Evrensel Gazetesi

HABERİN İÇİNDEN

- Caralan@evrensel.net

olan Osman Kavala ile içlerinde M. Ali Alabora, Can Dündar gibi sanatçı ve gazetecile­rin de olduğu 15 kişi için ağırlaştır­ılmış müebbet hapis cezası istenen iddianamen­in hazırlandı­ğı da açıklandı. Üstelik Kavala ve dosyada yer alan gazetecile­rin, sanatçılar­ın, insan hakçıları savunucula­rının suçlanması­nın merkezinde “Gezi direnişine yardım ettikleri” gibi inanılmaz bir iddia var. Çünkü “Gezi direnişi hükümete karşı bir kalkışma”ymış! Savcıların, siyasi iktidarın gözüne bakarak, Gezi’den altı yıl sonra vardıkları sonuç buymuş!

Ve elbette gerek Cumhuriyet gerekse “Gezi davası”nın seçim arifesinde gündeme getirilmes­ini, bir rastlantı değil siyasi gerilimi “bir tık daha” yukarıya taşımanın vesilesi yapılmak istenmesin­in işareti olarak görmek yanlış olmaz.

DÜNKÜ AKP VE MHP OYLARI YERİNDE DURUYOR MU?

Bunu 24 Haziran seçimlerin­de gördük, 37 gün sonra yapılacak yerel seçim sürecini yaşadığımı­z şu günlerde de açıkça görüyoruz. Ki, Erdoğan’ın daha önce kendi politikası­na oy vermeyen halk kesimlerin­i kazanma diye bir derdi kalmamıştı­r. Tersine, 16 Nisan referandum­undan beri (7 Haziran seçiminden beri de diyebiliri­z) asıl çabası, referandum­daki hile hurda şaibesiyle de beslenen, “kıl payı” farkı korumaktır! Eğer bu farkı az çok korursa, medya ve devletin imkanların­ı da kullanarak yapacağı “tehdit” ve “dayatmalar”la kendine yetecek oyu sağlayacağ­ını düşünmekte­dir.

Erdoğan önceki gün yaptığı konuşmada da “AKP ve Mhp’nin oylarını konsolide edelim bize yeter” anlamına gelen sözleriyle yerel seçimde çıtayı koyduğu yeri açıkça ilan etmiştir.

Ancak, iç ve dış politikada ülkeyi sürükledik­leri açmazlar, 17 yıllık AKP iktidarını­n ekonomi politikala­rının ülkeyi giderek derinleşen bir ekonomik krize sürüklemiş olmasıyla birleşince, bu gelişmeler­in 24 Haziran’da AKP’YE oy veren emekçiler arasında daha önce olmadığı kadar büyük hoşnutsuzl­uklara yol açtığı da kuşkusuzdu­r.

İktidarın devasa medya gücüyle gerçekleri­n üstünü örtme ve “Millet İttifakı”nın “Cumhur İttifakı”yla

Burada elbette, “Peki, seçimden sonra siyasi ortam ‘normale’ dönecek midir?” sorusu akla gelebilir.

Gerek medyada gerekse siyaset erbabı içinde seçimden sonra her şeyin “normal” mecrasına döneceği iddiaları vardır. Ama eğer bu, halkın bilincini çarpıtma amaçlı bir iddia değilse aşırı saflık işaretidir. Çünkü “tek parti tek adam rejimi” amaçlı “Cumhur İttifakı”nın elindeki en önemli silah, siyasi gerilimi yüksek tutarak, elindeki büyük devlet ve medya imkanını kullanarak rakiplerin­i sindirmekt­ir.

Bu da iktidarın baskıyı, muhalif tepkileri bastırmak için polisi, yargıyı iç ve dış askeri operasyonl­arı daha partizanca kullanacağ­ı anlamına gelmektedi­r. Dahası böyle bir siyasi gerilim ortamı onlar için varlık-yokluk koşulu haline gelmiştir.

Bu açıdan yaklaşıldı­ğında, seçimden sonra da onları -geri adım atmasalar bile- yavaşlatac­ak, “tek adam rejimi”ne karşı güçlerin işlerini kolaylaştı­racak olan ise, “Cumhur İttifakı”nın yerel seçimden, halktan yediği tokatla sersemlemi­ş olarak çıkmasıdır.

Bu yüzden yerel seçimde, bir yandan elbette “Cumhur İttifakı’na oy yok” sloganını öne çıkarırken öte yandan;

-Seçim sonrasının krizin yükünü reddetme mücadelesi için emek mücadelesi­ni örgütleme,

-Seçim çalışmasın­ın “tek parti tek adam rejimi”ne karşı demokrasi ve özgürlükle­r mücadelesi­ni yenileme anlayışıyl­a ele alınması kaçınılmaz­dır.

 ??  ?? İhsan Çaralan
İhsan Çaralan

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye