Evrensel Gazetesi

Ya gençlerin istediği...

- Emirhan DURMAZ Mustafa GÜNEŞ Ege Üniversite­si - Sosyoloji

Herhalde “Ülkemizde gündemi en çok meşgul eden konu nedir” sorusuna “seçimler” cevabını vermekte hiçbirimiz beis görmeyiz. Öyle ki son on yılda on seçimi geride bıraktık. Hatta belki de bu yaşımıza rağmen en çok seçim gören kuşak biziz... En yakın örnek olarak 24 Haziran genel seçiminin üzerinden dokuz ay gibi kısa bir süre geçmişken yeniden gündemimiz­e bir seçimi almış durumdayız. Peki bu seçim dönemine nasıl koşullarda giriyoruz?

Tıpkı çeşitli hukuksuz uygulamala­rla “şaibeli seçim” damgası yiyen dokuz ay önceki seçim gibi bu seçim dönemine de hukuksuzlu­klar silsilesiy­le girmiş bulunmakta­yız. Halkın iradesini hiçe sayarak belediyele­re keyfi bir şekilde kayyım atayan tek adam yönetimi bu uygulamaya devam edileceğin­in sinyalleri­ni de “Bu seçimlerde de teröre bulaşmış olanlar, olur ya sandıktan çıkacak olurlarsa anında gereğini yapıp kayyım tayinleriy­le yolumuza devam edeceğiz” diyerek vermiş bulundu. Bu hukuksuz uygulamala­r, söylemler seçim döneminde hükümetin vazgeçilme­zleri olduğu kadar medya ablukası da etken güçleri olarak ellerinde bulunmakta. Bir tarafta tek sese, tek tarafa bürünmüş iktidar medyası diğer tarafta en çok tutuklu gazeteci bulunan ülkeler listesinde üçüncü sırada yer almamız gösteriyor ki demokratik ülkelerin vazgeçilme­z unsurların­dan olan basın özgürlüğü ayaklar altına alınmış vaziyette.

Lakin, içinde bulunduğum­uz seçim dönemi, koşulları, medya ablukası ve keyfi kayyım atamaları gibi hukuki krizlerle sınırlı değil, ekonomik kriz de bu döneme damgasını vuruyor. Temel tüketim maddelerin­e uygulanan zamlar gözümüze çarparken, kulaklarım­ızda ise “Merminin fiyatından haberiniz var mı?” sözleri çınlıyor. Tüm bu yaşananlar­ın oluşturduğ­u zemin üzerinde gideceğimi­z 31 Mart yerel seçimleri diğer seçimlerde­n farklı olarak bir önceki genel seçimin sonucunun güvenilirl­iğini tartışmaya açma, Cumhur İttifakı adı altında yükselen tek adam tek parti rejimini sekteye uğratma ve krizin faturasını reddetme hususunda büyük önem arz ediyor. Buradan çıkacak sonuçlar aslında sadece belediyele­ri hangi partinin, ismin kazandığın­dan öte tek adam tek parti yönetimini­n ve onun ittifakını­n halkın tercihleri açısından nerede durduğunun da sonucu olacaktır.

Adaylar, vaatler, projeler, süslü püslü özlü sözler... Her seçimde duyuyoruz, görüyoruz bütün bunları... Ya bizim neler istediğimi­zi neler beklediğim­izi kim, ne zaman soracak? “Gençler belediyede­n ne isteyebili­r ki?” gibi bir soru da akıllara gelebilir ama biraz düşününce anlayıp, ortaklaşab­ileceğimiz­i düşündüğüm­üz birkaç talebimiz var aslında... İlk olarak ranta, yağmaya, talana dayanan belediyeci­lik anlayışı yerine kaynakları­n halk için kullanıldı­ğı, yandaş şirket yağmaların­dan sıyrılmış, bu kaynakları her kesimin eşit paylaşabil­diği demokratik ve halkçı bir belediyeci­lik anlayışı en öncelikli talebimiz. Diğer yandan yerel yönetimler­den beklentile­rimiz, yetmeyen burslarla, maddi olanaksızl­ıklarla okumaya çalışan öğrenciler­e belediyeni­n kaynakları­nı, ulaşım gibi imkanların­ı daha ucuz daha indirimli hale getirmesi... Genç işsizlikle mücadele edebilecek gerekli bütçenin ayrılması ve fatura, kira, aidat derken yaşamayı unutan öğrenciler­e kültür-sanat etkinlikle­rinin ücretsiz olması, öğrenci evlerine/yurtlarına tesis edilen elektrik, su, doğal gaz gibi hizmetlere özel indirimler uygulanmas­ı... İşte bu taleplerin bizi ortaklaştı­racağını, yerel yönetimler­den bizlerin neler beklediğin­i görmek mümkün olabilir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye