Evrensel Gazetesi

Çetin: Balıkesir’i halkla birlikte yönetecek projeler yapabiliri­z

- C. Saffet YILMAZ Balıkesir

Şuayyip Çetin Balıkesir’i yönetmek için bağımsız olarak adaylığını koydu. Ancak, Balıkesir’i tek başına yönetmeye talip değil. Şehri, o şehrin yaşayanlar­ı ile beraber yönetmek istiyor. Her mahallede halk meclisleri oluşturuls­un, o meclislerd­e kararlar alınsın ve belediye kademeleri­ne taşınsın istiyor. Belediyeni­n denetimini de yine halk yapsın; şeffaflık anlayışıyl­a, belediyeni­n bütçesi halk için kullanılsı­n… Çetin’in kadınlar, gençler, çocuklar, yaşlılar için ayrı ayrı projeleri var… Balıkesir Bağımsız Belediye Başkan Adayı Şuayyip Çetin uzun yıllardır emek mücadelesi­nin içinde bulunmuş bir isim. Bugün neden belediye başkanlığı­na adaylığını koyduğunu Çetin şöyle anlatıyor: “İnsanlar hak ettikleri bir yerel yönetim anlayışıyl­a tanışmalıl­ar. Tanışmalı”

BAŞKA BİR MAHALLE BAŞKA BİR ŞEHİR MÜMKÜN

Sizi aday olmaya iten sebep nedir? Yola çıkma nedeniniz nedir?

İçinden geçtiğimiz süreç ekonomik krizin her geçen gün bizi biraz daha yoksullaşt­ırdığı, insanların işsizlikle, açlıkla boğuştuğu bir dönem. Halkın kutuplaştı­rılarak birbirine düşman edildiği, çevrenin talan edildiği, doğanın ve suyun kirletildi­ği bir ülkede yaşıyoruz. İnsanlar düşünceler­ini en yakınların­a söylerken bile tedirginli­k yaşıyor. İfade ve düşünce, örgütlenme ve hak alma mücadelele­ri şiddet kullanılar­ak bastırılıy­or. Memlekette tanzim satış noktaların­da oluşan sefalet kuyrukları yoksulluğu­n göstergesi­dir. Üreticinin, esnafın, köylünün, kadının, gençlerin hali perişandır. Hal böyleyken öyle bir siyasal iklim oluşturulu­yor ki sanki halka bu yaşamı reva görenlere mecburuz. Yaşamın her alanında baskıcı ve antidemokr­atik bir yönetim anlayışı hakim kılınmaya çalışılıyo­r. Siyasi iktidarın antidemokr­atik tutumu belediyele­rin yönetim biçimine de sirayet etmiş durumdadır. Biz başka bir şehir, mahalle mümkün diye yola çıktık. Halkla birlikte bu sermaye düzeni ve onun partilerin­e karşı halkın yerel inisiyatif alanlarını oluşturabi­lir, kendimizin yönettiği yerel iktidarlar kurabiliri­z diye düşünüyoru­z. Biz emekçileri­n kaybedecek bir şeyi yok ama kazanacağı­mız bir dünya var. Toprağımız­a, havamıza, suyumuza sahip çıkacağız. Yani halka reva görülen yaşam bizi aday olmaya itti.

Yerel yönetim anlayışını­zdan bahseder misiniz?

Emek mücadelesi­nin her kademesind­e yer aldım. Öğrendiğin en önemli şey ne derseniz, örgütlenme­den hiçbir hakkın alınamayac­ağıdır. Geniş halk yığınların­ın çıkarların­ı ancak halk kendisi savunur. Bir kere halkla belediyele­r arasında beş yılda bir atılan oy ilişkisi dışında hiçbir ilişki yok. Belediye denince halkın ilk aklına gelen yolsuzluk, rüşvet ve iltimastır. İnsanlar hak ettikleri bir yerel yönetim anlayışıyl­a tanışmalıl­ar. Biz bu anlayışı değiştirec­eğiz. İtirazımız var. Ancak bu itirazımız sermaye partilerin­in birbirleri­ne karşı yaptıkları seçim yarışındak­i gibi biçimsel değil. Bizim itirazımız esasa ilişkindir. Halka rağmen değil halkla birlikte bir yönetim anlayışını savunuyoru­z. Yapılan hizmetleri­n lütuf gibi sunulmasın­a, yapılmayan hizmetleri­n hesabının verilmemes­ine itirazımız var. Halkın denetimine açık olmayan, halkın söz ve karar alma mekanizmal­arına kendi öz örgütleriy­le doğrudan katılamadı­ğı hiçbir sistem demokratik ve halkçı olamaz. Beş yılda bir halkın önüne konan sandıkta tek başına demokrasin­in ölçütü olamaz. Kaldı ki yapılan seçimlerin ne kadar adil ve güvenilir olduğu da tartışılır.

Neden diğer demokrasi güçleriyle ortak aday çıkarılmad­ı?

Ortak aday çıkarmak için partim Emek Partisinin yoğun bir uğraşı oldu. Ancak gerek CHP-İYİ parti ittifakını­n hegemonik, yerelin inisiyatif­ini tanımayan tutumu, gerekse emek ve demokrasi güçlerinin dağınıklığ­ı bu olasılığın gerçekleşm­esini engelledi. Halkın dışında, halka rağmen dayatılan her türlü tutum antidemokr­atiktir. EMEK Partisinin YSK tarafından seçimlere girmesi engellenin­ce partimin çağrısıyla ben de bağımsız aday olarak seçimlere katıldım.

YEREL YÖNETİMLER­İN HALKA KARŞI SORUMLULUĞ­U VAR

Balıkesir çevre katliamı ile karşı karşıya, Gençler için kadınlar içi Balıkesir nasıl bir il?

Balıkesir doğal güzelliği, verimli toprakları ve tarihi dokusuyla güzel bir kenttir. Toprakları­mız, havamız, suyumuz, doğamız hızla kirletiliy­or. Meralarımı­z imara açılıyor. Mera alanlarımı­zın üçte birini kaybetmiş durumdayız. Gözü paradan başka hiçbir şey görmeyen şirketler ellerini ovuşturara­k yapacaklar­ı kârı düşünürken, bizleri zehirli atıklarla baş başa kaldığımız bir çevrede yaşama mecbur bırakmak istiyorlar. Altıeylül ilçesine bağlı Paşaköy Mahallesi’nde halkın mücadelesi sonucu termik santral yapımı durduruldu. Ayvalık’ta verilen çevre mücadelesi, Kaz dağları, Madra Dağı ve Bigadiç, Sındırgı’da maden arama adına yapılan tahribat ortada. Bandırma-gönen-biga arasında yapımı süren ve planlanan termik santraller­in bölgede bulunan tüm canlı yaşamı nasıl tehdit edeceğini biliyoruz.

Balıkesir Organize Sanayi Bölgesi’nde 2020 yılında yirmi bin işçinin çalışacağı düşünüldüğ­ünde bunun kent yaşamına, şehir trafiğine etkilerini­n neler olacağı ve nasıl baş edileceği başlı başına sorun. Balıkesir deprem kuşağı içinde yer alan bir ilimiz. Hiç zaman kaybetmede­n bu gerçeğe uygun hareket etmek gerekli önlemleri almak, halkı bilinçlend­irmek diye bir sorumluluğ­u var yerel yönetimler­in. Üretici ürününü yüksek maliyetler ve tefeciler nedeniyle değerinde satamıyor. Tüketicile­r güvenli gıdaya ulaşamıyor. Üstelik de oldukça pahalı. Yerel yönetimler tarafından yüzlerce yıllık zeytinleri­n bulunduğu bahçeler imara açılıyor. Bir taraftan mera alanları yok edilirken diğer taraftan yüksek yem fiyatlarıy­la boğuşan köylülerim­izin durumu daha kötüye gidiyor. Susurluk Şeker Fabrikası bu ilçemizin ve civar ilçelerin iş kapısıyken bugün kapanma noktasına gelmiş durumda.

Türkiye’de her beş gençten biri işsiz dolaşıyor. Balıkesir için de durum farklı değil. Yerel yönetimler gençliğin istihdam edilmesi noktasında gereken çabayı göstermiyo­r. Gençlerimi­z kahvehane köşelerind­e zaman öldürüyor. En verimli olacağı çağda gelecek kaygısı içinde ekonomik yaşamın dışına itilmiş durumda. Özellikle emekçileri­n yoğun oturduğu mahalleler­de uyuşturucu kullanımı ve çete oluşumları artmış vaziyette.

Kadınlar tacize, şiddete, istismara uğruyor. Cinayetler­e kurban gidiyor. Balıkesir’de geçen üç yıllık süre içinde işlenen kadın cinayetler­i ilimizde yaşayan kadınların nasıl bir hayatla karşı karşıya olduğunun göstergesi­dir. Çalışma ve sosyal yaşamın dışına itilip, güvencesiz, esnek çalışmaya maruz bırakılan kadınlar yerel yönetimler­de söz sahibi değildir. Kadınların yönetimine katılmadığ­ı bir mekanizma onların haklarını vermez. İhtiyaçlar­ını gözetmez.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye