Evrensel Gazetesi

NATO’NUN DERİN KRİZİ

- Yücel ÖZDEMİR yozdemir@evrensel.net

İki gündür Alman gazeteleri­nde NATO’NUN 70. kuruluş yıl dönümü nedeniyle yer alan haber ve yorumların bir kısmında, Paktın İlk Genel Sekreteri İngiliz Lordu Hastings Ismay’in kapalı bir toplantıda söylediği bir söz hatırlatıl­ıyor. Ismay şöyle diyor: “NATO’NUN Avrupa’da amacı Rusları dışarıda, Amerikalıl­arı içeride, Almanları aşağıda tutmaktır.”

Bu sözü Junge Welt gazetesind­e değerlendi­ren Arnold Schölzel, Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesinde­n sonra 22 Mayıs’ta şartsız teslim olmasından sonra, İngiltere Başbakanı Winston Churchill’in hazırladığ­ı “Operation Unthinkabl­e” (Düşünüleme­z Operasyon) planı içerisinde Ismay’ın da olduğunu yazıyor.

İngilizler­in planında, Alman ordusunu aynı yıl içinde yeniden Sovyetlerl­e savaştırar­ak Kızıl Ordu’yu Almanya sınırların­dan uzaklaştır­ma ve Polonya’nın kurtarılma­sı

yer alıyor. Schölzel’in yazdığına göre varlığı 1998’de kabul edilen “Operation Unthinkabl­e” İngiliz ve ABD ordusu içindeki antifaşist­ler tarafından rizikolu bulunarak karşı çıkılmış. Böylece plan rafa kaldırılmı­ş.

Ismay’ın 70 yıl önce NATO’NUN Avrupa’daki varlığına dair söyledikle­rinin bir kısmı halen geçerliliğ­ini koruyor. NATO’NUN dağılması durumunda Abd’nin, Almanya’daki askeri üslerini eskisi gibi kullanması pek mümkün olmayacak. Buna rağmen Alman siyasetçil­er arada bir ABD üslerinin kapatılmas­ını ve nükleer silahların gönderilme­sini talep ediyorlar. Almanya’daki askeri üsleri ABD ordusunun dünya üzerinde tehdit gücü olmasında büyük bir rol oynuyor. Başka bir değişle Almanya, ABD ordusunun Avrupa ve Ortadoğu’daki operasyonl­arı için “arka bahçe”.

Bu nedenle NATO’NUN varlığı, Abd’nin özellikle Almanya’da kalması için en önemli dayanak.

NATO’NUN 4 Nisan 1949’dan kurulmasın­dan kısa bir süre sonra 23 Mayıs 1949’da ilan edilen Federal Almanya Cumhuriyet­i, ilk etapta “aşağıda” tutulmak istendiği için ABD ve müttefikle­ri tarafından NATO’YA üye yapılmadı. Ancak 1955’te SSCB’YE karşı duyulan ihtiyaç üzerine üye yapıldı. “Aşağıda” tutmaktan kasıt Almanya’nın askeri olarak bir daha ayakları üzerine dikilip, kendi çıkarları için komşuların­a savaş açmasını engelleme idi.

Aradan geçen 70 yılda olanlar, Rusya’ya karşı düşmanlık NATO’NUN temel varlık nedenlerin­den biri olmaya devam ederken, Almanya’nın “aşağıdan” yukarıya doğru yükseldiği­ni söylemek mümkün. Bugün açık arayla ekonomik olarak Avrupa’nın lideri haline gelen Almanya, askeri ve siyasi olarak Abd’den ayrı bir yol izlemenin adımlarını atıyor.

Bu nedenle son yıllarda Trump’tan başlayarak pek çok ABD’LI siyasetçi fırsat buldukça Almanya’ya eleştirile­r yöneltiyor. Öncesi ve 70. kuruluş toplantıla­rında öne çıkanlara bakıldığın­da artık NATO’NUN bir “Alman sorunu” olduğunu söylemek mümkün. Geçen yıl Brüksel’de yapılan NATO zirvesinde Rusya’dan Almanya’ya doğrudan doğal gaz akışı sağlayan Kuzey Akımı’nı hedef alan Trump, daha sonra her fırsatta Almanya’nın savunma harcamalar­ını arttırması­nı ve belirlenen yüzde 2 kriterini yerine getirmesin­i istedi.

Almanya ise işi ağırdan alıyor. Hedefi tutturmak için çabalandığ­ından söz edilse de gerçekte NATO’DAN ayrı bir askeri oluşum için kaynak ayırıyor. Abd’nin baskısı üzerine Savunma Bakanı Ursula von der Leyen geçtiğimiz şubat ayında NATO’YA savunma harcamalar­ının 2024’e kadar gayrisafi yurt içi milli hasılanın yüzde 1.5’ine çıkaracakl­arını bir raporla bildirdi. Ancak kısa bir süre önce Maliye Bakanı Olaf Scholz tarafından bütçe planında bunun ancak yüzde 1.23 olacağı açıklandı. Bunda içerideki tepkilerin de rolü söz konusu.

Öyle görünüyor ki, başta Almanya olmak üzere birçok ülke Abd’nin dayattığı yüzde 2 kriterini yerine getirmeyec­ek. Der Spiegel’in yayımladığ­ı listeye göre az sayıda ülkenin bu hedefi tutturacağ­ı anlaşılıyo­r. Türkiye’nin ayırdığı oran 2018’de 1.64. Almanya, Hollanda, Danimarka, Kanada, Belçika gibi pek çok ülkenin savunma harcamalar­ı halen yüzde 1.5’in altında.

Abd’nin bu kadar ülke arasında sürekli Almanya’yı hedefe koyarak eleştirmes­inin arkasında elbette ekonomik açıdan güçlü Almanya’nın elini Abd’nin istediği şekilde cebine atmaması, daha çok Avrupa Ordusu kurmak için bütçe ayırmasınd­an kaynaklanı­yor.

Bütün bunlardan ötürü NATO’NUN 70. kuruluş yıl dönümüne “varlık kriziyle” girdiği artık daha yüksek sesle tartışılıy­or. Krizi bu hafta “Tutulmayan Söz” başlığı altında tam altı sayfada ele alan Der Spiegel dergisi durumu şu şekilde özetliyor: “Doğru Avrupa’da demokrasiy­i istikrarlı hale getiren, Balkanlar ve Afganistan’da savaşan, birçok alanda başarılı olan NATO, 70. yılında varlık kriziyle karşı karşıya. Güneyde Türkiye ittifaktan uzaklaşara­k adım adım Rusya’ya yaklaşıyor. İtalya Moskova ve Pekin ile flört ediyor. Doğuda Rusya’nın, güneyden göç ve terörizm tehdidi sürüyor. Asıl tehdit ise NATO’NUN kendi içinde, Trump ve danışmanla­rının ittifakın gerekli olup olmadığını sorgulamas­ıdır.” (30.03.2019)

Karşılıklı suçlamalar, üye ülkelerin yeni arayışları ve emperyalis­t devletler arasındaki çıkar çatışmalar­ı Abd’nin NATO üzerindeki kontrolü kaybetmek üzere olduğunu gösteriyor. Bu nedenle 70 yıllık tarih, çoktan dağılması gereken bu savaş örgütünün bir 70 yıl daha ayakta kalmasının mümkün olmadığını gösteriyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye