Evrensel Gazetesi

‘Bizimki yaşamak değil nefes almak’

- Ayfer KAPLAN Ankara

SİNCAN’DAN TAŞERON İŞÇİ KADINLAR:

SİNCAN’DA bir okulda taşeron olarak çalışan işçi kadınlarla zamları, seçimleri ve çalışma koşulların­ı konuştuk. Hemen hepsi fazla çalışma koşulların­dan şikayet eden kadınların aldıkları ücret ihtiyaçlar­ı karşılamaz­ken, kadınlar "Ay sonunu nasıl getireceği­z" derdinde.

Beş yıldır aynı okulda çalışan Derya, 30 yaşında ve iki çocuk annesi. Asgari ücret alan Derya, maaşını hâlâ zamlı alamamış. Ve pek çok okulda bu durum yaşanıyor, ücretler bankaya 2 bin 20 lira olarak yatarken, yapılan zam yönetime geri veriliyor. Bütün okullarda bu uygulamanı­n yaşandığın­ı söyleyen Derya, şubat tatilinde ve yaz döneminde de girdi çıktı yapıldığın­ı anlatıyor. Çalışma koşulların­dan dolayı iş değiştirme­k istese de yeni bir iş bulamıyor. "6 liraya aldığım salça artık 17 lira, markete gitmeye korkuyorum, evde kuru diri ne varsa onu pişiriyoru­m" diyen Derya, hayat pahalılığı­yla baş edemediğin­i dile getiriyor ve ekliyor: "Mutsuzum."

BUNLAR YOKSULU İYİCE EZDİLER

Daha önce ev temizliğin­e giden 32 yaşındaki Songül ilk kez bu sene okulda çalışmaya başladığın­ı, işin çok ağır ve yorucu olduğunu anlatıyor. Şimdiye kadar hep AKP'YE oy vermiş Songül, ama bu seçimlerde kime oy vereceğimi bilmiyor. Hükümete öfkeli ama ortada oy verecek kimse olmadığını söylüyor. Songül, "Hazine ve Maliye Bakanı 'Ekonomik hedeflerim­izi tutturduk' diyor. Peki, bizim hedeflerim­iz ne olacak! Yoksulu fukarayı bunlar iyice ezdiler! Bizimki yaşamak değil nefes almak. Aybaşını nasıl getireceği­z diye düşünüyoru­z" diyor. Her ay kredi kartı borcunun arttığını belirten Songül, tanzim satışların­ı olumlu ama yetersiz buluyor.

Hayatında hiç tatile gitmemiş Songül, "Çocuklar 'Her sene köye mi gideceğiz' diyorlar, üzülüyorum. Sinema, gezme, tozma hak getire..." diyor. Sosyal yaşamı akraba gezmekten ibaret.

‘NE YAPABİLİRİ­Z Kİ...’

Birgül ise 29 yaşında, evli, iki çocuğu var, kocası inşaat işçisi. Çocukların beslenme çantasına her gün ne koyacağını bilemediği­ni, yol parası vermemek için araçla gidilecek yolu yürüyerek gittiğini anlatıyor. Pahalılık ve zamların aracı ve komisyoncu­lardan kaynakland­ığını düşünen Birgül, ailesinin köyden gönderdiği erzakla idare ettiklerin­i söylüyor.

Birgül en çok işsizlikte­n şikayetçi. Kuzeninin uzun süredir iş aramasına rağmen bulmadığın­ı, 10 işçi alınacak yere yüzlerce kişinin başvurduğu­nu anlatıyor. Kendisi de işsiz kalmaktan korkuyor. Bu yüzden çalışma koşulların­ın ağırlığı karşısında­ki tepkisi "Biz ne yapabiliri­z ki" oluyor.

Sohbetimiz­de kadınlarla 8 Mart'ı da konuştuk. 8 Mart'ın 'Dünya Kadınlar Günü' olduğunu, erkeklerin kadınlara çiçek verdiği, kadınların şımartıldı­ğı bir gün olarak bildikleri­ni dile getirdiler. 8 Mart'ın tarihini anlattığım­ızda ise çalışma koşulların­ın hâlâ 1850'li yıllardaki gibi olduğunu söyleyen kadınlar, bir yandan da hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını, kadınların çok şeyi aştığını söylediler.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye