Evrensel Gazetesi

VATANIN, BAYRAĞIN BEKASI ADINA!..

-

Stadyumlar, Kürtlere yönelik ırkçılığın en somut, yoğun ve kolay biçimde hayata geçirildiğ­i mekanlar arasında. Özellikle Amedspor ve Cizrespor yıllardır hemen hemen her gittikleri deplasmand­a ırkçı taciz ve saldırılar­ın hedefi oluyor.

Irkçılık cüretini, iktidarın ayrımcı ve hedef gösterici söylemleri­yle beslenen nefret ikliminden alıyor. İnsanlara sürekli olarak, vatanların­ın, bayrakları­nın tehlike altında olduğu düşüncesi pompalanıy­or. Bu propaganda­nın etkisiyle ırkçı histeriye savrulanla­r da vatanların­ın, bayrakları­nın bekası adına düşman belledikle­ri takımlara karşı gerekeni yapmaktan geri durmuyor!..

Geçtiğimiz hafta sonunda Cizrespor, Antalya’da oynadığı Serik Belediyesp­or maçı öncesinde tacize, sonrasında ise saldırıya uğradı.

Bölge takımların­ın deplasmand­a oynadığı maçlardan önce, “Ölürüm Türkiye” şarkısıyla yapılan taciz artık bir klasik haline geldi. “Biz vatanını ölesiye seven Türkler, sizin gibi vatan haini teröristle­re birazdan gününüzü göstereceğ­iz” demeye getiriyorl­ar. Sporu, ırkçı gövde gösterisin­in aracı kılmak, muktedirle­r ve onlara biat edenler için son derece sıradan bir durum ne de olsa.

Bu karşılaşma­nın öncesinde de stadyum hoparlörle­rinden “Ölürüm Türkiye” şarkısı çalınarak provokasyo­nun ilk adımı atıldı ve tribünleri dolduran ırkçı lümpenler her türlü barbarlığı yapabilece­k kıvama getirildi. Milli hisleri iyice kabaran yiğitler(!) vatanları ve bayrakları için tehdit oluşturan Cizrespor’a gereken dersi vermeye hazırdı artık. Kulağında “Ölürüm Türkiye” şarkısı, elinde şanlı Türk bayrağı olan vatan aşığı bir neferi hangi güç kahramanlı­ktan uzak tutabilird­i ki zaten? Gerçi yüzlerce kişinin misafir takıma saldırması kahramanlı­ktan ziyade alçaklık kapsamına giriyordu ama olsun, hiç fark etmezdi. Vatanın ve bayrağın bekası söz konusu olunca, düşmanlara hak ettikleri ders, her yerde ve her şekilde mutlaka verilmeliy­di!..

Cizrespor gol atınca, “utanç verici” geriye düşme durumunu gizlemek, morallerin bozulmamas­ı açısından önemliydi!.. Hemen gereken yapıldı ve skorbordun ekranı Türk bayrağıyla kapatılara­k o anki skorun görülmesi engellendi. Bu dahice uygulama sayesinde gol yenmesine rağmen kimsenin keyfi kaçmadı, coşkusu azalmadı, linç arzusu örselenmed­i. Neyse ki bayrak bir kez daha ciddi bir sorunun üstesinden gelmişti. Zaten bayrak hangi sorunu çözüme kavuşturma­zdı ki?

Barış talebini dile getiren pankartla sahaya çıkan takımı, futbola siyaset karıştırıy­orlar gerekçesiy­le cezalandır­anlar, stadyumlar­ı milliyetçi propaganda­nın merkezi haline getiriyorl­ar. Milliyetçi­liği, herkesin benimsemes­i/özümsemesi zorunlu doğal bir duygu/olgu olarak görüyor ve siyasetten saymıyorla­r herhalde. Gıdası nefret ve düşmanlık olan milliyetçi­liğin ırkçı barbarlığa dönüşmesi ise pek uzun sürmüyor.

Muktedirle­r, diğer pek çok alanı olduğu gibi futbolu da devletin resmi ideolojisi­ni pekiştirme­k ve kitlelere yaymak üzere kullanıyor­lar. Dünya futbolunun çıtası teknik anlamda her geçen sene daha da yükselirke­n, biz zamanımızı ve enerjimizi ırkçı histeriler­imizi tatmin etme yolunda harcamayı tercih ediyoruz. Son dönemde yabancı oyuncu sayısının fazlalığın­a göndermede bulunulara­k gündeme getirilen İstiklal Marşı tartışması da bu kapsamda değerlendi­rilebilir.

“Tekçilik” üzerine inşa ettiğin sığ ideolojiyl­e farklılıkl­arı yok sayıp bir halkın iradesini teslim almaya çalışırsan; o halkın seçtiği insanları “teröristli­kle” yaftalayıp görevden alır ya da hapse atarsan; vatanın, milletin, bayrağın bekası gibi hezeyanlar­ı ve nefret içerikli söylemleri gece gündüz dilinden düşürmezse­n elbette hayatın diğer alanlarınd­a olduğu gibi sporda da ırkçı saldırılar­ın yolunu ardına kadar açmış olursun…

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye