İşçiler muhalefetin alacağı tutumu izliyor
YEREL seçimlerin üzerinden 10 gün geçti ve Akp’nin İstanbul’da çeşitli bahanelerle itirazları sürüyor. Akp’nin seçim sonuçlarını tanımamasına tepkili olan Küçükçekmece’de görüştüğümüz işçiler, muhalefetin ve özellikle İmamoğlu’nun tutumunu izliyor.
Öncelikle hem seçim günü hem de sayım esnasında, geçmiş seçimlere oranla daha az sayıda insanın sandıkların başında beklediğine tanıklık ettik ve bu da görece daha düşük tempoda, daha az gerilimli bir seçim günü geçirmemize neden oldu. Daha çok CHP’LI, ama AKP’LI işçilerin de seçim sonuçlarının tanınması, kim hak ettiyse ona verilmesi gibi genel eğilim, fabrikalara doğru gidildiğinde biraz daha parçalanıyor. Örneğin görüştüğümüz tekstil işçilerinden biri, Akp’nin kaybetmesinin gerçek beka sorunu olduğunu, Chp’nin camileri kapatmaya kadar varabileceğini söylüyor. Bu işçilerin aynı zamanda fabrikalardaki cemaat örgütlenmeleriyle de ilişkileri olduğunu gözetmemize rağmen, bunların cesaretle savunulması bile bir veri olarak alınabilir. Yine AKP’LI işçilerin oldukça samimi sordukları bir soru, belediyede çalışan işçilerin durumunun ne olacağı, örneğin belediyenin açtığı esnek çalışmaya dayalı iş kollarının, yardım kartlarının, taşeron işçilerin durumunun ne olacağına, yardımlarını vakıflar üzerinden alanlar için ise bu vakıflara para akışının kesildiğinde, kendi aldığı paranın da kesilip kesilmeyeceğine dair bir tartışma? Çoğu işçi bunu asgari ücretle geçinmenin imkansız hale geldiği koşullarda, en azından mutfak masraflarını azaltan bir ek gelir olarak görüyor ve Akp’nin kazanmasını en azından bu bakımdan anlamlı görüyor. Başka bir işçi, bu seçimde kendisinin kime oy verdiğini söylemiyor ama Akp’nin bu durumdan bir ders çıkarması gerektiğini, önemli bir ders olduğunu söylüyor. “AK Parti doğru şeyler yaparsa bir daha seçim olduğunda oy verebilirim, ona bakacağım” diyor. İşçi arkadaşların kendi fabrikalarından, sanayi sitelerinden verdiği bilgiye göre en azından AKP’LI işçiler arasında bir ruh hali bölünmesi olduğunu, AKP’YE son anda oy veren ya da son anda oy vermeyen kesimlerle, daha kemik Akp’liler arasında epeyce bir makas olduğunu ortaya çıkarıyor. Bunu şöyle aktarıyor bir işçi: “Seçimlerde usulsüzlük yapılmazsa o kadar oy nereden çıkacak diyen bir işçiye, ya bizim millet cahil sağa sola basıyor işte diyen de başka bir AKP’LI işçi.”
‘AKP GİDEBİLİR GÖRÜŞÜ GÜÇLENDİ’
24 yaşında olan kargo işçisi ise iki partiden de beklentisinin olmadığını, hatta Chp’nin kazanamayacağını düşünerek oy verdiğini söylerken, seçimlerin de artık kendisi için çok anlamlı olmadığını, Akp’nin sonunda kendi bildiğini yaptığını ifade ediyor. Bu ifade aslında seçim süresince ve sonunda görüştüğümüz birçok işçi ve emekçinin ortak söylemi: “Seçimlerden bir beklentimiz yok.” Ama seçimlerde Ekrem İmamoğlu’nun önde olduğu açıklaması, AKP gidebilir, giderse zamanla düzelmede olur görüşünü güçlendirdi. Seçimlerde CHP’YE oy vermiş işçilerin önemli bir bölümü Ekrem İmamoğlu’nun Erdoğan’ı götürebileceğine ikna olmuş durumda. Seçim gününden bu yana Aa’nın açıklamasından başlayan mazbata verilmeme süreciyle devam eden durumu ise CHP’LI seçmenler hukuksuzluk olarak açıklarken, ilk günlerde ortaya çıkan ‘Mutlaka sokağa çıkmalıyız mazbata verilmezse’ gibi daha keskin ifadeler, daha belirsiz bir ruh haline bırakıyor yerini.
Erdoğan’ın açıklamalarını sorduğumuz bir metal işçisi, seçimlerin yenilenme ihtimaline ilişkin, “Neden yenilensin, oy alınmış, verilmiş, yani kimin kazanacağını boş verelim de bir kere CHP kazanmış, niye seçimlere girelim” diyor. İkitelli Sanayi’de işten çıkartmaların çoğaldığını da hatırlatarak şöyle devam ediyor: “Ekonomide kıyamet kopuyor, onlar İstanbul’daki parayı aman kaybetmeyelim derdinde.” Neredeyse her işçi İstanbul’u bir belediyecilik ve hizmet alanı olarak değil, belediyenin maddi olanaklarının nasıl dağılacağı şeklinde tartışıyor. İşçilerin belediyelerden talepleri de silikleşiyor.
Chp’nin aldığı Küçükçekmece Belediyesinden işçilerin neredeyse hiçbiri özel bir beklenti ifade etmiyor. “En azından milletin parasını yandaşlar yemez, belediyede iş bulma olanakları bize de açılır” gibi ifade edilen gerçek, işçilerin hiçbir talebi olmadığını değil de belediyede bunları yapacak bir takat görmediklerini gösteriyor. Konuştuğumuz bir başka metal işçisi, “AKP karşısında dik dursunlar, pisliklerini açıklasınlar yeter” diyor. İşçi, “Bu seçimler tanınmadığında mesela biz de sokağa çıkmazsak bize de aşk olsun” diyerek seçim usulsüzlüklerine tepki gösterilmesi gerektiğini söylüyor.
Görüştüğümüz her işçi Akp’nin seçim sonuçlarını tanımamasına tepkili ama yine bu duruma nasıl karşı çıkılacağına dair umut Ekrem İmamoğlu’nun ne söyleyeceğine, nasıl tutum alacağına bağlanmış gibi duruyor.