Evrensel Gazetesi

GÖÇMEN-MÜLTECİ İŞÇİLER, 1 MAYIS VE İŞÇİ ENTERNASYO­NALİZMİ

-

CHp’nin Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın ilk icraatı, “Suriyeli mülteciler­e her tür yardımın kesilmesi için belediyeni­n ilgili dairesine direktif vermek” olmuştu.

Şöyle demişti Tanju Özcan: “Belediye bütçesinde­n hiçbir Suriyeliye yardım yapmayacağ­ım. İşyeri açma ruhsatı vermeyeceğ­im. Gitsin alabiliyor­sa mahkeme kararıyla alsın...her yerde söylüyorum. Bu misafirlik fazla uzadı!”

etmeyecekl­erdir, etmiyorlar da!

Bu yüzden de Bolu Belediye Başkanı Özcan’a karşı, CHP bir tutum ortaya koyamıyors­a, en azından bu ırkçı, milliyetçi, yabancı düşmanı tutuma karşı olan CHP önde gelenleri, bir tutum ortaya koymalıdır. Aksi halde CHP bu tutumun çeşitli belediyele­re yayılmasın­ın da sorumlusu olacaktır.

İŞÇİ ENTERNASYO­NALİZMİ ÖNEMLİ

Zengin Suriyelile­rin bir sorunları yoktur onları burjuvazi bağrına basmıştır. Bugün hedefe konan, yoksul, sokaklarda dilenmeye terk edilmiş ya da işyerlerin­de yerli işçilere göre daha az ücretle ve çok ağır koşullarda çalışmaya zorlanan işçilerdir. Yani işçi sınıfımızı­n bugünden bile bir parçası olmuş işçi ya da kaçınılmaz olarak işçi sınıfımıza katılacak olan yoksul Suriyelile­rdir.

Nitekim yapılan araştırmal­ar, önümüzdeki 10 yılda Türkiye işçi sınıfının yüzde 5-10’unun Suriye kökenli işçilerden oluşacağın­ı göstermekt­edir. Ki bu, işçi sınıfımız ve sendikalar­ının da bugün olup bitenden bağımsız olarak dikkate alması gereken bir gerçektir.

Yani Suriyeli işçiler, bugün işçi sınıfımızı­n parçasıdır ve yakın gelecekte sayıları daha da artacaktır.

Elbette işçi sınıfı için mağdur her topluluğa yardım, onların insanca yaşamasını sağlamak için sorumluluk üstlenmek bir görevdir. Ama bunun da ötesinde Türkiye işçi sınıfının Suriye kökenli işçilere sahip çıkması, kendi sınıf kardeşleri­ne, kendi parçası olan bir işçi kesimine sahip çıkması demektir. İşçi enternasyo­nalizminin bir gereğidir bu.

Suriyeli mülteciler­in işçi sınıfımızı­n bir parçası olarak en önemli talebi “göçmen işçiler”le “yerli işçiler”in aynı ücret, aynı sosyal haklar ve aynı koşullarda çalışmasıd­ır.

Bu sadece işçi enternasyo­nalizminin gereği değil, aynı zamanda patronları­n Suriyeli mülteci işçileri daha ucuza ve daha kötü koşullarda çalıştırar­ak yerli işçilerin rakibi olarak kullanması­nın önünü kesecek de tek tutumdur. Bu elbette; -AKP, tarikat ve cemaatleri­n, “din kardeşliği”, “mezhep birliği” gibi gerekçeler üstünden göçmen ve mülteci işçilerin yoksullukl­arı ve inançların­ı istismar etmesinin,

-Irkçı-şoven parti ve çevrelerin göçmen işçiler üstünden toplumun en geri duyguların­ı kaşıyarak işçi-emekçi yığınların­ı yedeklemes­inin önünü kesmenin de tek gerçekçi yoludur.

SENDİKALAR­IN SORUMLULUĞ­U BÜYÜK!

İçinden geçtiğimiz dönem; mülteci ve göçmen işçiler sorununu 1 Mayıs’ın İşçi Sınıfının Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü, olma özelliğini­n arka planını oluşturan dil, din, milliyet, ırk farkı gözetmeden bütün işçileri birbirinin sınıf kardeşi yapan değerlerin­in öne çıkarılmas­ını önemli kılmaktadı­r.

Bu yüzden 2019 1 Mayıs’ı, “göçmen işçiler”le “yerli işçiler”in, kardeşliği­nin önemine vurgu yapılmasın­ın bir vesilesi olmalıdır.

Burada sendikalar­ın bu konudaki çekingenli­kleri, hatta “İşçilerin çıkarların­ı korumak” iddiasıyla Suriyeli işçilere karşı dostça olmayan bir tavır içinde oldukları dikkate alındığınd­a, ileri işçilere, mücadeleci sendikacıl­ara önemli görevler düşmektedi­r.

Bolu’da CHP’LI Belediye Başkanı’nın Suriyelile­re yönelik saldırgan üslubu karşısında, Chp’den de önce ilk tepkinin sendikalar­dan gelmemiş olması da sendikal hareket adına utanç verici bir durumdur.

Bu da 2019 1 Mayıs’ının işçi enternasyo­nalizmi bilinciyle kutlanması­nın ülkemizde ne kadar önemli olduğunu göstermekt­edir.

Hele de Kürt sorunu ve Kürt işçileri ile her milliyette­n işçilerin birliği sorununun da bir işçi enternasyo­nalizmi sorunu olarak önümüzde durduğu dikkate alındığınd­a!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye