SEÇİMLER VE SİVİL ALAN RAPORLARI
Yerel yönetim seçimleri nedeniyle siyasi partiler seçim bildirgelerini açıklıyorlar. AKP ve Chp’nin bildirgelerinde, ne Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndan, ne de Avrupa Kenstsel Şartı ya da diğer ulusal üstü belgelerden bahsediliyor.
Bildirgelerde, kent hakkı/kentli hakları, merkezi idarenin vesayeti, yerel yönetimlerin özerkliği konuları yer almıyor.
Her iki partinin seçim bildirgeleri, hak temelli bakış açısından yoksun durumda. Sivil toplum alanından iki örneğe bakalım: Örneğin Gündem Çocuk’tan Emrah Kırımsoy “Çocuğu haklarıyla gözeten yerel yönetimler için bazı öneriler” başlıklı yazısında (sendika63.0rg), çocuk hakları bakış açısıyla önerilerde bulunuyor:
“Bir gerçek var ki, yerel yönetimler bu konulara öncelik vermedikleri sürece çocuğu ‘sadece aile kurumu içerisinde, ebeveynlerin malı, gelecek, geleceğin sigortası, eğitilmesi gereken, tek tip, yetişkinlerin -rekabete dayalı, kutuplaştıran ve şiddet kültürünü besleyen- taleplerini yerine getirmesi beklenen, yeri geldiğinde ötelenen ve dışlanan bir nesne olarak değerlendiren algının’ daha da derinleşmesinden ve yerleşmesinden sorumlu olacaklar.
Oysa yerel yönetimlerin bunu değiştirmesi ve dönüştürmesi mümkün. Nasıl mı?
Öncelikle yüzlerini çocuklara dönerek, gündemlerine çocuğu alarak.
Kendi çocuk algıları ve -rekabete dayalı, kutuplaştıran ve şiddet kültürünü besleyen- yetişkin ezberleriyle yüzleşerek.
Çocuğun kendine özgü gelişimsel özellikleri ile hak sahibi bir insan olduğu bilgisini benimseyerek.
Çocukla hiyerarşik ve tahakküm ile değil eşitler ilişkisi temelinde ilişkilenerek.
Çocuklarla birlikte, çocukları dinleyerek birlikte yaşamın nasıl kurgulanacağına kafa yorarak.
Çocuklarla ilgili konulara ve sorunlara yönelik hak temelli ve ayrıntılı durum değerlendirmesi yaparak.
Hiçbir çocuk dışarıda kalmayacak şekilde eylemlere yönelik önceliklendirme yaparak.
Eldeki kaynaklar ve toplumsal kaynakları bir araya getirip “Çocuklara öncelik veren” eylem planları oluşturarak.
Eylem planının uygulanmasına dair harekete geçip uygulamayı izleyip gerektiğinde revize ederek.
Tüm süreci kapsayıcı, şeffaf, hesap verebilirlik ilkeleriyle işleterek…” (http://sendika63.org).
Örneğin, TMMOB /Mimarlar Odasının, 63 sayfalık “2019 yerel yönetimler raporu “(http://www.mo.org.tr), çok değerli bilgileri ve değerlendirmeleri içeriyor. Siyasilere tavsiyemiz raporu okumaları ve odanın talep ve tavsiyelerine uygun politikalar oluşturup uygulamalarıdır. Raporun “griş” bölümünde (s. 5) yer alan değerlendirmelerinden bazıları şöyle:
“(…)31 Mart 2019 Yerel Yönetim Seçimleri; siyasal rejimin değiştiği, “merkezîleşme ve otoriterleşme” politikaları çerçevesinde yerel yönetim alanında da yapısal değişikliklerin planlandığı, yerel yönetimlerin ruhuna aykırı geliştirilen seçilmişlerin görevden alınarak yerlerine kayyumların atandığı ve ekonomik krizle birlikte toplumsal ve sosyal kriz koşullarının ortaya çıktığı dönemde gerçekleştirilecektir.
Ekonomik, siyasal ve toplumsal alanda yaşanan kriz; ülkemizin uygarlık yolunda ilerleme hedefinden ve Cumhuriyetin bağımsız, eşitlikçi ve özgürlükçü temellerinden uzaklaştırıldığı; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkilerine el konduğu, mutlak siyasi gücün denetimsiz olarak bir kişide toplandığı “otokratik rejim”in yarattığı hukuk ve demokrasi normları bakımından kabul edilemez koşullarda ortaya çıkmıştır.” (…)
Raporun sonunda (s.63) adaylara yönelik bir çağrı da yer alıyor:
“(…)yerel seçimlerde aday olarak sorumluluk alacak tüm adayları,
• Toplumun, bütün kurum ve kurallarıyla işleyen eksiksiz bir demokrasi beklentisini özenle gözeterek laik, demokratik parlamenter sistemin etkinliğini artırmaya; halkın iradesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yasama yetkisine sahip çıkmaya,
• İnsan onuruna yakışır bir yaşamın dayanağı olan adaletin sağlanması için yargı bağımsızlığını sağlamaya ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde hareket etmeye,
• En temel insan hakkı olan sağlıklı ve güvenli bir çevrede, barış içinde yaşama hakkına sahip çıkmaya,
• Tarihsel, kültürel ve doğal değerleri koruyarak, kent ve planlama politikalarının kamu yararına geliştirilmesi için çaba sarf etmeye,
• Mesleki hak ve yetkileri korumaya, uzmanların sunduğu nitelikli mimarlık, mühendislik ve planlama hizmetlerinin topluma ulaşmasını sağlamaya,
• Meslek mensuplarının yetkinliklerinin ve nitelikli hizmetlerin güvencesi olan meslek kuruluşlarının kamusal ve özerk yapılarını yok sayan politikalara karşı örgütlenme hakkına sahip çıkmaya çağırıyoruz.”