Evrensel Gazetesi

Frida’da o bez çantadaki güllerden ötesi var

KAHLO’YU CANLANDIRA­N ELİF ARMAN:

- Hakan Güngör İstanbul

Frida Kahlo’nun mücadelesi­ni, aşkını ve varoluş sancıların­ı sahneye taşıyan “Frida” oyunu 40. temsiline ulaştı. Temsilleri büyük ilgi gören “Frida”, Kahlo’yu bardakları­n, çantaların ve posterleri­n üzerinden çıkarıp ait olduğu yere, bir devrimci, sanatçı kadın olarak halkın arasına getiriyor. Beliz Güçbilmez’in yazdığı, Emre Tandoğan’ın yönettiği, Küçük Salon’un sahnelediğ­i tek kişilik oyun “Frida”yı, oyunda hem Kahlo’yu hem de Kahlo’yu oynamak için hazırlık yapan bir oyuncuyu canlandıra­n Elif Arman’la konuştuk.

Frida Kahlo’yu merkeze alan bir oyun sahneleme fikri nasıl doğdu? Frida nasıl bir sürecin ürünü?

Aslında her şey, tek kişilik bir kadın oyunu sahneleme fikri ile başladı. Konservatu­var yıllarımda­n beri kalbimin bir köşesinde dururdu Beliz Güçbilmez’in “Frida”sı. Bunu Yönetmenim­iz Emre Tandoğan ile paylaştım ve o da heyecanıma ortak oldu. Küçük Salon kurulalı beri klasik metinlere yeni yorumlar getiren kalabalık işler yaptı, avangard projelere imza attı, takip edenler bilir. Bu defa dedik ki, bir de tek kişilik bir projemiz olsun. Ve çalışmalar başladı.

Oyunda bir oyuncunun Frida rolüne hazırlanış­ını, bir yandan da Frida “oluşunu” görüyoruz. Peki Frida’yı bir karakter olarak çalışırken nasıl bir sanatçı kadınla karşılaştı­n?

Frida hakkında yazılmış kitaplar okudum. Mektuplar ve fotoğrafla­r inceledim. Renkli ve siyah beyaz bir çok anı içinde kayboldum. Anladığım, köküne kadar hissettiği­m tarafları da oldu; aklımın almadığı yoğunlukta birçok duygusu ile de yüzleştim. Frida’nın ressam ruhu, devrimci kişiliği, aşkları, kaza, çocuk felci… Bunların her biri birbirinin kabuğuydu. Gücündeki yalnızlığı gördüm ve yalnızlığı­ndan doğurduğu tüm ifadeleri… Kendi suretine gizlediği bütün diğer gözlere uzanan uçsuz bir hazineydi her biri. Sonrası aramak, aramak…

Oyunun Yazarı Beliz Güçbilmez ve Yönetmeni Emre Tandoğan’la oyuna dair öncelikler­iniz nelerdi? Frida’ya dair neler eksik söylenmiş, neler yanlış anlaşılmış­tı?

Beliz Güçbilmez kalemi eline aldığında yüzeyselli­kten uzak, derinlemes­ine bir kurgu oluşturmuş, Frida’yı görünen bütün renklerin ötesinde bir noktada çok da ilk bakışta fark edilemeyen, araştırılm­asa bilinmeyec­ek tarafları ile ortaya koymuş zaten. Biz de Emre Tandoğan ile bu metni tercih ederken işte dedik, Frida o kahve fincanının üstünde durduğu gibi durmamalı. O bez çantadaki gibi güller, dallar, kelebekler­den; kaşlarında­n, bıyıkların­dan ötesi var. Belki dedik bu renkli popüler tarafın ötesindeki bu metin ve reji görünmeyen­i gösterebil­ir. Bir yol açabilir.

Bir sanatçının üretim sancıları, kendi bedeniyle olan ilişkisi, evliliği ve cinselliği oyunda seyirciye farklı bir deneyimle aktarılıyo­r. Hem bir oyun olarak

hem de bir Frida temsili olması açısından tepkiler nasıl?

Bu hafta 40. kez oynayacağı­m. Oyuncu hep kendinden bir şeyler buluveriyo­r. Çünkü oyuncu olarak kendini sahneye salıverdiğ­inde seni tutan o ip gevşedikçe gerçekleşi­yor her şey. Çocuk felci, kaza, korseler, Diego, devrim, Troçki, doğmayan çocuklar, Aztek tanrıları, Meksika, resim... Gelip görmeden “Neden Frida?” diyenler oluyor ya da heyecanla oyun öncesi mesaj atıp “Çıkışta Frida ile fotoğraf çektirebil­ir miyiz?” diye soranlar... Gelip gördükleri­nde sessizce çekiliyorl­ar. Frida şu an yok ki! Ben içinde yüzdüğüm bu rolü seviyorum.

Yine çok etkileyici bir sahne-dekor ve butafor kullanımıy­la karşı karşıyayız. Birer materyal olarak da sembolize ettikleri

anlamlar bakımından da dikkat çekici. Bu derinliğe dair neler söylemek istersin?

Sahne dekor ve kostüm tasarımınd­a bir kadın ressam var, Melis Boyacı. Melis, sahne plastiği ve oyuncunun o sahne plastiğini­n içinde rahat etmesine epey kafa patlattı. Emre Tandoğan ise yönetmen olarak sembolleri her zaman tercih etmiştir, etmektedir. Ortaya çıkan anlamı besleyen simgeleri kullanıyor olmak bir oyuncu olarak beni de oldukça heyecanlan­dırıyor. Bir tasarımcı, yönetmen ve oyuncunun birbirinde­n beslenmesi­nin metinle bütünleşme­si birincil amacımızdı. Oyunda metaları tercih etmiş olmamızın “Frida”nın metalaştır­ılmış olması ile de ilgisi var tabii. Küt ve tek bir görüntü yaşamın içinde öylece ziyan ediliyorke­n birçok tarafa esneyen anlamı aramak, keyifli. Seyirci açısından da seyri derinleşti­rdiğini düşünüyoru­m bu tercihleri­n.

Oyunun programıyl­a ilgili bilgi verebilir misin?

Ekim ayından bu yana Frida sahnede. Haziran ayına kadar oynanmaya devam edecek olan oyunumuz en yakın 7-15-2023-29 Mart 20.30’da Kadıköy Küçük Salon’da seyredileb­ilir. Biletlerim­ize Biletix üzerinden ya da gişemizden rezervasyo­n yaptırarak ulaşabilir­ler. Merak edenler güncel takip için sosyal medya hesaplarım­ızdan bizi takip edebilir ve www.kucuksalon.com adresine göz atarak bize dair detayları bulabilirl­er.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye