Gezi’ye ‘27 Mayıs darbesi’ benzetmesi
MAHKEME GEZİ PARKI İDDİANAMESİNİ KABUL ETTİ:
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin Osman Kavala, Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Mücella Yapıcı ve Can Atalay’ın da aralarında bulunduğu 16 kişiyle ilgili hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi. İddianamede savcı, eylemlere ‘kalkışma’ dedi, Gezi’yi 27 Mayıs 1960 darbesi ile kıyasladı.
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin aralarında 15 aydır cezaevinde bulunan Osman Kavala ve Sanatçı Mehmet Ali Alabora’nın da bulunduğu 16 kişiyle ilgili yürütülen soruşturma sonucunda iddianame hazırlanmıştı. İddianamede 16 kişinin de “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması istenmişti. İddianamede Gezi direnişi ‘kalkışma’ olarak tanımlanmıştı. Söz konusu iddianame İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. 657 sayfalık iddianamede suçlanan kişiler önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak. İddianamede 16 kişiye 10 suçlama yöneltildi. Tüm kişiler hakkında, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen iddianamede, bazı şüphelilerin “Mala zarar verme”, “Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması”, “İbadethane ve mezarlıklara zarar verme”, “Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet”, “nitelikli yağma” ve “nitelikli yaralama” gibi iddialardan da değişen oranlarda hapisle cezalandırılması istendi. İddianamede savcı, Osman Kavala’nın bir telefon görüşmesindeki “Avrupalılar her gördüğüm şeyi soruyor, iyi tamam da bu siyasi durumu nasıl değiştirecek” sözlerine ve Mehmet Ali Alabora’nın “Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş sen hâlâ anlamadın mı?” sosyal paylaşımına yer vererek, iki ismi de “etki ajanlığı” yapmakla suçladı.
GEZİ DİRENİŞİ ‘KALKIŞMA’ OLARAK YER ALDI
İddianamenin ilk bölümünde ‘kalkışma’ diye adlandırılan Gezi Parkı eylemlerinin ne şekilde geliştiği anlatıldı.
“Eylemlerin tesadüfi olmadığı dışarıdan destekle Türkiye Cumhuriyeti’ne diz çöktürme operasyonu” olduğu iddiasına yer veren savcı, Gezi Parkı eylemlerini, ‘Arap Baharı’nın Türkiye’ye uyarlaması olarak yorumladı ve “Ağaç bahanesiyle hükümete yönelik kalkışmaya dönüşmüştür” ifadelerine yer verdi.
27 MAYIS BENZETMESİ
Gezi Parkı eylemlerinin başladığı tarih olan 27 Mayıs 2013’ü, 27 Mayıs 1960 darbesi ile kıyaslayan savcı, “Halkın oylarıyla işbaşına gelmiş olan hükümet, tıpkı 27 Mayıs darbesi öncesinde olduğu gibi sokak hareketleriyle baskı altına alınmak ve devrilmek
istenmiştir” ifadelerine yer verildi. Savcı, “Kalkışma hareketinin asıl sebebinin Adalet ve Kalkınma Partisinin izlediği iç ve dış politikalar ve ayrıca ülkemizde inşa edilmeye çalışılan büyük alt yapı atılımları ve projeleri olduğu anlaşılmıştır” diye iddia etti.
SAVCI’DAN ‘OTPOR’ İDDİASI
İddianamede, Gezi Parkı eylemlerinin başladığı ilk tarihlerde eyleme katılanların giydikleri tişörtlerde ‘#OCCUPYTURKEY’ yazısının yer aldığı ve bu etiketle ilgili binlerce tweet atıldığı yazıyor Bu isimle açılan “OCCUPYTURKEY” sayfasının, ODTÜ’DE 18 Aralık 2012 tarihinde başlayan ve günlerce süren öğrenci eylemleri sırasında kurulduğu ve “O tarihteki paylaşımlara bakıldığında söz konusu grubun ODTÜ’YE destek eylemlerine de yön vermeye çalıştığının gözlemlendiği” yazılan iddianamede, “Ülkemizde 2012 yılı içerisinde OTPOR/CANVAS denetiminde, şüphelilerin oluşturduğu kolektif yapı tarafından bir halk hareketi için defalarca nabız yoklanmıştır” ifadeleri kullanılıyor. Yine iddianamede, Gezi eylemleri ile OTPOR/CANVAS
bağlantısı olduğu iddia ediliyor. İddianamede bu konuyla ilgili şu ifadeler yer alıyor: “OTPOR/CANVAS’İN ülkemize uygulamayı planladığı senaryonun aktörleri; genel olarak kamuoyunda muhalif kimlikleri ile tanınan sanatçılar, reklamcılar, ajans sahipleri-çalışanları ile sosyal medya ve bilişim uzmanlarıdır. Söz konusu şahısların OTPOR Lideri İvan Marovic isimli ve Sırp uyruklu şahsın öncülük ettiği bir grup tarafından eğitildiği görülmüştür.” İddianamede, OTPOR yöneticilerden İvan Maroviç’in daha sonra Mısır’da Sanatçı Mehmet Ali Alabora ile görüştüğü iddia edilirken Osman Kavala’nın da bu süreçte önce Belçika, ardından Almanya, ardından da Amerika ve sonrasında da yeniden Almanya’da olduğu iddia edildi. Yine iddianamede “Gezi eylemlerinin yaşandığı dönemde OTPOR ve CANVAS hareketinin birçok yöneticisi ve çalışanının Türkiye’ye birçok kez ve yoğun şekilde geldiklerinin tespit edildiği vurgulandı.” ifadeleri yer aldı ve “Finansörünün de George SOROS olduğu basında yer almıştır” dendi.