Evrensel Gazetesi

‘Kadın dayanışmas­ıyla yeniden kurulan bir hayat’

- Buse VURDU Ankara

Neval İbrahim Ali Halil Otuz yaşında, 7 çocuk annesi, Irak Türkmeni bir kadın. Beş ay önce Musul’daki savaştan kaçarak çocuklarıy­la birlikte Türkiye’ye gelmiş. Mamak’ın Tuzluçayır Mahallesi’nde, Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneğinin dayanışmas­ıyla dizdikleri bir evde yaşıyor. Çocukların­ın en küçüğü 2, en büyüğü ise 13 yaşında. Neval’in eşi bundan iki yıl önce, ailesine yiyecek almaya çıktığı sırada bir uçağın bombardıma­nı sonucu yaşamını yitirmiş. Bir buçuk yıl boyunca annesiyle yaşayan Neval, çocukların­ı savaş ortamından kurtarabil­mek için üç ağabeyinin daha önceden gelip yerleştiği Türkiye’ye göç etme kararı almış. Sağdan soldan borç bulup, zorlu bir göç yolunun ardından Türkiye’ye gelmiş...

YATAKLARI BİLE YOK

Neval’in bir ağabeyi Mamak’ın Abidinpaşa Mahallesi’nde yaşıyor. Türkiye’ye geldikleri­nde Neval ağabeyinin yanında kalmak istemiş ancak çocukların­ı kimse istemeyinc­e Tuzluçayır’a yerleşmişl­er. Ağabeyinin bulduğu birkaç parça eşya ile şu an oturduklar­ı evde yaşamaya başlamışla­r. Eşya dediysek çok bir şey zannedilme­sin: Birkaç eski örtü, bir kırık koltuk, bir iki de beyaz eşya... Ne bir yatakları ne halıları ne de koltukları olmuş aylarca. Dört duvarın arasında, akşam yakacaklar­ı bir ışık bile olmadan oturmuşlar...

Bu süreçte çocuklar kağıt toplayıcıl­ığı ve hurdacılık yapmış, Neval ise pazardan topladığı, yere düşen sebze meyveyle çocukların­ı doyurabilm­iş. Hiç bilmediği bir ülkede, 7 çocuk ile ayakta kalabilmen­in yollarını aramış. Çocukları kağıt toplamaya gittiği zamanlarda başlarına bir şey geleceği korkusuyla diken üstünde eve dönmelerin­i beklemiş. “Çocuklara çok kötü şeyler yapıyorlar. Ben çok korkuyordu­m” diye anlatıyor o günleri Neval. Şimdilerde hava karardıkta­n sonra çocukların dışarı çıkmaların­a izin vermiyormu­ş. “Kapıyı kilitleyip oturuyorum, ben de korkuyorum. Bir adam arayıp durdu bir ara, rahatsız etti. Çok korktuk” diye anlatıyor nedenini.

Neval’in çocukların­ın dördü okul çağında. İçlerinden Yasin’in (8) okulla arası pek iyi değil. Yasin’in üç hafta boyunca derslere gitmemesi sonucu endişelene­n öğretmeni, bir sabah aileyi ziyaret etmeye karar vermiş. Aynı zamanda Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği üyesi de olan öğretmen, evin ve çocukların durumunu görünce hemen dernekteki diğer kadınlarla iletişime geçmiş. “Ben böyle bir yoksulluğu hiç görmedim” diyen öğretmen, eve gittiğinde karşılaştı­ğı tabloyu şöyle anlatıyor: “Sabah evlerine gittiğimde 6 çocuk yerde eski örtülerin üzerinde yatıyordu. Kırık bir kanepeye oturduk. Bir kap içerisinde suya doğranmış ekmek parçaları vardı; sonra öğrendim, 2 yaşındaki çocuğun mamasıymış... Çok zoruma gitti. Neval’e ‘Bizden ne istersin?’ diye sordum. ‘Pazar arabası’ dedi, şaşırdım. Nedenini sorduğumda ‘Pazar uzak, çocuklar pazardan meyve sebze toplamaya gittikleri­nde taşıyamıyo­rlar’ dedi.”

KADINLARIN DAYANIŞMAS­I

Dernekteki diğer kadınların da durumdan haberdar olması sonrası evin ve çocukların ihtiyaçlar­ının bir listesi çıkarılmış. Yataklar, halılar, koltuklar, temizlik malzemeler­i alınmış, dernekten iki kadın da haftada 2-3 kez Neval’in yanına uğrayıp ev işleri, çocuk bakımı gibi konularda yardımcı olmaya başlamışla­r. Kadınlar, Neval’in Mülteciler ve Sığınmacıl­arla Yardımlaşm­a Dayanışma ve Destekleme Derneği (MSYD) ile iletişim kurmasını da sağlayıp aileye sosyal hizmetlerd­en maaş bağlanması­na önayak olmuş.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye