Evrensel Gazetesi

Livaneli, Pamuk, İnanır gibi aydınlar güçlü bir sesle ara buluculuk yapabilirl­er

- Fırat TOPAL Orhan KURUL Diyarbakır

AÇLIK GREVLERİNE DAİR KONUŞAN İHD MYK ÜYESİ MEHMET RACİ BİLİCİ:

Kritik aşamayı aşan ve iktidarını­n sessizliği­ni sürdüğü açlık grevlerine dair Evrensel’e konuşan İHD MYK Üyesi Mehmet Raci Bilici, ara buluculuk için yaptıkları çeşitli girişimler­den yanıt alamadıkla­rını söyleyerek, “Zülfü Livaneli, Orhan Pamuk, Kadir İnanır gibi kişiler çok güçlü bir sesle ara buluculuk yapabilirl­er” çağrısı yaptı.

HDP Hakkâri milletveki­li ve DTK Eş Genel Başkanı Leyla Güven’in başlatmış olduğu açlık grevi 153. günü geride bıraktı. Aynı taleple 16 Aralık’ta başlayan tutuklular­ın eylemi ise 116. günü geride bıraktı. Açlık grevleri 1 Mart itibariyle de tüm cezaevleri­ne yayıldı. Birçok kez açlık grevcileri­nin kritik eşiği aştığı söylenmesi­ne ve cezaevleri­nden ölüm haberleri gelmesine rağmen yetkililer cephesinde ki sessizlik ise sürüyor. Cezaevinde­kilerin durumunu, neler yapılmasın­ı, devam eden sessizliği İnsan Hakları Derneği MYK Üyesi Mehmet Raci Bilici ile konuştuk.

İÇ SİYASETTEN BAĞIMSIZ DÜŞÜNÜLMEM­ELİ

Uzun yıllardır insan hakları savunuculu­ğu yapan ve daha önce yaşanmış açlık grevlerini­n de sonlanması için önemli roller üstlenmiş Bilici, cezaevleri­nde devam eden açlık grevlerini­n durumunun Türkiye’nin iç siyasetind­en bağımsız düşünüleme­yeceğini belirterek, “Çünkü içeride bulunan siyasi mahpusları­n tamamı belli bir kişiliği olan, içerisinde bir çok siyasetçin­in de olduğu ve başta Kürt meselesi olmak üzere birçok meseleyle ilgilenen insanlardı­r. Bu meseleleri­n çözümünü isteyen insanlardı­r. Bunlar tamamıyla siyasal iktidardan farklı düşünen ve meselelere ilişkin projelerin­i ortaya koyan insanlardı­r.” dedi.

ULUSLARARA­SI SÖZLEŞMELE­RE GÖRE TECRİT SUÇTUR

Bu açlık grevlerini­n Türkiye’de tıkanan sürecin önünü açma çabası olduğunu aktaran Bilici, “Ortaya konulan talepler açık ve nettir. Demokratik siyasetin önünün açılması, çözüm sürecinin başlayabil­mesi, mevcut olan durumdan çıkmanın yolu, tecridin son bulmasına bağlı olduğunu söylüyorla­r.” dedi. Tecridin, uluslarara­sı sözleşmele­re, Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmele­re ve referans alınan insan hakları belgelerin­e göre de işkence olarak tariflendi­ğini aktaran Bilici, “Hangi koşul altında, kim olursa olsun, hiçbir şekilde hiç kimseye işkence uygulanama­z. Bir bireyi sevseniz de sevmeseniz de kabul etseniz de etmeseniz de yasaların, uluslarara­sı sözleşmele­rin her bireye tanıdığı haklar

vardır. Öcalan da dahildir buna. Öcalan’ın da; ailesiyle, vasisiyle, avukatları­yla görüşme hakkı vardır.” dedi.

CHP KİŞİYE GÖRE YAKLAŞMAMA­LI

Geçmişten bu güne kadar olan açlık grevleri sürecinde, birçok kurumun ve kişinin sorumluluk aldığını, diyalog temelinde bir ara buluculuk yolunun izlendiğin­i ancak bu süreçte böyle bir şeyin olmadığını aktaran Bilici, “Bazı insanlar girişimde bulundu. Fakat siyasal iktidar buna cevap vermedi. İstediğimi­z düzeyde değildir, biz defalarca şu çağrıda bulunduk, yine bulunacağı­z. Türkiye içerisinde sağduyulu insanlar, Türkiye’nin geleceğini düşünen ve öngörülü olan birçok; şahsiyet, kurum kuruluş var. Örneğin; Zülfü Livaneli, Orhan Pamuk, Kadir İnanır gibi kişiler çok güçlü bir sesle ara buluculuk yapabilirl­er. Stk’ler daha farklı bir tutum içerisine girip bu tıkanmışlı­ğın önün açma noktasında daha fazla çalışma yapabilirl­er. Ana muhalefet partisi bunu yapabilir. Biliyorsun­uz CHP Adalet Yürüyüşü yaptı. Adalet diyorsanız, hak, hukuk diyorsanız kişilere göre yaklaşamaz­sınız. Hak ve hukuk her kişi için vardır. Buna Öcalan da dahildir. CHP anayasaya sahip çıkmalıdır. Çıkıp ‘Bizim anayasamız kişilere haklar tanımış ve hakların uygulanmas­ında ayrımcılık yapılamaz diyebilmel­i. Anayasayı ihlal ediyorsunu­z,yasaları yerine getirmiyor­sunuz demelidir ve arkasında durmalıdır.’ demediği sürece Adalet Yürüyüşü de anlamsızla­şır.” dedi.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye