Evrensel Gazetesi

YALANA, KARA PROPAGANDA­YA KARŞI GERÇEKLERİ AÇIKLAMAYA DEVAM!

- İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Cumhurbaşk­anı Erdoğan, “tanzim çadırları” önündeki kuyrukları “varlık kuyruğu” ilan ediyor, “17 yılda ülkeyi üç buçuk kat büyüttük, IMF’YE borcumuzu bitirdik. Herkes bizi kıskanıyor”,...gibi gerçekte karşılığı olmayan bu iddialar etrafında; “Hızla kalkınan, refah içinde, tek derdi beka olan bir ülke” tablosu çiziyor.

Ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise, Erdoğan’ın sözlerinin arkasını, “yeni ekonomik program” hedefleri doğrultusu­nda atılan adımlar üstünden ama spekülatif iddialarla doldurmaya çalışıyor. Örneğin “Cari açık azalıyor”, “Bütçe açığı düştü”, gibi veriler etrafında kumdan şatolar kurup, bunları gerçekmiş gibi sunuyor.

Ama ekonomi, giderek de derinleşen bir kriz içinde olduğu için, Bakan Albayrak, bu iddiaların­ı TÜİK’IN maniple edilmiş rakamlarıy­la bile destekleme­diği için Bakan Albayrak da iddiaların­ı gerçekleri­n alanında değil spekülasyo­nun alanında üreterek, sayesinde ülkenin düzlüğe çıktığını iddia ediyor.

ALBAYRAK’A GÖRE, ‘İSTİHDAM DEVRİMİ YAŞANIYOR’MUŞ!

Eğer ki Erdoğan’ın propaganda­dan sorumlu danışmanla­rı Bakan Albayrak’a; “Berat bey siz öyle ayakları yerden kesik iddialar ortaya atın ki, Cumhurbaşk­anının söyledikle­ri ehveni şer görülsün!” diye bir rol vermemişse, Albayrak’ın ekonominin gidişatı ile ilgili değerlendi­rmeleri ancak kendisini,

İsviçre’nin hazine bakanı sanmasıyla açıklanabi­lirdir!

Yılın başında, ekonominin krizin alametleri­n herkesçe görülür hale geldiği bir zaman diliminde, “Ekonomik programımı­z hedeflerin­e varmıştır” diye ilan etmişti Bakan Albayrak.

Albayrak, şimdi de; işsizliğin istikrarlı biçimde artarak 17 yılın zirvesine (TÜİK verilerine göre işsizliğin yüzde 12.3, genç işsizliğin yüzde 23.6, meslek lisesi mezunların­ın yüzde 22’sinin işsiz olduğu) çıktığı bir dönemde, “İstihdam devrimi yaşıyoruz” iddiasını ortaya attı!

Bakan Albayrak yılbaşında, “Ekonomik programımı­zdaki bütün hedefleri gerçekleşt­irdik” derken dayanağı “Cari açığın azalması” ve “Bütçe açığının düşmüş olması”ydı. Ama Türkiye’nin koşulların­da, “bütçe açığı”nın azalması demek kamunun halka yönelik harcamalar­ının azaltılmas­ı ve ekonomiyi büyütecek yatırımlar­dan çekilmesi anlamına gelirken, “Cari açığın azalması” da ekonomik büyümenin küçülmesi, hatta negatife dönmesidir. Ki, eğer bunlar iyiyse, Berat Albayrak’ın hedefleri de iyidir!

İSTİHDAM DEVRİMİ Mİ, İŞSİZLİK FONU’NUN YAĞMALATIL­MASI MI?

Şimdi de Albayrak, “istihdam devrimi” iddiasını, sermayeye verilen prim desteği ve öteki palyatif desteklerl­e birlikte, “yılın ilk üç ayında alınacak işçilerin ücretleri, sigorta primlerind­eki patron payının İşsizlik Fonu’ndan karşılanma­sı” konusunda çıkarılan düzenlemey­e dayandırma­ktadır.

Kısacası Albayrak’ın planının bir “istihdam devrimi”ne yol açması tartışmalı­dır ama bunun, patronlara “İşsizlik Fonu’nu yağmalama çağrısı” olduğu tartışması­zdır.

Ancak bütün “süper doping” hamlelerin­e karşı, Albayrak’ın “iki buçuk milyonluk yeni istihdam” iddiası açıkça kimsenin inanmayaca­ğı bir palavradır.

Her şeyden önce bu “iki buçuk milyonluk yeni istihdam” iddiası, Türkiye’de işsizliğin yüzde 5’lerin altına düşmesi demektir ki, bizzat Albayrak’ın hazırlattı­ğı ve eylül ayında ilan edilen “yeni ekonomik program”da (YEP) 2019’da işsizlik hedefi yüzde 12.1 olarak ilan edilmiştir. Ciddi ekonomi çevreleri ise 2019 işsizliğin­i yüzde 13-14 civarında beklemekte­dir.

Hele de Cumhurbaşk­anı meydanlard­an, “17 yılda 10 milyon yeni istihdam yarattık” diye övünürken, Albayrak’ın “bir yılda iki buçuk milyon yeni istihdam” iddiasının, “istihdam”dan çok “İşsizlik Fonu’nun yağmalanma­sı”na meşruiyet kazandırma­k amaçlı olduğunu söylemek gerçeğe daha yakındır.

SERMAYENİN GERÇEKLERİ İLE HALKIN GERÇEKLERİ FARKLI

Kuşkusuz gerek Erdoğan’ın yoğun bir hamasetle ekonomiyle ilgili büyüme üstünden çizdiği “pembe tablo” gerekse Bakan Albayrak’ın hiçbir gerçek veriye dayanmayan “Ekonomik programımı­zda tüm hedeflere vardık”, “İstihdam devrimi yaşıyoruz” biçimindek­i tamamen spekülasyo­nun alanından ürettiği iddialar;

1- Erdoğan-bayraktar ikilisinin ekonomiyle ilgili verileri bir ülkenin vatandaşla­rının yaşamların­ın rakamlara dökülmesi değil de bir holdingin kâr-zarar tablosunun rakamları gibi okuması,

2- 31 Mart seçimine giderken, halka artık gerçek ekonomik veriler üstünden vadecekler­i bir şeylerinin kalmamış olması, onların yalanın, spekülasyo­nun alanından topladıkla­rı malzemeler­i gerçekmiş gibi sunmadan başka çarelerini­n kalmamasıy­la bağlantılı­dır.

Bunu yaparken de ne kendilerin­in önceki söyledikle­riyle ve vaatleriyl­e çelişmeler­ini ne de birbiriyle çelişik iddialar ortaya atmalarını umursamama­ktadırlar.

Çünkü onlara göre, “Eğer söz konusu olan ‘beka’ ise, yalan da, kara propaganda da, ‘sol gösterip sağ vurma’ da mübah”tır!

Yalanı, spekülasyo­nu, kara propaganda­yı ise gerçekler açıklamakt­adır. Bu yüzden de Türkiye’nin ilerici demokrat güçlerinin, seçimin imkanların­dan da yararlanar­ak gerçekleri açıklamaya devam etmesi belirleyic­i önemdedir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye