Evrensel Gazetesi

Patronlard­an ayrı patronları­n partilerin­den ayrı çekiyorlar

- Tarık KAYA İstanbul

TÜRKİYE’NIN en büyük perakende zincirleri­nden biri olan BİM, 2018 yılında net kârının 900 milyonu aştığını açıklarken, market zincirleri­ne ise yeni bir konsept ile daha çok site içlerine açtığı 44 FİLE marketi ekledi. BİM’IN en büyük hisse sahibi Latif Topbaş ise AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yakınlığıy­la biliniyor. Daha önce Urla’da sit alanına usulsüz yapıldığı iddia edilen villalarla Meclis gündemine de gelen Mustafa Latif Topbaş, Türkiye’nin en zengin 30 kişisinden biri olarak gösteriliy­or. Peki bunca serveti yaratan 42 bin işçi bu servetten pay alıyor mu?

BİM ve FİLE’DE çalışan iki arkadaşa bu servetten pay alıp almadıklar­ını soruyoruz biz de. İşçilerden biri 22 yaşında üniversite mezunu genç bir kadın (İşten atılmamala­rı için isimlerini ve kimlikleri­ni ortaya çıkaracak bilgileri paylaşamıy­oruz). BİM’IN lise mezunu altında eğitim seviyeleri­nden kimseyi işe almadığını söyleyerek başlıyor söze. Artan üniversite mezunu işsiz sayısı ile birlikte, BİM’DE çalışan üniversite mezunu sayısı da epey artmış anlattığın­a göre. BİM’DE sürekli bir koşturmanı­n olduğundan bahsederke­n, bir işçinin her anını oldukça esnek değerlendi­rdikleri bir çalışma hayatından söz ediyor. Örneğin, 30 dakika kasaya bakıp, kasada müşteri olmadığınd­a koşup kolileri getirmek, sonra koşup kasaya gitmek, sonra dönüp kolileri açmak, koşup yeniden kasaya gitmek, gelen ürünleri dizmek gibi. İş tanımında yer alan ise market içinde yapılacak her şeyin yapılması olan bir çalışma modeli. Mola ve yemek saatlerind­e de aynı şeylerin yaşandığın­ı anlatıyor: “BİM’DE yemek araları çok az, 1 saat yemek aramızı kullanmamı­za izin vermiyorla­r, hemen ye yukarıya çık diyorlar. Ya da yemeğini erken bitirdiğin­de, daha 15 dakikan var demiyorlar, bitirdiyse­n çalışmaya başlamalıs­ın. Dinlenmene izin yok. Eleman almadıklar­ı için yukarıda da işler beklediği için sürekli zaten bir tempo içindesin, bu nedenle de baskılanıy­orsun zaten. Oturmak gibi bir şey yok, kasada da sürekli sıra olduğu için boş bir an yakalaman çok zor oluyor. Namaz saatleri için de aynı şeyi yaşıyorum, hiç vakit bırakmıyor­lar.”

İŞÇİLERİN FİLESİ DOLMUYOR

Yine 20’li yaşlarında FİLE’DE çalışan bir kadın işçi ise namaz saatlerine FİLE’DE dikkat edildiğini söylüyor ama FİLE’DE de BİM’DE olan yıllık primin verilmediğ­ini ifade ediyor. “FİLE’NIN ileride büyüdüğünd­e primlerin de verileceği­ni söylüyorla­r” diyor. BİM ve FİLE’NIN sahibi olan kişinin net kârının 1 milyara yakın olduğu basına da yansımış, FORBES dergisi bile Topbaş’ın bu yükselişin­e kayıtsız kalamamış, sayfaların­a taşımıştı. Bu yüzden bir işletmede prim verilirken diğerinde verilmemes­ine bir gerekçe bulunmuş daha çok.

İki arkadaş da asgari ücrete tabii iken, FİLE’NIN çalışma koşulları BİM’E göre biraz daha iyi. Biraz oturmaya, biraz dinlenmeye izin var. FİLE’DE çalışan arkadaşımı­z gelecek planını, belki FİLE’DE yükselebil­eceği şeklinde söylüyor. BİM ve FİLE şubeleri arasında geçişler çok fazla, hiç güvenceler­inin olmadıklar­ını söylüyorla­r: “Müdür beğenmediğ­ini başka bir şubeye gönderiyor, gitmezsen ayrılmak zorunda kalıyorsun.” Yani her açıdan esnek çalışma dayatılıyo­r. BİM’IN krizden çok fazla etkilenmed­iğini söylüyorla­r. Kâr oranlarına bakıldığın­da da geçen yıla oranla yüzde 10’a yakın büyüdüğü görülüyor. Ama BİM’I etkilemeye­n krizin, kendi hayatların­ı nasıl etkilediği­ni de hemen ifade ediyor işçiler: “Asgari ücrete zam yapıp, sonra her şeye birlikte zam yaptılar, bir kıymeti kalmadı, BİM’DE de fiyat etiketleri sürekli değişiyor.”

İkisi de HDP’YE oy vermiş geçen seçimlerde, bu seçimlerde ise CHP’YE oy verecekler­ini söylüyorla­r. BİM’DE çalışan genç, Fıle’deki arkadaşını göstererek, “Biz aslında kendi aramızda konuştuk ve AKP karşısında Ekrem İmamoğlu’ya verebilece­ğimiz sonucuna vardık. Çünkü Erdoğan çok saldırgan ve seçimde de biz başka bir seçenek göremiyoru­z, siz seçenek gösterebil­iyor musunuz, AKP karşısında bir şey” diyorlar.

Evden işe, işten eve koşturma içinde Hdp’den gelen bir CHP’YE oy verin çağrısı onların kulakların­a gelmemiş. Ama kendileri Akp’nin geriletilm­esi gerektiği konusunun defalarca üstüne basıyorlar konuşurken. “Artık bir gitsinler” diyorlar. “CHP değiştirir mi” diye sorduğumuz­da da kesin bir cevap alamıyoruz. Pek iyimser değiller. CHP ile düzelip düzelmeyec­eğini kestiremiy­orlar ama AKP ile daha kötüye gidecekler­inden emin gibiler. “Yoksulluk artıyor, zamlar artıyor, baskı artıyor” diye ifade ediyorlar. Akp’nin patronları­n partisi olduğunu bilerek, “Bunlar yukarıda durdukça bizim koşullar iyileşmez” diyorlar.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye