BURADAKİ ESAS PROBLEMİMİZ İŞÇİ SAĞLIĞI, İŞ GÜVENLİĞİ
“BURADAKİ arkadaşlarımız, kanunların onlara verdiği haklara dayanarak Petrol-ış Sendikasına üye oldular. Üye oldukları için de işveren ilk önce 2 tane arkadaşımızı işten attı, akabinde de çalışan arkadaşlarımıza sendikadan istifa etmeleri için baskı ve mobbing uyguladı” diyen Petrol-ış Trakya Şube Başkanı Ercan Yavuz sürece ilişkin şunları anlattı: “Konuya ilişkin fabrikanın önünde bir basın açıklaması yaptık, işvereni uyardık. Daha sonra da arkadaşlarımızdan gelen talepler doğrultusunda fiili olarak greve çıktık. Arkadaşlarımız tabi ki burada sendikanın olmasını istiyorlar. Evet ekonomik anlamda haklarının artmasını istiyorlar, çalışma şartlarının düzelmesini istiyorlar. Ama buradaki esas problemimiz bu fabrikada aşırı derecede işçi sağlığı iş güvenliği kuralları çiğnenerek iş kazalarının gerçekleşmesine sebep olunuyor. Arkadaşlarımız, ‘Biz bu fabrikada çalıştıkça kollarımız kopuyor, ayaklarımız kırılıyor’ diyor. Biz de arkadaşlarımızla birlikte çalışma hakkımızı kullandık. Fabrikanın sahibi ile şu ana kadar görüşme şansımız olmadı. Ama yöneticilerle görüşme şansımız oldu. Ne istiyorsunuz, bir taslak getirin, bakalım dediler. Taslakta minimum bir rakam yazdık. Arkadaşlarımızın iki şartı var. Birincisi sendikalı olarak çalışmak, işverenin itirazını geri çekmesini istiyorlar, ikincisi ise işçi sağlığı, iş güvenliği kurallarına uygun, tedbirlerin alınmasını istiyorlar.”
‘KAYIT DIŞI ŞİKAYETİNDE BULUNDUK’
Şu an 150 Petrol-ış üyesi işçinin direnişte olduğunu, fabrika içinde ise 70 civarı işçinin çalıştığı bilgisini aktaran Yavuz, bu işçilerden yarısının son 1 ay içinde alınan işçiler olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu işi bilmiyorlar. Çalışanların çoğunun Türkiye vatandaşı olmadığını da biliyoruz. Çünkü genellikle gece çalıştırıyorlar. Biz bunlara ilişkin şikayetlerimizi de yaptık. Genellikle Kırgız, Özbek ve Suriyeli çalışanlar var. Bir kısmının kayıt dışı çalıştığını da biz biliyoruz ama hepsine dair bilgimiz yok.”
Yetkililere de seslenen Yavuz şu çağrıda bulundu: “Burada 150 tane arkadaşımız var. Bunların eşleri, çocukları ve aileleriyle birlikte yaklaşık bin kişiyi bulan bir kitle. Bunlar sadece sendikalı olarak çalışmak istiyorlar. İşçi sağlığı, iş güvenliği kurallarına uygun yaşamak istiyorlar. Arkadaşlarımız çalışarak ekonomimize katkı sunmak istiyorlar. Ama çalışırken de kollarından, bacaklarından olmak istemiyorlar.”
DİRENİŞ sürecinde gerek iktidar, gerekse muhalefet partilerinden hiçbir destek alamadıklarını ifade eden Alihan Ertrük, “Oy istemek için her gün arıyorlar. Seçim zamanında peşimizde koşuyorlar ama bizim bir işimiz olduğu zamanda da dönüp yüzümüze bakmıyorlar. Bizim yüzümüze bakmayanların biz de yüzüne bakmıyoruz. Bize destek olmadıkları sürece de yanımıza gelmesinler” diyor.