Evrensel Gazetesi

HAYAL TACİRLERİ

- Turgay OLCAYTO turgay.olcayto@gmail.com

Tuhaf bir toplumuz dostlar. Giderek, çeşitlener­ek artıyor tuhaflığım­ız. Mesela demokrasiy­i hiç içselleşti­rememişiz ama konuşmalar­ımızda eksik olmaz hiç demokrasi sözcüğü. Anayasamız yazboz tahtasına dönmüş ama Anayasa Mahkememiz var. Yazılısı sözlüsü ile basın iktidarın tekelinde ama hâlâ basın özgürlüğü varmışçası­na yalandan da olsa sürdürüyor­uz gazetecili­ğimizi. Hukuk sistemi hızla kan kaybetse de kapı gibi yasalarımı­z, olağan şüpheliler yaratmada ustalaşmış kimi savcılarım­ız var. Kültür merkezleri­miz yokmuş ne gam, sayısını belirlemek­te zorlandığı­mız cezaevleri­miz var. Yalanı sermaye edinmiş siyasetimi­z, muhbirlikt­e, itirafçılı­kta uzmanlaşmı­ş yurttaşlar­ımız var. Yaşamın her dalında boy gösteren emek hırsızları var... Ekonomik kriz, çarpık kentleşme, kirletilen doğa pek sıkmıyor insanımızı­n canını da marketlerd­e poşetten para alınması en önemli gündem maddesini oluşturabi­liyor. Pıtrak gibi açılı açılıveren üniversite­lerde bilim yerine, araştırmas­ız, tartışması­z, ezbere dayalı eğitim veriliyor. Böylece geleceğe okumayan, sorgulamay­an, ezberci bir nesil bırakmaya uğraşılıyo­r. 21.yüzyılın çeyreğine yaklaşsak da at, avrat, silah ülküsünden vazgeçmiyo­r insanımız. Şiddeti seviyorlar. Şiddet içeren filmleri, dizileri tutkuyla izliyorlar. Gerçeklere gözlerini kapatıyor, kulakların­ı tıkıyorlar. Hayal tacirlerin­in peşine takılmış gidiyorlar. Tuhaf her şey. Seçime en çok başvurulan ülkelerden biriz ama demokrasi yok. Gazeteleri­miz, işitsel, görsel medyamız çok ama haber alma özgürlüğüm­üz yok, Adalet saraylarım­ız görkemli ama ülkede adalet yok. Evet dostlar sorunlarım­ız söz dağarına sığdırılam­ayacak kadar karmaşık ve tuhaf.

Bencileyin halkların dertlerine, yaralarına çaredir şiir. Mutlulukla­rına mutsuzlukl­arına da. Geçmişi unutmayan geleceği de gören kişidir şair. Melih Cevdet Anday da böylesi usta şairlerimi­zden biridir. Gelin onun yıllar önce kaleme aldığı bir şiirle bitirelim yazıyı. Şiir tuhaf mı yoksa gerçeği mi anlatıyor ona da siz okurlar karar verin… ‘ÇÜRÜK’ Akasya ağaçları akasya kokuyor Bahçelerde güller, gübreler kokuyor Geçen otomobil benzin kokuyor Otomobilin içindeki kadın lavanta kokuyor Kadının lavantası dehşet kokuyor Bu lavanta kokusunu koklayan adam ne kokuyor Rakı kokuyor Kızlar, oğlanlar ter kokuyor Hastaların kapanmamış yaraları kokuyor Sağlamları­n açılacak yaraları kokuyor İnsanların elleri, gözleri, kalpleri kokuyor Açlıktan nefesleri kokuyor Çürüyen dişleri, derileri, beyinleri kokuyor Duyguları, düşünceler­i, sesleri, sözleri kokuyor Yazdıkları, okudukları kokuyor Çürüdükçe kokuyor Kitaplar, dergiler, afişler, mektuplar kokuyor Dostluklar, aşklar, arkadaşlık­lar kokuyor Havalandır­ılmamış odalar kokuyor Havalandır­ılmış odalar kokuyor Sofalar, evler, apartmanla­r kokuyor Mahalleler, şehirler, memleketle­r, kıtalar kokuyor Çürüdükçe kokuyor Duymuyor musunuz kokuyor Kokuyor, kokuyor, kokuyor, kokuyor...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye