Akp’nin taşıyıcı kolonları çatlarken!
Dünkü yazıda... AKP’YE 2071’de bile iktidarda olma öz güveni yaşatan bağların zayıfladığına dikkat çekmiştik. Bugün ise... Akp’nin en önemli taşıyıcı kolonlarının çatladığına dikkat çekeceğiz.
O kolonlardan bir tanesi şüphesiz ki...
AKP ile birlikte iktidar ortağı olma şansına erişmiş ‘dinamik’ sermaye grubu. 28 Şubat sürecinde... Neoliberal inşaya ‘yeterli uyumu’ sağlamayan radikal İslamcılar ile birlikte iktidar olma yolları aradığı için... ‘Cezalandırılan’ Anadolu sermayesi! Dinselleşme ile neoliberal kapitalizmin ‘evliliğinin’ temsilcisi AKP ile...
İktidara taşınan, Gaziantep, Konya, Kayseri, Denizli gibi yeni sanayi merkezlerinde gelişen orta ölçekli sermaye... Ekonomik açıdan iyice palazlanmış... AKP iktidarıyla birlikte... Bir dönem sadece büyük burjuvazinin çıkarlarına uygun tanzim edilen yasalar, yönetmelikler; tebliğler, teşviklerden artık bolca yararlanabilmenin imkanı ile...
Kıtalara yayılmış sermaye artık dinamizmini kaybetti.
Hevesle inşaat işlerine girdiler. Birçoğu artık birer devlet asalağı! AKP’YI taşımaktan çok devlet hazinesine yük.
TEMEL DİREK SALLANIYOR
Bir diğer taşıyıcı kolon ise kümelenmiş seçmen!
Türkiye seçim sonuçlarını gösteren haritayı gözünüzün önüne getirin. Ortası (İç Anadolu) boydan boya hep AKP turuncusu.
Bu nedenle AKP için, ‘Anadolu karkas’ parti denebilir.
Sıkça duyduğumuz ve doğrulanmış bir analiz var: Mhp’nin oyları batıda CHP’YE, İç Anadolu’da AKP’YE geçişken!
Milliyetçi oylarla birlikte düşünülünce, bölge tam bir temel direk!
Bölgenin kale olması da, milliyetçi oyların bugüne kadar AKP’YE geçişi de çok doğal! Çünkü... Bu coğrafya hayatını sürdürebilmek için...
Devletin ekonomik müdahalesine ve katkılarına muhtaç.
Bu durumda da milliyetçi oyların, ‘kültürel olarak yakın’, ekonomik olarak muhtaç olduğu iktidardaki muhafazakar siyasete kayması doğal!
Seçim haritası 24 Haziran seçimlerinde değişmedi. Fakat tonu ciddi renk değiştirdi.
Bölgede AKP oylarında ciddi erimeler yaşandı.
Oy kaymaları Akp’den MHP’YE doğru yoğunlaştı. Kamu kurumları tasfiye edilmiş... Kredi, inşaat ve devlet ihalesi ana ekonomi haline gelmiş bölgede...
Oy tercihindeki yön değiştirme (Ağırlıklı olarak, ‘Cumhur ittifakı’ içinde kaldığı için önemsizmiş gibi algılansa da) aslında bir tepkinin göstergesiydi.
Aynı zamanda bir dip dalgasının da... Maddi temeli olan dip dalga. Zira bölge... Küçük ve orta ölçekli sermaye kesimleri ile... Esnafın yaygın olarak kullandığı... Ticari kredide, batağın en yüksek orana sahip olduğu bölge.
‘Kredili refahın’, kurların yükselmesi ile ödenemeyen borç eziyetine dönüştüğü bir bölge. Şimdi... Cumhur İttifakına rağmen Ankara
sallanıyor (Kimine göre ve iktidarın hırçınlığından alınan mesaja göre Ankara düştü!)
‘Antep, Kayseri, Konya’ erime gösteriyor.
Kısaca Akp’nin seçimde yüzde 50’nin üzerinde oy aldığı taşıyıcı kolon çatırdıyor.
DİNAMİZMİNİ KAYBEDEN TEŞKİLATLAR
Bir diğer AKP il ve ilçe teşkilatları. Teşkilatlar nicedir... ‘Tek adamın’ tasdik bürosuna dönüştü.
Dinamik yapıdan, bir türlü atılamayan metal yorgunluğa gark oldu.
Teşkilatlardan ‘dava’ kadrosu yetiştiren yapı artık kısır!
İstanbul ve Ankara adayları durumu net özetliyor.
Birinde aday eski bir başbakan (Binali Yıldırım)...
Diğerinde ise dışarıdan bir aday; Eski Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı (Mehmet Özhaseki).
Sadece teşkilat değil... Kadro istedikleri için Sivas mitinginde Erdoğan tarafından işçilerin azarlanması...
Ankara Pursaklar’da toplu açılış töreninde sesini duyurmak isteyen kadının, Erdoğan’dan fırça yemesi...
Örneklerinde görüldüğü üzere lider-kitle ilişkisi değişti.
Reis’in verilmesini uygun gördüklerinin ötesinde bir şeyler istemek ‘provokasyon’ sayılıyor artık. O tek adam... Seçmenin bildiği, ‘alıştığı’ siyasi temsilci değil artık!
Bizzat kendisi “Ben o alışageldiğiniz lider tipi değilim” derken... AKP’LI seçmenin avuntusu... ‘Cumhurbaşkanı’nın haberi olsa izin vermez’ mitini yıkıyor aslında.
‘Lider partisi’ için büyük tehlike...
HİKAYE ETKİSİNİ YİTİRDİ!
Akp’nin programının yanı sıra hikayesi
tesirini yitirdi.
Adında yer verdiği ‘adalet’ kavramı üzerinden anlatabileceği bir hikayesi çoktan bitti! ‘Kalkınan Türkiye’ hikayesi ise... Ekonomik kriz ve dünya ekonomik büyüklük sıralamasında gerileme ile yerle yeksan!
Büyük Türkiye... Kalabalıklara manevi haz veren bir söylemdi. Şimdi yerini, ‘beka’ derdine düşmüş acziyet aldı. ‘Hazzı yok, gazı çok’ lakin bugünlerde etkisi pek yok! Yeni Osmanlı... ‘Geçmişteki altın çağımızı’ tekrar yaşayacağımız, küllerimizden yeniden doğacağımız bir geleceği anlatan hikayeydi.
Büyük bir coşku ile havalanılan o gökyüzünden inip çoktan tanzim satış kuyruklarında sıraya girdi gerçek!
Milyonların işsiz, gençlerin geleceksiz, soğanın, patlıcanın el yaktığı bugünün Türkiye’sindeyiz artık!
Yarın: Her yol tek adama mı çıkar?