‘Hocalarımızla gurur duyuyoruz’
Hekimler, barış bildirisini imzaladıkları için ceza alan meslektaşlarının yalnız olmadığını belirterek, ‘Hocalarımızla gurur duyuyoruz’ dedi.
Barış bildirisi imzacısı hekimlerden Prof. Dr. Taner Gören, Prof. Dr. Huri Özdoğan, Doç. Dr. Haydar Durak ve Yrd.doç. Dr. Nihan Aksakallı geçtiğimiz haftalarda art arda görülen davalarda “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla ceza aldılar. Verilen cezalara ilişkin İto’nun Cağaloğlu’daki merkezinde basın açıklaması düzenlendi. İlk olarak konuşan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Osman Küçükosmanoğlu, yaklaşan yerel seçimler öncesi yargının daha hızlı ve daha fazla cezalar verdiğini ifade etti. Açıklamayı okuyan İTO Başkanı Pınar Saip “Arkadaşlarımızın yaptıklarında insanlık yasalarının ve hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu koşullarda bir suç yoktur. Toplumların sağlıklı olması barış ortamı kadar hukuk mekanizmasının da adaletli işlemesinden geçmektedir. İnsancıl ortamlarda yaşayabilmek, sağlıklı bir toplum olabilmek bütün demokratik kurum ve kişileri meşruiyet ihtiyacı dahi duymayan ve adaleti hiçleştiren uygulamalara karşı demokratik girişimlerde bulunmaya çağırıyoruz. Ömürlerini demokrasi, barış, özgürlük, eşitlik, toplum sağlığı ve iyi hekimlik mücadelesi ile geçiren; hekimlerin haklarının korunması ve halkın sağlık hakkına erişimindeki engellerin kaldırılması mücadelesinde sorumluluk alan hocalarımızla gurur duyuyoruz.” dedi.
Yargılanıp ceza alan Prof. Dr. Taner Gören de “Bana ve arkadaşlarıma verilen ceza bizi korkutmak için değil, diğer insanlara korku salmak ve düşünce özgürlüğünü kullanamayacakları bir ortama gark etme çabası.” dedi. Ceza alan akademisyenlerden Doç. Dr. Haydar Durak da “Bir insan ve bir hekim olarak yaşamı, yaşatmayı önceliyoruz. Barış talep etmek suç değildir, bunu savunmaya devam edeceğiz.” dedi. Op. Dr. Samet Mengüç de, insan yaşamını savundukları için ceza alan meslektaşlarının onur ve gurur kaynağı olduğunu söyledi. Son olarak konuşan Dr. Murat Ekmez, açılan davaları “Hekimliğin temel ilkelerine açılmış bir dava” olarak yorumladı. (İSTANBUL/EVRENSEL)
TUTUKLANDIKTAN 13 ay sonra mahkemeye çıkarılan bir vatandaş hakkında karar veren AYM, “Tutukluluğa karşı itiraz hakim önünde olmalı” diyerek ihlal kararı verdi.
İ. S adlı bir vatandaş 4 Nisan 2012 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınarak tutuklandı. Soylu hakkında “Silahlı terör örgütüne üye olma, mala zarar verme, terör örgütü propagandası yapma ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etme” suçlarından kamu davası açıldı. Soylu, tutuklandıktan on üç ay sonra mahkeme karşısına çıktı ve ilk duruşmada beraat etti. Ancak Soylu, makul sürede mahkemeye çıkarılmadığı için tazminat davası açtı. Ağır Ceza Mahkemesi ise tazminat davasını reddetti. Kararı Yargıtay da onadı. Bunun üzerine Soylu, makul sürede mahkeme karşısına çıkarılmadığını söyledi, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini söyleyerek Anayasa Mahkemesine (AYM) başvurdu. Soylu’nun başvurusunu değerlendiren AYM, “Anayasa’nın 19. maddesinden kaynaklanan temel güvencelerden biri de tutukluluğa karşı itirazın hâkim önünde yapılan duruşmalarda etkin olarak incelenmesi hakkıdır.” diyerek ihlal kararı verdi. AYM kararında, “İsnat edilen suç kapsamında tutukluluk durumunun duruşmasız olarak incelenmesi ve yaklaşık on üç ay boyunca bu şekilde devam eden bir usule göre özgürlüğünden yoksun bırakılması başvurucuya yeterli güvencelerin sağlanmaması sonucunu doğurmuştur.” ifadeleri yer aldı. AYM, ayrıca Soylu’ya 5 bin TL tazminat ödenmesine de hükmetti. (İSTANBUL/EVRENSEL)