MÜZELERİMİZ

Muğla' dan arandım bir gün. Bir müze tasarımı için aranıyordum.

Müze konusu, irili ufaklı uygulamalarımla, uzmanlık alanım içinde sayılıyordu. Elbette konu ilgimi çekti.

O günlerde tasarım işliğimi kapatma çalışmalarına başlamıştım

İlgilendiğimi bildirdim. Konuyu yüz yüze konuşmak üzere Muğla' ya gitmeliydim.

Gittim.

Muğla' nın birkaç kez belediye başkanlığını yapmış, o günlerde de büyük kent belediye başkanlığını yürütmekte olan sayın Osman Gürün ( Dr.) konuyu açtı:

- Bir müze yaptırmak istiyoruz. Tasarımında da sizin bize yardımcı olabileceğinizi düşünüyoruz.

- Elimden gelirse elbette… Ancak benden küçük bir Louvr ( Luvr/ Paris) ya da British Museum ( Britiş Museum/ Londra) gibi bir "Kırk Haramiler" deposu istiyorsanız ben onu yapamam. Başka ülkelerden kırılıp, sökülüp getirilmiş, aracı hırsızlardan satın alınmış yapıtlarla doldurulmuş müzeleri insanca, insana yakışır bir davranış olarak görmüyorum..

- Sizin düşünceleriniz uyarında bir müze istiyoruz. - Ne anlamalıyım bu sözünüzden? - Halkımızın tarihidir tarihimiz… Ülkemizin kültür kazanında eriyen de biziz, eriten de…

- Bunlar benim de inandığım, konuşmalarımda, yazılarımda çok yinelediğim Sabahattin Eyüboğlu' nun sözleri,,,

- Biz ayrıca sizden müzede çalışacakları da yetiştirmenizi de istiyoruz.

Benim için iyice ilginçleşmişti konu. Yukarıda aktardığım konuşmada ne demek istediğimi belki de daha da açmam için başımdan geçen bir olayı anlatmam gerekiyor. Belki de bunu yapmam gerekmiyor sanıyorum. Ama yapacağım. Çünkü benim düşündüğüm tersini de düşünenler var biliyorum. Kendimizle bir tartışmada gerçekten içtenlikli olmamızı istiyorum. Gelecek yazımda sürdüreceğim… Başımdan geçen olayı anlatacağım.

(sürecek)