HABERİN İÇİNDEN
Nitekim, Tarrant’ın sloganları ve mesajlarının “Yumuşatılmış” ifadelerinin, emperyalist ülkelerin ve yerli gericiliklerin yönettiği ülkelerin politikacıları ve yüksek yöneticileri tarafından da dillendirilmesi giderek sıklaşmaktadır. Dahası bu propaganda söylemleri giderek radikalleşmekte, Tarrant’ın ve ilham aldığını söylediği Anders Breivik’in (22 Temmuz 2011’de Oslo’da 74 kişiyi katleden terörist) söylemine her gün daha çok yaklaşmaktadır.
‘KATLİAMA EN YOĞUN TEPKİ TÜRKİYE’DEN’ DENEBİLİR AMA...
Elbette ki, emperyalist dünya düzeninin yarattığı gelir uçurumu ile her yıl daha da büyüyen ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, göçmenlere yönelik ötekileştirme arasında mutlak bir bağ var. Bu tutumun ırkçı, dinci terörizme belirleyici önemde dayanak sağladığı da bir gerçeklik. Bunlar görülmeden “teröre lanet” okumanın da, günü kurtarmanın ötesinde bir işe yaramadığı son yıllarda daha iyi görülmektedir. Tabii gerçeği görmek isteyenler için!
Ülkemizde, Yeni Zelanda saldırısı, belki başka birçok ülkeden daha büyük bir “hassasiyet”le karşılandı. Bunu TBMM’DE çok uzun zamandan beri bir araya gelmeyen beş partinin ortak açıklamasında da gördük. Ancak sorunun önemli bir boyutu daha var. Şunu söyleyebiliriz ki; Tarrant’ın amacına en büyük desteğin, Tarrant’ın amacına ve eylemlerine en çok tepki gösterdiğini iddia edecek olan medyadan geldiğini söylemek bir çelişki gibi görünse de gerçektir. Çünkü, abartılı ve hamasetle süslenen karşı çıkış, tersine dönerek, terörizmin amacına hizmet etmeye dönüşmektedir!
TERÖRİST İÇİN DE; TERÖR AMAÇ DEĞİL ARAÇTIR!
Çünkü, terörü politik mücadelesinin asli unsuru yapan terör örgütlerinin bu eylemlerdeki amacı, en geri bilinçli kesimlere, “Bakın sizin isteklerinizi biz temsil ediyoruz” mesajını iletmektir. Onun içindir
Tarrant’ın “Hrıstiyan bir terörist” olarak giriştiği katliamı, “Haçlı zihniyeti” olarak öne çıkarmak (Dünkü gazetelerin çoğunun manşetlerinin özeti budur) açıktır ki, ırklar ve dinler arasındaki çatışmayı okşamak, tarihsel acıları hatırlatmaktır!
Medyadaki ve siyaset alanında, özellikle Cumhur İttifakı kampından yükselen açıklamalara bakıldığında insanın aklına; “Acaba Tarrant, Ben Türklere yönelik suçlamaları öne çıkarırsam, onlar bana tepki adına amaçlarımı dünyaya duyururlar diye düşünmüş müdür?” sorusu gelmeden edemiyor. Hele de Tarrant’ın Türkiye’de 47 gün kaldığı haberlerinden sonra bu soru daha da büyüyor.
“İslamofobia”ya “Haçlıfobia” denecek bir çizgiden karşı çıkmak, sadece terörizme ve arkasındaki güçlere yeni bir dayanak sunmak anlamına gelir.
Özet olarak; “İslamofobia”ya karşı “Haçlıfobia” çizgisinden mücadele sadece ırkçı, dinci, milliyetçi...çatışmaları yaymaya hizmet eder. Bu son yılların en önemli dersidir. Tabii bu dersten olumlu anlamda yararlanmak isteyenlere!