CEZAYİR’DEN ELİNİZİ ÇEKİN
BİR değişim süreci başladı ve Cezayirlilerin ihtiyaç duyduğu ya da istediği son şey dış müdahale.
Fransız filozof Bernard-henri Lévy, Cezayir halkını, rejimi bütünüyle yıkmak için protesto gösterileri düzenlemeye çağırırken ve “orada devrimin sadece yarı yolda olduğunu” ilan ettiğinde, dikkatli davranmalıyız. Bu, bazıları tarafından Arap Baharı devrimlerinin “vaftiz babası” olarak bilinen adamdan geliyorsa, temyiz başvurusu Cezayir’in iç işlerine “masum olmayan” müdahale anlamına gelir.
Cezayir halkının protesto hareketi, ülkeyi ve onun bölgesel ve demografik birliğini hedef almak için bunları kullananlara karşı hayranlık uyandıran bir öz disiplin ve ulusal sorumluluk derecesi gösterdi.
Cezayirlilerin Lévy’nin tavsiyesine ihtiyacı yok. Protestoları tamamen barışçıldı, yıkıcı siyasi, bölgesel ya da etnik ideolojilerden arındırıldı, Cezayirliyi bölebilecek her şeyin üzerinde yükseldi ve kapsayıcı bir ulusal kimliğe bağlı kaldı.
Cezayir halkı bilhassa duyarlıdır ve özellikle eski sömürgeci gücü Fransa’dan veya yeni sömürgeci gücü Abd’den geliyorsa, iç işlerine herhangi bir yabancı müdahaleye karşıdırlar. Demokrasi, özgürlük ve insan hakları konusundaki sloganların ise arkasına durabilirler.
Libya devriminin başlangıcında, meşru halk taleplerinin tamamen barışçıl bir ifadesi olduğunda, çoğu Cezayirli ona destek verdi. Fakat Fransa ve İngiltere’nin kışkırtması ve Abd’nin önderliğinde NATO savaş uçakları müdahale ettiği anda görüşleri tamamen değişti.
Şimdi Cezayir sorumlu bir şekilde yeniden uyanma sürecinden geçiyor. Bu zorluğa bir son vermek için harekete geçti ve (Cumhurbaşkanı) Buteflika’yı veya onun adına karar verenleri halkın meşru taleplerini yerine getirmeye zorladı. Bazı çevrelerde, bu “yeniden değerlendirmelerin” dördüncü dönemi bir yıl veya daha uzun süre uzatarak ve zaferi çalarak, yalnızca halkın protesto hareketini ve taleplerini tuzağa düşürme girişimi olduğu endişesi var. Bunlar, diğerlerinin yanı sıra simgesel kurtuluş savaşı gazisi Cemile Buhayrad tarafından dile getirildi. Hatta bazıları, Mısır deneyimine atıfta bulunarak, “Bağımsız Ulusal Forum”a başkanlık edecek olan kıdemli diplomat Lahdar Brahimi’yi “başka bir Muhammed el