ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM DAHA DA DERİN BİR İŞSİZLİK YAŞANACAK
AKADEMİSYEN Özgür Müftüoğlu: Genç işsizliği ciddi bir problem. Yüzde 20’leri geçmiş durumda. Ancak bu rakam gerçek değil, çünkü açık lise ve açık üniversite gibi ileride istihdam yaratmayacak eğitim uygulamalarıyla gerçek işsizlik görünmez hale getiriliyor. Bu gençler sorulduğunda öğrenciyim diyor ve işsiz sayılmıyor. İşsizlik rakamlarına girmeleri daha ileri yaşlara öteleniyor.
Türkiye ’80’lerden bu yana, özellikle de 2001’den sonra AB tarım politikaları çerçevesinde hızla tarımdan uzaklaşmaya başladı. Tarıma dayalı Kıt’ler yani şeker fabrikaları TEKEL, Sümerbank... Bunlar özelleştirildi, satıldı ya da kapatıldı. Anadolu’da bu fabrikalarda çalışan işçiler işsiz kaldığı gibi buralara hammadde üreten (pamuk, tütün, pancar...) üreticileri de yok etti. Bu kesim kentlere göç etmek zorunda kaldı. Bunlara istihdam sağlayacak sanayi de geliştirmedikleri için bu kesim kentlerde işsiz olarak yığıldı. Sonuçta Türkiye böyle bir tıkanıklık içine girdi. Bu kalıcıdır ve işsizliğin yüzde 13’lere kadar çıkıp yapısal olarak kalacağını düşünüyorum. Artık Türkiye’de işsizlik açısından döndürülebilir bir durum yok. Daha önce inşaata yüklenilmişti, inşaatta da durgunluk olunca istihdam yaratılamaz hale geldi. Bu durum önümüzdeki dönem daha da derin bir işsizliği getirecek.
Evet işsizlik artıyor ama öte yandan var olan istihdam da son derece niteliksiz. Yani güvencesiz, örgütsüz, sendikasız ve düşük ücretle çalışıyor işçiler. Onlar da her an işsizlikle karşı karşıya. Hükümet 2008 krizinden sonra İşsizlik Sigortası Fonu’nu da kullanarak aktif istihdam politikası uyguladığını iddia etti. Bu aslında Dünya Bankasının da önerdiği politikalardı. Ve bunların hiçbiri tutmadı. Çünkü istihdam politikası patronları teşvik etmeye yönelikti. Bugün istihdam edilenlerin büyük çoğunluğu İŞKUR tarafından gönderilen, ücreti dahi devlet, yani emekçiler tarafından karşılanan çalışanlar. Bu çalışanlar gelirlerini emekçilerin gelecek için oluşturduğu kaynaklardan alıyor. Patronlar tarafından karşılanmıyor.
Bütün bu tablo karşısında maalesef mevcut sendikal örgütlülük karşı politika geliştirmiyor, mücadeleci tutum takınmıyor. Bunca yıl mücadeleden uzak durmaları bu sorunu daha da derinleştirdi. Muhalefet partilerinin de alternatif bir istihdam politikaları geliştirdiğini maalesef kimse görmedi.