KADINLAR YALNIZ OLMADIĞINI HİSSETMELİ
RAPOR kadınların, özellikle yaşanan şiddet ve ayrımcılık sistematik bir sürece dönüşmüşse, yorgunluk ve çaresizlik hissettiklerine dikkat çekiyor. Çalıştıkları alanda tanık oldukları şiddet ve ayrımcılık yaşanan durumlarda ise müdahil olamamanın kendilerini hem çaresiz hem de öfkeli hissettirdiğini aktaran kadınlar, “Kadın emeği de erkek emeği kadar görünür olsa, eşit işe eşit ücret uygulaması olsa, kadınlar için de sektörde ilerleyebilmenin imkânları olsaydı daha güvende hissederdik” diyor. Rapor gazeteci kadınların örgütlü olmasının, şiddet karşısında yalnız olmadığını hissetmesinin önemli olduğunu da gözler önüne seriyor: “Herhangi bir şiddet durumda yalnız olmadığımızı hissettiğimizde baş edebileceğimizi de hissediyoruz.”
“Erkek bir gazetecinin tepkisi şahsına münhasır olarak tanımlanırken kadın gazetecinin tepkisi histerik olarak tanımlanabiliyor. Kendimizi de suçlamaya başlıyoruz.”
Raporda kadın gazeteciler bir psikolojik şiddet türü olarak mobbingle de farklı kurumlarda kendilerinin ve meslektaşlarının sıklıkla karşılaştığını dile getiriyor.
EKONOMİK ŞİDDET
Rapora göre gazetecilik alanında kadın gazetecilerin terfi etmeleri de oldukça zor, kadın gazeteciler gelişime açık olmalarına rağmen kendilerine hep aynı işin yaptırıldığını vurguluyor. Raporda önce kadın gazetecilerin işsiz bırakıldığına da dikkat çekiliyor: “Kurumdaki bir serviste çalışan kadın elemanların tümü işten çıkarılırken erkekler çalışmaya devam etti.”
İş alanlarında ilerlemelerinin önüne geçilmesiyle birlikte kendilerinin ve meslektaşlarının özellikle patron ya da yöneticileri tarafından mobbinge maruz bırakıldıklarına anlatan kadınlar bu nedenle işsiz kaldıklarını da ekliyorlar. Rapora göre kadın gazetecilerin bir bölümü mobbing sürecinin teşhir edilmesi gerektiğini düşünseler de ekonomik kriz sebebiyle ister istemez taviz verildiğini aktarıyor.