Boyar ve Gürteks gibi işyerleri başta olmak üzere, pek çok işyerinde gerçekleşen eylemler sonuç verdi. Bu işyerlerinin bir kısmında işçilerin talebi olan asgari ücrete yapılan zam oranında ya da bu orana yakın zamlar verilirken, bir kısmında ise açıklanan düşük zamların geri çekildiği ve işçilerin taleplerinin dikkate alınarak zam oranlarının yeniden belirleneceği açıklandı.
İŞ BIRAKMA DALGASI SONA ERMEDİ
Bu zam döneminde yaşanan iş bırakma dalgası tam olarak sona erdi diyemeyiz. Düşük zam oranlarını geri çekip, yeni zam oranını henüz açıklamayan çok sayıda işyeri var ve bu işyerlerinde işçilerin beklentilerinin altında zamlar açıklanırsa yeniden eylemler gündeme gelebilir. Ama daha şimdiden Antep Başpınar OSB’DE patronların krizin faturasını işçilere yıkma ve krizi fırsata çevirme hamlelerinden birinin boşa çıkartıldığını; asgari ücrete yapılan zam oranının altında zam yaparak, ücretleri asgari ücrete eşitleme çabasının geri püskürtüldüğünü ve Başpınar tekstil işçilerinin kısmi de olsa bir kazanım elde ettiğini şimdiden söyleyebiliriz.
‘ŞALTER İNDİRMEK’ YETMEZ
Bazen yılda bir-iki, bazen birkaç yılda bir de olsa, genellikle ücret talebiyle olmak üzere, Antep Başpınar OSB işçilerinin tek tek işyerlerinde iş bırakarak eyleme kalkışması neredeyse bir gelenek haline gelmiş durumda. Yakın tarihi bu tür örneklerle dolu olan Antepli tekstil ve dokuma işçilerinin genellikle zam talebi için başvurduğu bu ‘Şalter indirme’ alışkanlığının, kısa vadede belli oranda bir zam almak ve işçilerin kendi birliğine olan güveni arttırması gibi kazanımları olduğuna kuşku yok.
Ancak gelinen yerde, hem eylemlerin hem de taleplerin sadece tek tek işyerleriyle sınırlı kaldığı, hepsinden önemlisi de, işyerinde kalıcı bir birliği kurup sürdürmeyi hedeflemeyen bu eylemlerin tek başına sorunları ne kadar çözdüğünü işçiler tartışmak zorunda.
Geçtiğimiz günlerde Evrensel’deki haberimizde görüşüne yer verilen Boyar işçisinin söyledikleri, işçilerin tek tek işyerlerini aşan bir birliğe ve ortak harekete duyduğu ihtiyacı ifade etmesi bakımından önemliydi: “Şireci iş bırakıyor bizim haberimiz yok, biz bırakıyoruz Gürteks işçisi çalışıyor. Böyle hak alamayız, bütün organizenin birlikte hareket etmesi lazım.”
Zira son eylemlerde de kazanım elde edilmiş olsa da sorunlar çözülmüş değil. Zira yüzde 26 zamma rağmen insanca yaşamaya yetecek bir düzeyin hâlâ çok gerisinde olan ücretler de dahil olmak üzere, işten atılmalar, ücretsiz izinler, çalışma
koşullarının kötüleşmesi gibi, işçilerin son dönem aciliyet kazanmış pek çok sorunu orta yerde duruyor.
İşçilerin kazanımlarını koruyabilmesinin ve yenilerini kazanabilmesinin en önemli güvencesi olacak şekilde, hem işyerinde hem de Başpınar OSB genelinde ya da en azından belli başlı büyük işletmelerin işçileri arasında kalıcı bir birlik sağlanamadığı sürece, yıllardır olduğu gibi, sahip olduğu haklar da aldığı ücret zamlarıyla birlikte kısa sürede eriyecek ve uzun vadede kaybetmeye devam edecek.
KALICI BİR BİRLİK, MÜCADELECİ BİR SENDİKA İÇİN
Bu noktada Başpınar OSB işçilerinin en büyük dezavantajı, hem işyerinde hem de Başpınar genelinde işçilerin birliğini sağlayacak mücadeleci sendikaların yokluğu. Antep’te tekstil iş kolunda kimi işyerlerinde hâlâ ‘örgütlü’ olan üç tekstil sendikasının (TEKSİF, Öz İplik-ış, Dısk/tekstil) yönetimi ve sendikacılık anlayışı da işçilere