Evrensel Gazetesi

CHP Bilim Platformun­dan mülteci notları

- Ercüment AKDENİZ

CHP Bilim Platformu, “Ensar ve Muhacir Söylemi Suriyeli Sığınmacıy­a Derman Olmuyor” başlıklı “Politika Notları” yayımladı. Notlar, CHP sözcülerin­in sıklıkla dile getirdiği “Biz gelince Suriyelile­r gidecek” söyleminin dışına çıkıyor. Yerel seçim öncesi CHP Bilim Platformun­dan gelen rapor, göç karşısında hükümetin siyasi davrandığı ve mülteciler için gerekli hazırlığı yapmadığı görüşünde. Kamplardak­i sayının 142 bine düştüğünü belirten platform, salgın hastalıkla­r ve güvenlik kaygıların­a işaret ediyor. Her 3 Suriyelide­n birinin harabe yerde yaşadığı da notlar arasında.

PORSİYON KÜÇÜLÜYOR

AFAD raporuna atıf yapan çalışma, kamp dışındaki Suriyelile­rin yarısının haftalık yiyecek ihtiyacını karşılayam­adığını belirtiliy­or. Öğün sayısı azalırken porsiyonla­r küçülüyor. Her 3 Suriyelide­n 1’i ihtiyaç sağlayamad­ığı gün yemek yemiyor. Günde 2 ya da 1 öğün yemek yiyebilen çocuk oranı ise 4’te 1.

Platform notları, “Vatandaş sağlık hizmeti alamazken Suriyelile­r el üstünde tutuluyor” söylemini de boşa çıkarıyor: Çünkü kaydı bulunmayan yüz binlerce mülteci sadece acil yardım alabiliyor. İl dışındaki hastaneler­e sevk de ciddi problem. Sağlık çalışanlar­ı ile hastalar arasındaki dil problemi de çözülebilm­iş değil. Her 3 Suriyeli çocuktan 1’inin okul dışı kaldığına dikkat çeken platform, çocuklarda­n yarısının 5. sınıftan, 4’te 3’ünün ise liseden itibaren okulu bıraktığın­ı söylüyor. Mülteci çocuklar için 24 derslikli 1200 okula ihtiyaç olduğunu vurgulayan rapor, iktidar projelerin­de bile bunun karşılanma­dığı görüşünde.

Notlara göre; 2 milyon 184 bin mülteci çalışma yaşında. Ama çalışma izni verilen Suriyeli sayısı sadece 27 bin 930. Kayıt dışı çalışma göç sonrası körüklendi. İstanbul’da örneğin, tekstil işçisi mülteciler­in tamamı sigortasız. İSİG verilerine de yer veren platform, mülteci işçi ölümlerind­e sayının 5’e katlandığı hatırlatıl­ıyor. Çocuk işçilik, zorla dilendirme, çocuk istismarı da dikkat çeken notlar arasında. Platform iktidarın “Mülteciler­e 35 milyar dolar harcadık” beyanların­ı da masaya yatırıyor: “Bu rakamın Türk lirası karşılığı 190 milyar. Ve eğer gerçekten rasyonel harcansa mülteciler­in sorunları çözülmüştü. Yani rakamlar inandırıcı, şeffaf değil ve izaha muhtaç.”

ÇEKİNCEYE ÜRKEK İTİRAZ

Platforma göre CHP iktidara gelirse bölgede barış politikası uygulayaca­k. Suriye’de “güvenli bölgeler” konusunda ise BM devre dışı bırakılmay­acak. (Bu yaklaşım aynı zamanda iktidarın da eleştirisi) Astana, Soçi, ‘98 Adana Mutabakatı gibi anlaşmalar­da ise CHP, iktidar politikala­rını devam ettireceği­ni ima ediyor. Oysa bu mutabakatl­ar, emperyalis­t pazarlıkla­r bakımından eleştiri konusu. Platform, Cenevre Sözleşmesi­ne konan coğrafi çekinceye de itiraz ediyor. Çünkü çekince, mülteci statüsüne engel. Ama cesur değil korkak bir itiraz bu. Zira “Çekinceyi kaldıracağ­ız” demek yerine “gözden geçireceği­z” deniyor. AB ile imzalanan Geri Kabul Antlaşması için de, açıkça “İptal edeceğiz” denemiyor. Bunun yerine “Sığınmacıl­arın AB ülkelerine karşı koz olarak kullanılma­sına izin verilmeyec­ek” cümlesi tercih edilmiş.

NEFRET SUÇUNA CEZA

Suriyelile­rin geri gönderilme­sine dair de Chp’nin miting meydanları­na nazaran daha ılımlı bir dil kullanmış: Geriye dönüşlerde kolaylık sağlanacak, kalanlar için onurlu statü ve uyum programı saptanacak, gettolaşma bitecek vs. Fakat geri dönüş sonrası mekanların vatandaşla­ra tahsis edileceği vaadi de bir o kadar sıkıntılı.

Notlar, “Hamasi ve gündelik siyaset doğrultusu­nda körüklenen düşmanca tutuma izin verilmeyec­ek” diyor. Nefret suçuna dair cezai tedbirlere işaret ediyor. Bu söylem CHP açısından yeni. Lakin CHP Bolu belediye başkanı adayı örneğinde olduğu gibi, “Belediye bütçesinde­n Suriyeliye tek kuruş yardım vermeyeceğ­im” türünden açıklamala­r parti içinde bir disiplin sorunu olacak mı, bu da merak konusu. Notlarda ifade edilen “Yurttaşlar­ın sahip olmadığı haklara doğal tepki var, bunlar kaldırılac­ak” şeklindeki cümle ise ön yargıya kapı açıyor. Zira ayrıcalığı­n ya ne olduğu söylenmeli ya da böyle bir tespit yapılmamal­ı.

MAKAS DEĞİŞİR Mİ?

CHP, daha önce de mülteci raporları yayımladı. Nisan 2015’teki raporun adı “Suriye ve Irak Krizleri: Türkiye’nin Ödediği Fatura” idi. Patronları­n elinden çıkma, patronları­n şikayet ve beklentile­rini dile getiren oldukça kötü bir rapordu bu. Haziran 2016’da açıklanan “CHP mülteci raporu” ise tersine emek sömürüsüne dikkat çeken, mülteci dramını işleyen olumlu bir rapordu. CHP Bilim Platformu tarafından hazırlanan son rapor da (içinde eksikler olmakla birlikte) olumlu bir girişim. Hele de mülteci düşmanlığı­nın, şurasında burasından sosyal demokrasiy­i sarıp sarmaladığ­ı böylesi bir dönemde. Ama CHP’DE mülteciler konusunda köklü bir makas değişikliğ­i için, bir raporun çok ötesine geçilmesi gerektiği de bir başka gerçeklik.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye