‘İşçi kenti Çiğli’de işçilerin sözü olsun’

İŞÇİLERİN MECLİS ÜYESİ ADAYI CİHAN İŞÇİ:

İzmir’in Çiğli ilçesinde DERİTEKS Örgütlenme Uzmanı Cihan İşçi, işçi ve emekçilerin bağımsız adayı oldu. Daha önce birçok fabrikada sendikal çalışma yürüten İşçi, Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki işçilerin sesinin mecliste duyulması gerektiğini vurgulayarak, işçi semtlerinden, fabrikalara kadar her alanda çalışma yürüteceklerinin altını çizdi.

Organize Sanayi Bölgesi’nin yer aldığı ve emekçi semtlerinin yoğun olduğu Çiğli’de adaylık sürecini anlatan İşçi, “Uzun zamandır Çiğli’ de hem yerel hem de genel siyasette birçok şey tartışılıyor fakat bu kadar büyük organize sanayi ve çevresindeki mahallelerde işçi sınıfına dönük hiçbir çalışma yok. Aksine her zaman tersi yönde şeyler oldu. Örneğin Billur Tuz direnişinde, işçiler kapı önünde direnişteyken belediye işverenle anlaşarak oraya işçi temin ediyordu. Keza Dostcam’da da buraya dönük bir çalışma vardı. Aslında bakarsınız burada iktidarın kim olduğuna bakmaksızın, yerelde CHP genelde AKP olmasına rağmen, ortak noktada buluştukları şey işçi sınıfına dönük hiçbir şey yapmamaları. Ülke genelinde de mevcut iktidarın işçi sınıfının tek silahı olan grevi yasakladığını ve bunu da patronların katıldığı toplantılarda öve öve anlattığı bir sistem içindeyiz. Biz buna karşı bir grup işçi temsilcisi, işçi, sendikacı olarak işçi sınıfına yönelik ne yapabiliriz, yerel seçimlerde nasıl bir çalışma yürütmemiz lazım tartışmaları yürütürken ortak noktada buluştuğumuz şey, birincisi tek adam rejimine karşı birleşmek, en geniş demokratik bir güç birliği oluşturmak; ikincisi Çiğli’de de işçilerin söz hakkının olduğu bir zemin hazırlamak. Bu çerçevede görüştüğümüz siyasi partilerin hepsi olumlu baksa da somut bir ilerleme sağlanamadı. Gerek yerel iktidarda bulunan Chp’nin iç sorunları, çok sayıda aday adaylarının olması, bu adayların demokratik olmayan bir yolla merkezden seçilmesi, gerek demokrasi güçlerinin bu konuyu tam kavrayamamış olmasından

kaynaklı geniş bir ittifak ve demokrasi birliği sağlanamadı” dedi.

‘İŞÇİYİ HİÇE SAYAN YÖNETİM ANLAYIŞINA KARŞIYIZ’

İşçiler olarak geniş bir çatı altında ortak bir aday etrafında buluşmak isterken bunun karşılık bulmadığını belirten İşçi, “Biz de başından beri işçiyi hiçe sayan bir yerel yönetim anlayışı olacaksa buna karşı olacağımızı anlatıp bağımsız meclis üyesi adayı olarak çıktık. Derdimiz burada hem yerel yönetimdeki anlayışımızı iyi anlatabilmek hem de seçilirsek Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki işçilere yönelik her türlü olumsuzlukta belediye tarafından müdahale etmek” diye konuştu. Genellikle yerel seçimlerde yönetim anlayışının ranta dönük bir çalışma olduğunu söyleyen İşçi, “Ranta dönük ne varsa halka bunu teşhir edeceğiz. Onun için de adaylığımızı açıkladık

ve birçok kesimden, özellikle işçi ve sendikalardan olumlu tepkiler alıyoruz. Bizim esas gücümüz bugüne kadar mücadele verdiğimiz fabrikalardaki işçi temsilcileri ve işçiler olacak. İşçilerle birlikte daha kapsamlı bir çalışma ile yolumuza devam edeceğiz” dedi.

İŞÇİLER İÇİN YAŞANABİLİR BİR SEMT

İşçi ve emekçi semtlerinden fabrikalara somut talepler etrafında yürütecekleri çalışmalara değinen İşçi, “İşçi mahalleleri dediğimiz yerler, işçinin işinden sonraki zamanını değerlendirme açısından daha yaşanabilir bir semt olmaktan çok uzak. İşçilerin oturduğu mahalleleri gözlemlediğinizde, sosyal alanları neredeyse hiç yok, altyapı, ulaşım sıkıntılı. Bunlar için bir baskı unsuru yaratılmalı. Diğer bir konu ise kreşler. Emekçilerin, işçilerin çocuklarını bırakacakları bir kreş yok. Mevcut belediyenin var ama belediyelerin kreş ücretleri bir işçinin karşılayabileceği düzeyde değil. Yine işçi sağlığı iş güvenliği ile ilgili belediyenin fabrikalara belli başlı müdahaleleri olabilir. Atıktan tutalım da kuralsız çalışmaya kadar, buralarda raporlayıp belediye gündemine taşımak önemlidir. Bunlar başlıca çalışma unsurlarımızdan olacak” dedi.

Ranta dönük yönetim anlayışına karşı olduklarını belirten İşçi, “Mahallelerde özellikle kentsel dönüşümden kaynaklı ranta açık bir durum da var. Örneğin Çiğli Köyiçi Mahallesi’nde bir kentsel dönüşüm var, ama hiçbir meclis üyesi gidip Köyiçi halkına düşüncesini bile sormuyor. Buradaki insanları yukarı Güzeltepe’ye taşıyıp toplu konutlara mahkum etmek istiyorlar. Bu tip imar planlarının döndüğü işçinin kendi mahallesinde, kendisinin haberi yok. İleride mecliste olacağımız zaman halka iletme gibi bir çalışmamız da olacak. Hem denetleme hem takip etme hem de halkı bu konuda bilinçlendireceğiz” dedi.

ÇAĞRIMIZ, BU YÖNETİM ANLAYIŞINDAN RAHATSIZ OLAN HERKESE

Ayrıca işçi direnişlerine de uzak yönetim anlayışını eleştiren İşçi, “Organize sanayide aşağı yukarı ücretler hep aynı seviyede ve gelir düzeyinin düşmesinden kaynaklı işçiler daha kötü çalışma koşullarından kurtulmak için sendikalaşma faaliyeti yapıyor. Ama bakıyoruz, sendikal faaliyet yapılan direnişin olduğu hiçbir yerde belediyelerin maddi veya manevi desteği olmuyor. TARİŞ direnişi 100 günü aşkın süredir var ve yaklaşık 10 gün önce belediye başkan aday adayı ziyaret etti, o da seçim öncesi olduğu içindi. Bu anlayışı kırmak lazım” diye konuştu.

İşçi sınıfına yüzünü dönen bir anlayışın olması gerektiğini yineleyen İşçi, “Derdimiz bu sistemden, bu yönetim anlayışından rahatsız olan herkesi bu birlikteliğin içerisinde buluşturmak. Ayrıca yaklaşık 10 yıldır direnişlerde, sendikal faaliyetlerde bizi gören her işçiden destek istemek. Biz, yerel meclislerde ne kadar çok olursak hayatımızda o kadar çok değişiklik olur” dedi.