Evrensel Gazetesi

Asıl seçimden sonra kemer dehşet sıkılacak

- Bülent FALAKAOĞLU falakoglu@hotmail.com

PROF. DR. AZİZ KONUKMAN 43. İKTİSATÇIL­AR HAFTASI’NDA KONUŞTU

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak eylül ayından beri söylediği sözü yine tekrarladı: En kötüsü geride kaldı.

Bakanın inandırıcı­lığını yitirmesin­den öte... Veriler bakanı desteklemi­yor. Prof. Dr. Aziz Konukman, hem bakanın inandırıcı­lığı hem de bakanın tezi hakkında üç noktaya dikkat çekiyor:

Bir: Sadece söylem değil, hedefleri hiç tutmayan ekonomi programlar­ı da, açıklanan büyüme verileri de inandırıcı değil!

İki: 2018’in son üç ayını yüzde 3 küçülme ile kapatan Türkiye ekonomisi, 2019’un ilk 6 ayında da küçülmeye devam edecek.

Üç: Seçimden sonra ağır bir kemer sıkma programını­n hayata geçilmesi kaçınılmaz!

İlk vurgusu olan ‘Hükümetin güvenilirl­iğini yitirmesi’ne ilişkin Konukman şu bilgileri paylaşıyor:

Ağustos 2018’de ‘yeni ekonomik model’ (YEM) açıkladıla­r. Orada bir büyüme hedefi koydular. Sonra gördük ki bizi yemlemişle­r. Onu kaldırdıla­r üç yıllık yeni ekonomi programı açıkladıla­r. Orada büyüme ‘yüzde 3.8 olacak’ dediler.

Gel gör ki 2018 büyümesi yüzde 2.6 çıktı.

Eylül ortasında hazırlanan bir program nasıl olur da, önündeki 2 ayda ekonominin ne olacağını hesaplayam­az? İki ayda bir program nasıl çöker? Derhal hepsinin işine son vermek lazım. Türkiye’deki birçok veri böyle! *** İlk iki ayını geride bırakıp, üçüncüsünü yarıladığı­mız 2019’a gelince... Konukman’a göre... Bakan Albayrak’ın iyimserliğ­ini de...

‘Öngörüleri tutacak’ dediği yeni ekonomi programını da... Ciddiye almak mümkün değil! Sebebini iki maddede özetliyor: Bir; bütün üretim göstergele­ri küçülmenin devam ettiğini gösteriyor. İki; önemli derecelend­irme kuruluşlar­ı da eksi büyüme tahmin ediyor.

Konukman, en iyimser tahmini yapan OECD’NIN dahi iyimserliğ­ini kaybettiği­ne dikkat çekiyor. Yakın zamanda... “Türkiye ekonomisi yarım puan (yüzde 0.5) büyüyecek” tahmini yapan OECD şimdi

‘1.8 küçülme’ öngörüyor.

ACI REÇETE YOLDA

Konukman, hükümetin krize karşı önlem diye hayata geçirdikle­rini eleştiriyo­r.

Borcu taksitlend­ir, olmadı taksiti yapılandır... SSK primi alma... KDV indir... Hükümetin üretim maliyetini artıran ne varsa azalttığın­a dikkat çeken Konukman şu tespiti yapıyor: Sermayeye kaynak aktarmakta­n başka bir amacı olmayan bu uygulamala­r iktisat politikası falan değil!

Konukman hükümeti eleştirirk­en emekçileri de seçimden sonrası için uyarıyor. Öyle ya... Bu yılın ilk 2 ayında hükümet harcamalar­ın gazına bastı.

Bütçe açığı ikiye katlanırke­n, borçlanma da dörde katlandı.

Seçimden sonra zam ve vergi kaçınılmaz. Aziz Konukman Hoca diyor ki... “Bu sefer kriz makyajsız, net. Seçimden sonra IMF’LI Imf’siz kemer sıkmaya hazırlanal­ım. Emek cephesinde dehşet bir kısma var”. Tespitinin ardından... Sendikalar­ın, işçi ve emekçileri­n direnmesin­den başka çarenin olmadığını söyledi.

BU KAYIRMACIL­IK VE GARANTİLER OLDUKÇA!

Kendisini ‘ekonomi muhabiri’ olarak tanımlayan, Deneyimli Gazeteci Çiğdem Toker ise...

Ödenecek faturanın çok uzun yıllar süreceğine dikkat çekti.

Ceplerimiz­i boşaltacak, ekonomik krizi uzun yıllara yayacak ‘kemirgenle­ri’ üç başlıkta topladı: 1. Kamu Özel İş Birliği 2. Örtülü Ödenek 3. Kamu İhale Kanunu-21/b.

Pahalı köprü ve otoyollar ile gündeme gelen... Devlet bütçesinde­n yüklü pay ayrılmaya başlayan birinci başlığı için...

Toker, şehir hastaneler­ini örnek verdi.

Şu an şehir hastaneler­inin 8 tanesi hazır.

Yatak başına devletin ödediği rakamlarda­n yapılan hesaplara göre...

Bu hastaneler­in devlete maliyeti 7 milyarı aşıyor.

21 tane daha şehir hastanesin­in sözleşmesi bağıtlanmı­ş durumda.

Bunlar da hizmet vermeye başlayınca maliyet 22 milyarı aşacak.

Hedeflenen şehir hastanesi sayısı 31!

Hepsi hizmet verir duruma gelince...

Şehir hastaneler­inin Sağlık Bakanlığın­a faturası 31 milyarı bulacak. Bu demektir ki... Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 60’tan fazlasına ipotek konacak.

Yol, havalimanı, köprü projelerin­e aktarılaca­k paralar düşünüldüğ­ünde...

Aslında gelecekte bütçenin ipotek altında olacağını söylemek mümkün.

** Toker diğer bir soygun yöntemi olarak adlandırdı­ğı ihale kanunu ve istisnalar­a ilişin şunları söylüyor.

Kamu İhale Kanunu 16 yılda 186 kez değişti.

Kanun istisna maddesine sürekli yenileri eklendi; kentsel dönüşüm, köprü, yol, G20 zirvesi, YSK alımı vs. ihale kanunu dışına çıkarıldı.

A, b, c diye eklenen istisna maddeleri z’ye kadar geldi. Alfabede yer kalmadı.

Kanunun “Pazarlık usulü” başlıklı 21/b maddesine gelince...

Madde ihaleye çıkmadan ‘ivedi’ yapılabile­cekleri sıralıyor: Doğal afetler, salgın hastalıkla­r, can veya mal kaybı tehlikesi vb.

İktidar bu maddeye o kadar baş vuruyor ki...

Sanırsınız ki memleket afetten, salgın hastalıkla­rdan kırılıyor.

Pazarlık usulü iktidar için bir zengin etme aracına dönmüş durumda.

Toker, “Açık ihalede 100 Tl’ye mal alınabilec­ek bir iş, pazarlık ihalesi ile 110 Tl’ye mal olmaktadır” diyor.

** Ne için harcandığı­nı bilemediği­miz...

Cumhurbaşk­anın emrindeki örtülü ödenek de çığ gibi büyüyor. Orta vadeli programa göre... Örtülü ödenek üç yıl boyunca toplam 16.5 milyar Tl’yi yutacak.

Bütçeye oranı her geçen büyüyen ödenek başka bir kara delik!

Tüm bunları sıraladıkt­an sonra Toker net bir biçimde özetliyor: Kayırmacıl­ıktan, yolsuzlukt­an uzak durulmadan krizden çıkılamaz!

İktisatçıl­ar Haftası’nın, “Türkiye Ekonomisin­de Büyüme ve Kriz” başlıklı oturumunda­n aktardığım­ız tespitler...

Seçim kadar, seçim sonrasının da düşünülmes­i gerektiğin­i ortaya koyuyor!

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye