ARABAMI DAHİ SATMAK ZORUNDA KALDIM
HER ne kadar direnişe geçmelerindeki esas neden işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yetersizliği olsa da geçim zorluğu çektiklerini, aldıkları ücretlerin hayat pahalılığı karşısında yetersiz kaldığını sohbetin ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkıyor.
Her geçen gün daha çok geçim derdi yaşadıklarını ifade eden Osman Tan şöyle konuşuyor: “Türkiye’de yaşam koşulları çok sıkıntılı. Özellikle son dönemlerde daha da sıkıntılı. Geçinebilme gibi bir durum yok. Ben bundan 6 ay önce 300 liraya market masrafımı karşılayabilirken şu anda 600 liraya karşılayamıyorum. Yani bize yapılan zamla aldıklarımıza yapılan zam arasında çok fark var. Şu anda ben tek çalışmak zorundayım ve aşırı derecede içeri girmiş durumdayım. Arabamı dahi satmak zorunda kaldım. Ben çalışarak, emek vererek bir şeyler elde etmişken, verdiğim emeklerle aldığımı satmak zorunda olmak çok kötü bir şey. Bir an önce sonuca kavuşmasını istiyoruz.”
PEK ÇOK ARKADAŞ KARTLARINI PATLATIYOR
Evli 2 çocuk babası Tekkan, ucu ucuna geçindiklerini şu sözlerle dile getiriyor: “Ben de isterim benim çocuğum daha iyi koşullarda okusun. Okullardaki pek çok faaliyete katılamıyoruz. Çünkü her şeyin bir bedeli var. 23 Nisan’da yazmışlar 200 lira para. Tamam da ben zaten 700 lira kredi ödüyorum, 700 lira ev kirası ödüyorum. Etti 1500 lira. Mutfağa daha girmedim. Hadi ben bir şekilde ay sonunu getiriyorum ama birçok arkadaşımız kredi kartlarını patlatıyor.”
BİZ SADECE HAKKIMIZI ARIYORUZ
8 aydır Kale Kayış’ta çalışan İshak Özer, bu süre zarfında pek çok iş kazasına şahit olduğunu dile getirerek şöyle konuşuyor: “Biz sadece hakkımızı arıyoruz. İşverenden fazla bir şey istemiyoruz. Evliyim 2 çocuğum var. Hayat şartlarını söylemeye gerek yok. Sadece kiram bin lira. Çocukların masrafı, mutfak masrafı derken karşılayamıyoruz. O yüzden 12 saat çalışıyoruz. 12 saat çalıştığımız halde 3 bin 200 lira anca elimize geçiyor. Sosyal hayatımızdan da vazgeçtik zaten. Ama ona rağmen geçinemiyoruz.”