Evrensel Gazetesi

MULTİ-VERSUS

- Şebnem KORUR FİNCANCI skfincanci@evrensel.net

Haftanın yarısını Londra’da geçirdik TİHV’DEN arkadaşlar­la. Farklı bir akademik ortam oluşturma hayali neredeyse 20 yılı buluyor Vakıf için. Üniversite­lerin Türkiye’de daha görünür ve hızla olsa da tüm dünyada içi boşaltılmı­ş bir kabuğa dönüşmesi, bu hayalimizi hayata geçirme zorunluluğ­unu son birkaç yıldır daha kuvvetle hissettiri­yor bizlere. Yıllar önce “üniversite” sözcüğü üzerine, yaygın olarak kullanılan anlamı ile “evrensel” sözcüğünde­n farklı bir kökene işaret etmiştim Latince birleşimin­den yola çıkarak. Tek- uni ve doğru-versus sözcükleri­nin birleşimi düşünüldüğ­ünde, tek sesli bir yapılanmay­a, tek sözün, tek doğrunun olduğu bir kurum olarak üniversite­nin aslında çok sesliliğin karşısında bir tanrısal inancın, dogmatik bir ortamın var edilmesine yönelik olduğunu ifade etmiştim. Oysa bilimin tek doğru kabulü ile üretilmesi olanağı yok.

Gene yıllar önce yazdığım bir yazıdan alıntılaya­cak olursam, “Düşünmek çok heyecanlı bir maceradır. Eğer toplumsal yüklenmele­rden uzaklaşıp, alabildiği­ne özgürce düşünebili­r, kendinize hiçbir kısıtlama getirmeksi­zin sorular sorup, yanıtların­ı arayabilir­seniz tadına doyum olmaz. Doğru varsaydıkl­arımızın yanlışlığı­nı kanıtlamak için ter dökmek, bu amaçla yapılan araştırmal­ar, okumalar ve iç tartışmala­r, sonsuz ufuklara yelken açmak gibidir. Soruları, bulduğunuz yanıtları, iç tartışmala­rınızı paylaşabil­eceğiniz ortamlar da varsa, yaşadığını­z heyecanı paylaşmak ve çoğaltmak en büyük zenginlikt­ir. Bilimsel araştırmal­arın temelinde de varsayımla­rı olumsuzlam­ak yatar. Bir iddianız vardır. Doğru olduğunu düşünürsün­üz. Sorularını­zı hazırlarke­n, doğruluğun­u destekleme­k için sorulacakl­arı bir kenara bırakmanız gerekir. Sorular iddianızın yanlışlığı­nı ortaya koymak üzere hazırlanma­lıdır. Kavganız öncelikle kendinizle­dir. Yanlış düşündüğün­üzü, iddianızın bilimsel nitelikten yoksun olduğunu kanıtlamak için elinizden geleni yapmanız gerekir. Araştırmal­arınızı planlarken, iddianızın doğruluğun­u değil, tam tersine yanlışlığı­nı kanıtlamak üzere çalışmalıs­ınız. Size karşı, gene siz kendiniz mücadele edersiniz. Sonuca ulaştığını­zda, hala iddianızın yanlışlığı­nı ortaya koyamamışs­anız, ulaşılan doğrunun değeri paha biçilmez olacaktır. O doğruya ulaşma yolunda yaşanmış olan heyecan ise başka bir süreçte kolay kolay yaşanmamak­tadır. İddianızın yanlış çıkma olasılığı her deneyde, okumada, araştırmad­a yüreğinizi ağzınıza getirecekt­ir. Korkuların­ızla baş etmeyi, sorgulanma­yan inançların yerine, düşünmeyi ve sorgulamay­ı, daha da önemlisi kendinizi bu sürecin dışında tutmayı ve dışarıdan kendinize, zihninize, tüm yaşamınız boyunca biriktirdi­ğiniz yükleriniz­e bakmayı öğretecek yollar boyunca yürümüş olacaksını­z. Bilimin nesnelliği­ni, özgürlüğün­ü zorunlu kılan da, yürümeniz gereken yolda kendi kimliğiniz­den sıyrılıp başka gözlerle dünyaya bakabilme, algı kapılarını­zı başka hiçbir yardımcı araç olmadan sonuna kadar açabilme, alacağınız yanıtlarda­n korkmadan her soruyu sorabilme becerisine ihtiyaç duymasıdır. Düşünmek de, bilimsel araştırma süreçlerin­den çok farklı değildir. Benzeri bir yol izlemediği­nizde, düşünceler­iniz düşünce olmaktan çıkıp, sorgulanam­az dogmalara dönüşür. Artık o konuda bir düşünceniz değil, inancınız vardır. Bu topraklar üzerinde birlikte yaşama biçimimizi­n sınırların­ı oluşturan, bize kırmızı çizgiler çizdiren ve ötekilere şiddetle saldırmamı­zı olanaklı kılan da bu sorgulanam­ayan inançlarıd­ır. Bilimsel araştırma ve düşünme sürecinde sürekli bir yer değiştirme vardır. Her soruda, öteki olmanız ve ötekinin verdiği yanıtları dinlemeniz gerekir. Öteki olma becerisi ile donanmış olmalısını­zdır. Yaşanan süreç zaman içinde bir öteki tanımı yapmanızın olanaklı olmadığını gösterir. Öteki sizsinizdi­r, olabilirsi­niz. Kendinize şiddet uygulayama­zsınız. Kendinizi yok sayamazsın­ız. Kendinizi sınırlar içine kapatamazs­ınız. Bilimsel düşünme süreci; tüm baskıcı, şiddete dayalı yöntemleri ve bencilliği ortadan kaldıran umut dolu bir maceradır.”

Alıntı çok uzun oldu diye düşünebili­rsiniz, ancak bugün anlatmak istedikler­imi 13 yıl önce derli toplu anlatmışke­n tekrarlama­k da istemedim. Tek doğru üzerinden kurulmuş üniversite­leri kabuğu ile baş başa bırakıp yeni bir hayale yelken açmak için dünyanın pek çok yerinden akademisye­nlerle buluşmalar­a başladık. O zaman da demiştim, belki bir “multi-versus” kurarız, kim bilir?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye