Savunma yok, ceza var!
Avukatların yargılandığı davada mahkeme, savunma almadan 17 kişiye 3 yıl 1 aydan 18 yıl 9 aya kadar değişen hapis cezası verdi. Kozağaçlı, 11 yıl 3 ay hapis cezası aldı.
Kürt halkının özgürlük ve eşit hak mücadelesinin büyümesine paralel olarak Newrozlar, son yıllarda Kürt halkının milyonlar halinde katıldığı coşkulu etkinliklere sahne olmaktadır. Yanı sıra Newroz, Türkiye’nin gerçekten demokratikleşmesinden yana olan herkes tarafından kutlanmaktadır.
Kuşkusuz ki bu yıl da Newroz, geniş yığınların katıldığı kutlamalara sahne olacaktır. Üstelik talepleri
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi 6’sı tutuklu 20 avukatın “Terör örgütü yöneticiliği” ve “Terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı davaya devam edildi. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi Kampüsünde görülen duruşmaya tutuklu avukatlar ve müdafileri katılmadı. Tutuksuz yargılanan avukatlardan Ahmet Mandacı ve Zehra Özdemir’in hazır bulunduğu duruşmada, 100’ü aşkın jandarma görevlisi vardı.
AVUKATLARIN YOKLUĞUNDA BEYANLAR DİNLENDİ
Üçüncü blok duruşmalarının ikinci gününde mahkeme, esasa ilişkin beyanların alınması için duruşmayı dün saat 10.00’a bırakmıştı. Mahkeme başkanı, saat 10.37 olmasına rağmen tutuklu sanıklar ve avukatlarının salona gelmediğini zapta geçirdi. Başkan daha sonra, tutuksuz sanıklar Ahmet Mandacı ve Zehra Özdemir’e esasa ilişkin beyanlarını sordu. Avukatının aynı zamanda eşi olduğunu ve hamileliği sebebiyle rapor alarak duruşmaya katılamadığını belirten Mandacı, esasa ilişkin bu aşamada savunma yapamayacağını söyledi. Mandacı, dünkü taleplerini tekrarladı ve ev hapsinin kaldırılmasını istedi. Tutuksuz avukatlardan Zehra Özdemir de mahkemenin, avukatı Bahattin Özdemir’i kısıtladığını hatırlattı ve avukatının yokluğunda esasa ilişkin savunma yapamayacağını ifade etti. Son sözleri sorulan Mandacı ve Özdemir, “avukatlarımız eşliğinde savunma yapmak isterdik” diyerek beraat istedi. Mahkeme kararını açıklamak üzere duruşmaya 12.00’a kadar ara verdi. Öte yandan avukatlar dün heyetin reddini istemiş ancak mahkeme heyeti bu talebi reddetmişti. Avukatların, heyetin, reddihakim talebini daha da acilleşmiş olarak! Çünkü bu yıl Newroz; -“Kayyım” atanmış yerel yönetimlerin kayyımlardan geri alınıp asli sahipleri olan halka iade edileceği, adil olmayan koşullarda Kürt halkı ve partisinin çok ağır suçlamaların hedefi olduğu ve sınır içinde-dışında askeri operasyonların aralıksız sürdürüldüğü bir dönemde kutlanmaktadır.
-Cumhur İttifakının, özgürlük ve demokrasi talebini “Türkiye’nin bekası tehdit atında” gerekçesiyle devletin tüm olanaklarıyla Kürt siyasi güçlerinin üstüne yürüdüğü ve tüm ilerici demokrat güçleri hedefe koyduğu sürece denk gelmektedir.
-Hdp’nin Eski Eş Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ başta olmak üzere binlerce Kürt siyasetçinin cezaevlerine konduğu, ülkenin bir siyasetçi ve gazeteci hapishanesine dönüştürüldüğü ortamda kutlanmaktadır. geri çevirmesi üzerine bir üst mahkeme olan İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz ettikleri öğrenildi.
İKİ KİŞİNİN DOSYASI AYRILDI
Mahkeme daha sonra kararını açıkladı. Tutuksuz sanıklardan Ahmet Mandacı, Zehra Özdemir, Ayşegül Çağatay, Yağmur Ereren, Didem Baydar Ünsal, Yaprak Türkmen’in “örgüte bilerek isteyerek yardım etmek” suçundan cezalandırılmasına karar veren mahkeme, Mandacı ile Zehra Özdemir’in duruşmada hazır bulundukları gerekçesiyle cezalarında indirim yaparak 2 yıl 13 ay 15 gün hapisle cezalandırılmalarına, tutuklu kaldıklarının sürenin cezadan düşülmesine hükmetti. Kararla birlikte Mandacı’nın ev hapsi, Özdemir’in de imza yükümlülükleri kalktı ancak her ikisine de yurtdışına çıkış yasağı verildi. Mahkeme diğer tutuksuz sanıklar Çağatay, Ereren, Baydar Ünsal ve Türkmen’in cezalarında ise indirim uygulanmayarak ayrı ayrı 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırılmasına hükmetti. Mahkeme, mütalaaya uyarak, yakalaması yapılmayan Oya Aslan ve Günay Dağ’ın savunmalarının alınmamış olması nedeniyle dosyalarının ayrılmasına
-Hdp’nin Meclis dışına itilerek marjinalleştirilmesi, hatta kapatılması için manevraların yapıldığı,
-Kürt sorunundan, Kürtlerin haklarından söz etmenin bile “teröre destekle” suçlandığı,
-“Öcalan’ın tecridine son verilmesi” için, Milletvekili Leyla Güven ve cezaevlerindeki çok sayıda tutuklunun açlık grevlerinin “ölüm sınırında” olduğu koşullarda kutlanmaktadır.
BARIŞIN, ZULME KARŞI MÜCADELENİN BAYRAMI
Yukarda ana hatlarıyla ifade etmeye çalıştığımız son yılların bu en kötü tablosu, elbette kendiliğinden oluşmamıştır. Tersine Türkiye’yi “tek parti tek adam rejimi”ne sürükleyen güç odakları ve onların siyasi temsilcileri olan AKP-MHP İttifakı tarafından izlenen politikaların bir sonucu olarak oluşmuştur. ve yargılamanın açık kalmasına karar verdi.
TİMTİK’E YÖNETİCİLİK SUÇUNDAN 18 YIL CEZA
Tutuklu sanıklardan Barkın Timtik’e “örgüt yöneticiliği” suçundan 18 yıl 9 ay hapis ve tutukluluğunun devamına kararı veren mahkeme, diğer 11 avukata ise “örgüt üyeliği” suçundan hapis cezaları verdi. Haklarında yakalama kararı bulunan Özgür Yılmaz ve 13 Ebru Timtik’e 13 yıl 6 ay, Şükriye Erden’e 12 yıl, Süleyman Gökten’e 10 yıl 6 ay, Naciye Demir’e 9 yıl hapis cezası veren mahkeme yakalama kararlarının devamına hükmetti.
TUTUKSUZ YARGILANAN ÇAKIR’A EV HAPSİ
Mahkeme, tutuklu sanıklar Behiç Aşçı’ya 12 yıl, Selçuk Kozağaçlı’ya 11 yıl 3 ay, Engin Gökoğlu ve Aytaç Ünsal’a 10 yıl 6 ay, Ayçan Çiçek’e 9 yıl hapis cezasıyla birlikte tutukluluklarının devamına karar verdi. Tutuksuz sanık Ezgi Çakır’ın ise 8 yıl hapisle cezalandırılmasına hükmedildi. Çakır’ın küçük çocuğu olduğu ve eşinin firari olması sebebiyle hakkında ev hapsi uygulanmasına hükmedildi.
İçinde geçtiğimiz dönemin bütün olumsuzluklarına karşın 2019 Newroz’u; emperyalistlerin ve gericiliklerin, bölgeye savaş, ölüm ve göçten başka bir şey getirmeyen politikalarına, halkları birbirine kırdırmayı hedefleyen yayılmacı, ayrımcı girişimlere karşı barışın, halkların kardeşliğinin; birlik, mücadele ve dayanışmanın güçlenmesine katkı yapan bir gün olacaktır. Bunlar ve daha fazlası için, Newroz’un; -Bölge halklarının boğazlaşmasına yol açan emperyalistlere ve bölge gericiliklerine karşı halkların birliğine ve ortak mücadelesine katkı yapması,
-Bölge ve ülkemiz halklarının; eşit haklar ve özgürlükler temelinde birliklerinin güçlenmesine,
-Açlık grevleri ve Kürtlerin taleplerine yönelik pozitif hassasiyetlerin yaygınlaşmasına,
-Özellikle Türk halkının, son iki seçimden de öğrendikleriyle, daha bilinçle hareket etmesine,
-Bölgede ve Türkiye’de barışın egemen olmasına katkı yapması dileği ile,... Yaşasın Newroz! Newroz Pîroz Be!