Sonucu değiştirecek bir netice yok
FATİH’TE OY NÖBETİ: HEYECANLI VE UMUTLU
İstanbul Büyükşehir Belediyesi 25 yıl aradan sonra el değiştirdi. CHP’LI Ekrem İmamoğlu resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandı. 25 yıl önce kaybettiği belediye başkanlığını kazanan Chp’liler bir yanda sevinç yaşarken, bir yanda ilçe seçim kurulları önünde bekleyişlerini sürdürüyorlar.
AKP, seçim sonuçlarına itiraz edince Chp’liler başta olmak üzere İmamoğlu’ya oy verenler soluğu itirazın kabul edildiği ilçelerde, oyların toplandığı salonların önünde aldı. İstanbul’ıun bir çok ilçesinde oylar yeniden sayıldı. Yeniden sayımlarda sonucu değiştirecek bir fark görünmüyor.
Geçersiz oylar için itiraz yapılan ilçeler arasında Fatih de yer aldı. Fatih’teki oyların toplandığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fatih Spor Kompleksi önündeki bekleyişi takip ettik. Kimi uzun süreli kalırken, çalışanlar iş çıkışı, ya da öğlen molalarında ilçe seçim kurulunun önünü uğrayıp, gelişmeler hakkında bilgi alıyor. Büyükşehir belediye başkanlığının kazanmanın verdiği mutluluğu yüzlerde görmek mümkün. Akşam saatlerinde gelenler, yanlarında getirdikleri, kek, kurabiye tarzı yiyecekleri getirip, bekleyen arkadaşlarına ikram ediyor.
Aralarında seçim sonucuna ve yapılan itiraza ilişkin sohbet edip tartışıyorlar. Ağırlıklı olarak, AKP’LI yetkililerin seçimi kaybetmeye tahammül etmediği yorumu yapılırken, ikinci yorum ise Ekrem İmamoğlu’nun gündeme getirdiği büyükşehirdeki dosyaların ve evrakların kaçırıldığı iddiası oldu. Diğer bir yorum ise, Akp’nin kaybettiği seçimi kendi tabanına “Uğraştık, mücadele ettik olmadı” imajını vermek için bu kadar çabaladığına yönelik oldu. Chp’lilerin dikkat çektiği bir diğer nokta ise Hdp’nin ve Eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yaptığı çağrıyla birlikte HDP’YE oy verenlerin tamamının CHP’YE oy verdiği konusu. Bunu anlatanlar da gayet mutlu ve gelecek içinde umutlu bir durum olduğunu
da belirtiyorlar.
Akp’nin güçlü olduğu ilçede Chp’lilerle birlikte Akp’liler de spor kompleksinin önünde bekliyor. İlçe belediye başkanlığını kazanmalarına karşın kaybedilen büyükşehir belediye başkanlığı nedeniyle yüzlerde bir tedirginlik hali var. Sayı olarak Chp’lilerden biraz kalabalık olmalarına
karşın psikolojik üstünlük Chp’lilerde. Akp’liler biraz daha sakin ve ikili sohbet edenler ağırlıkta.
AKP’NİN OY ORANI DÜŞTÜ
İlçenin yerel seçim sonuçlarını da hatırlatalım. 2014 yerel seçimde tek başına seçime giren AKP oyların 48.65’ni alırken, CHP yüzde 31.58 oy almıştı. 31 Mart yerel seçimleri içinde resmi sonuçlara göre AKP ve Mhp’nin birlikte girdiği seçimde AKP yüzde 44.33 alırken, CHP ise yüzde 30.12 oy aldı. Sabaha kadar geçersiz oyların tekrar sayımının yapıldığı Fatih’te AKP’YE 250 oy CHP’YE 78 oy çıktı. Ancak, AKP yeniden sayılan oylara da itiraz etti. Çıkan sonucun büyükşehrin sonucuna etki etmesi mümkün gözükmüyor.
Yerel seçim bitti, ama tartışma ve değerlendirmeler sürüyor. İktidar bloku kendileri ve yandaşları tarafından kayıpları ne kadar az gösterilmeye çalışılırsa çalışılsın bu seçimlerin tartışmasız kaybedenidir. AKP ve MHP bloku sadece başlıca büyük şehirleri kaybetmemiş, ciddi bir oy kaybına da uğramıştır. Bu seçimler ne bir önceki yerel seçimlerle, ne de anayasa referandumu ile karşılaştırılabilir. Bu seçimlerde ittifaklar oluşmuş, doğrudan politik amaçlarla oy verilmiştir. Bu nedenle bu seçimler ancak 24 Haziran seçimleri ile karşılaştırılabilir.
Cumhur İttifakının 24 Haziran seçimlerindeki toplam oyu 27 milyon 201 bin 558’dir ve oran olarak yüzde 53.66’ya tekabül etmektedir. Bu ittifakın bu seçimlerde aldığı toplam oy ise 23 milyon 977 bin 585’tir ve oran olarak yüzde 51.67’ye tekabül etmektedir. Yapılan itirazlar bu sonuçta büyük değişikliklere yol açmayacaktır. AKP ve MHP blokunun kaybı 3 milyon 250 bin civarındadır. Bunun üstü örtülemez ve bu kayıp AKP ve MHP’YE aittir.
İttifaklar nedeniyle partilerin net oylarını belirlemek olanaklı değildir. Çünkü AKP içinde MHP oyları, MHP içinde AKP oyları bulunmaktadır. Bu nedenle toplam oylar üzerinden yapılan değerlendirmeler daha sağlıklı olacaktır ve bu da her iki partinin net kaybını göstermektedir. Muhalefet partilerinin kazanımları içinde benzer bir değerlendirme olanaklıdır. Ancak Chp’nin büyük şehirlerde belediye başkanlıklarını kazanması net bir kazançtır ve ülkenin politik durumunu etkileyecektir.
Bunların dışında da bu seçimler için tespit edilmesi gereken bazı önemli politik sonuçlar bulunmaktadır. Öncelikle vurgulamak gerekir ki Kürt halkı kendi iradesine sahip çıkmış, tehditlere, kaydırma seçmenlere, teröre rağmen kayyumları Saray’a postalamıştır. Buna Dersim’de dahildir. Ayrıca Batı’da tek adam diktatörlüğüne karşı demokrasi güçlerine destek vermiş, onların kazanmasında önemli bir rol oynamıştır. Bir kez daha görülmüştür ki halkların mücadelesi ortaklaştığında demokratik kazanımlar büyümekte, politik gericilik güç kaybetmektedir.
İkinci vurgulanması gereken tüm beka söylemlerine, öbür dünya garantilerine karşın, milliyetçiliğin ve dinin politik kullanımının güç kaybetmiş olmasıdır. Bu güç kaybetme sadece seçim sonuçlarına yansımamış, iktidar blokunun tabanında gevşemeye de yol açmıştır. Erdoğan’ın olabilecekleri önceden tahmin etmesi ve kampanyaya tüm gücüyle abanması bu sadece güç kaybının daha fazla görünür olmasını engellemiş, bütünüyle çözülmeyi geçici bir süre ertelemiştir.
Bütün bunların üzerinden kısaca şunları tespit etmek yerinde olacaktır; sermaye ve iktidar seçimler bitti şimdi ekonomiye bakalım demektedirler. Erdoğan ve TÜSİAD aynı dili konuşmaktadır. İddia ettikleri gibi önlerinde kaygısız yönetebilecekleri 4.5 yıl bulunmamaktadır. Bütün alanlarda halka saldıracak olan hiç bir iktidar ne gelecek 4.5 yıl için, ne önümüzdeki 6 ay için garanti verebilir. Ülke sermaye güçleri ile emek güçlerinin daha fazla karşı karşıya gelecekleri, aradaki çelişki ve zıtlıkların daha sertleşeceği bir döneme girmektedir. İktidarın bastığı toprak kaymaya başlamış, zemin yumuşamıştır.
Buna karşın ilerici, demokratik ve sosyalist güçler, yani işçi ve emekçi halkın en ileri kesimleri bu seçimlerden güç ve moral kazanarak çıkmışlardır. Bu önemlidir, çünkü iktidar seçimlerin hemen ardından krizin tüm yükünü halkın sırtına yıkmak için yeni bir ekonomik saldırı başlatmıştır. İleri güçlerin diri ve moralli olması, eğer onlar görevlerini yerine getirebilirlerse işçi ve emekçi halkın direnme ve mücadele etme isteğini güçlendirecek, bu mücadeleye kararlılık ve ufuk genişliği sağlayacaktır.
Yerel seçimlerin ortaya çıkardığı koşullar daha ileri mücadeleler için yeni bir başlangıca işaret etmektedir. Açıkça görülüyor ki, ülkenin içinden geçmekte olduğu süreç iş, ekmek ve özgürlük temelli mücadelenin güç kazanacağını ortaya koymaktadır. İşçi ve emekçi halk ve onlarla birlikte mücadele eden tüm güçler bu dönemden yüzlerinin akıyla çıkacaktır. Bundan hiç kuşku duymamak gerekir.