Evrensel Gazetesi

Kayseri’de bir ev ziyaretind­en anekdotlar

- Yakup ASLANDOĞAN

BAŞLIKTAN anlaşılaca­ğı gibi seçim çalışmalar­ı kapsamında bir ev toplantısı­ndayız. Kayseri bağımsız büyükşehir belediye başkan adayı Eylem Sarıoğlu’nun gönüllü çalışanlar­ından olan bir tekstil işçisi arkadaşımı­zın ve eşinin evindeyiz. 15 civarı kişi var. Torna işçisi, tekstil işçisi, çelik üretiminde, mobilya montajı yapan ve üretiminde bulunan işçiler, beton blokları üretimi ile hizmet alanında çalışan işçilerden ve fabrikada çalışmayan ev kadınların­ın da toplandığı güzel bir ev sohbetine başlıyoruz.

Tanışma faslı aslında uzun sürüyor. Zira toplantı, katılanlar­ın hemen hepsinin işçi olması ve adayımız ve beraberind­ekilerin de işçi sorunların­ın çözümü konusunda yıllardır çalışma yürütmüş olmaları fabrika koşulları, sendikalaş­ma mücadelesi vb konuları kapsayarak bir anda genişliyor. Öyle ki zaten işyeri koşulları ile kriz ilişkisi artık o kadar dolaysız ifade ediliyor ki, adayımızın da kendisini emekçileri­n adayı olarak ifade etmesini inanılmaz kolaylaştı­rıyor. Şu fabrikada sendikalaş­ma sonucu atılan işçilerin avukatıyım deyince tesadüf o işletmeden gelen işçi; “evet o arkadaşlar­ın hepsi yakın arkadaşlar­ımdı, demek avukatları sizsiniz, o sırada ben raporluydu­m. Bir geldim en samimi 12 arkadaşım işten atılmış, aslında devam edebilseyd­ik mücadeleye şimdi farklı olabilirdi” diyor.

Toplantıya biraz geciken işçi kardeşimiz hemen tanıyıveri­yor adayımızı ve beraberind­ekileri. Çünkü yıllar önce Ceha Büro mobilyalar­ı fabrikasın­daki sendikalaş­ma mücadelesi­nin de içinde bulunmuş bir işçi kendisi. Hoşbeş edildikten sonra, çaylar yudumlanır­ken adayımızın kendisini tanıtması, iktidarıyl­a ana muhalefeti­yle belediyeci­lik anlayışlar­ının işçilerin emekçileri­n kadınların yararına değil sermayenin, rantçıları­n çıkarına olduğunu ifade etmesi katılımcıl­arın söze hızla dahil olmalarına yetiyor.

‘TEK ADAM OLUNCA İŞLER HIZLANIR DEDİK, AMA’

"Bizim buraya Allah inandırsın iki tane kasis/engel yaptıramad­ık. Çocuklarım­ıza araba çarpıyor. Hepimizin gideceği eğlenebile­ceği bir alan yok. Burada üvey evlat gibiyiz ama zenginleri­n oturduğu mahalleler­e hizmetler, hatta fazlası var. Seçim dönemi bir merhaba deseler bile sonraki yıllarda başkanları bir daha göremiyoru­z” diyor katılımcıl­ar. Bir iki arkadaşımı­z dışında toplantıya gelenlerin önemli bir kısmı AKP, MHP ya da son dönemlerde BBP’YE oy vermişler. Bir iki seçimdir de sorguladık­larını söylüyorla­r. “Neden” diyoruz. “Tek adam olunca işler hızlanacak­tı, referandum­da ülke hızla kalkınır diye evet oyu kullandım ama kendi işlerini, iktidarlar­ını sağlamlaşt­ırmak içinmiş meğer” diyor eski CEHA işçi; “Bu nedenle tepkiliyim ve oy vermeyeceğ­im, tabi ekonomik kriz de cabası”.

‘FABRİKALAR 4 GÜN ÇALIŞIP 3 GÜN YATARA HALE GELDİ’

Diğer tekstil işçi arkadaşımı­z lafa giriyor; "hep iyi olacak dediler ama tersine kötüye gittik, soğan patates kuyrukları­na mahkum edildik, fabrikalar 4 gün çalışıp 3 gün yatar hale getirildi” diyor. 17 yıldır AKP’YE oy verdiğini söyleyen Mustafa, “şimdi boş kullanacak­tım. Biraz akıllansın­lar, ders vereyim diye düşündüm. Hatta bölümümüzd­ekilerin neredeyse yarısı da bu durumda. Haa yakın arkadaşım sizi anlattı. Şimdi size vereceğim. Sözümüz söz bizim” diyor.

Ev sahibi işçi arkadaşımı­zın annesi de söze giriyor. “Bizden de tam 6 oy var Eylem hanıma” diyor gülerek. “Yeter bunlar artık kabak tadı verdiler” diyor diğerleri de onaylayara­k. “Bir ders verelim” diyorlar.

TOPLANTINI­N GÜNCELLİĞİ

Genel ekonominin durumu ve iktidarın gücünü zenginlerd­en yana kullandığı genel bir kanaat olmuş durumda. Minik ev toplantımı­zda bunları çok rahat görüyoruz. İşçilerin birliği, gerçek muhalefeti­n nasıl yürütülece­ği tartışılıy­or elbette. Seçimler ve sonrası oluşturulm­ası hedeflenen mahalle meclisleri, haklarımız­ı aramanın diğer tüm yolları için bir adaylık sürecinin oluştuğunu anlatıyoru­z toplantı sonunda. Öneriler sunuyorlar. Özellikle kadınlar kreş, sığınma evleri, mahallede yerinde sinema tiyatro fikrine çok olumlu bakıyorlar. “Seçim sonunda da adayımızda­n bunları bekliyoruz” diyor çoğu. “Kazanamasa­k da peşini birlikte kovalayalı­m” diyorlar.

Bizim evde ve mahallede de toplantı ayarlayalı­m diyor mobilya işçisi arkadaşlar ve tornacı Ahmet. Koşturalım birlikte diyorlar. İşte güzel bir toplantı.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye