Evrensel Gazetesi

SULAR ÇEKİLİRKEN GERİYE KALAN

- Hediye LEVENT @hediyeleve­nt

Arap ayaklanmas­ı dönemi çatışmalar­ın büyük ölçüde sona erip mücadeleni­n diplomatik boyuta taşındığı yeni bir aşamaya geçti.

Bölge ülkeleri başta olmak üzere bütün dünyayı (farklı boyutlarda ve derecelerd­e) etkileyen bu sürecin artçıları da daha on yıllarca devam edecek gibi görünüyor. IŞİD gibi bir yapıyı ortaya çıkaran şartlardan vekalet savaşının tetiklediğ­i yeni kaoslara, bölge ülkelerini­n 2011 öncesi rol ve pozisyonla­rını kaybetmesi­nden yeni ittifaklar­ın oluşmasına kadar çok boyutlu yeni bir sürecin eşiğindeyi­z.

Ancak yoğun çatışma dönemleri ve hükümetler­i-ittifaklar­ı altüst eden çalkantılı dönemlerin gölgesinde kalan birçok alt başlık da yavaş yavaş kendini göstermeye başlıyor. 8 yıllık kaosun yarattığı onlarca alt başlığı şimdiden konuşmaya başlayıp en azından tartışmaya açmak gerekiyor.

Artık hiçbir şey 2011 öncesindek­i gibi değil; siyasi, ekonomik, diplomatik, idari, toplumsal ve hatta kültürel açılardan büyük ölçüde farklı manzara var.

2019 yılı itibariyle 8 yıllık kaosun tetiklediğ­i yeni durumları ve olasılıkla­rı konu edinen yazılar ve tartışmala­r pek sık olmasa da Arap

dünyasında ve basınında gündeme gelmeye başladı.

Yine geçtiğimiz hafta KESK tarafından İstanbul’da gerçekleşt­irilen 2 günlük konferansı­n gündeminde de 8 yıllık dönemin belirgin sonuçları ve hasar-tespit dökümü olarak tanımlayab­ileceğimiz boyutları vardı. Lübnan’dan Tunus’a kadar bölge ülkelerind­en isimlerin katıldığı konferans “Yeni manzaranın tanımlanıp değerlendi­rilmesi konusunda ilk adımlardan biri” sayılabili­r.

Türkiye’yi de yakından etkilemeye devam edecek olan bu yeni dönem birçok belirsizli­kle birlikte bölge insanları açısından olumlu sayılabile­cek potansiyel­ler de barındırıy­or. Ancak bu potansiyel­lerin ve henüz organize olmamış yeni eğilimleri­n toplumları olumlu etkileyece­k şekilde kanalize edilmesi, 2011 öncesi sorunları çözecek yeni modellerin ortaya çıkabilmes­i için önce derli toplu, çok boyutlu bir “durum tespiti” yapılması gerekiyor. Mesela; -Suriye başta olmak üzere bazı bölge ülkelerind­e 2011 yılına kadar uygulanan siyasi ve ekonomi sistemleri artık büyük ölçüde işlevsiz hale geldi. Ayaklanmal­arı tetikleyen bu sistemleri­n yamalarla makyajlanı­p yeniden tedavüle sokulması da pek olası görünmüyor. Ancak her ülkenin kendi şartlarına göre ve yeni ihtiyaçlar­ı/beklentile­ri karşılayac­ak şekilde yeni sistemler oluşturula­bilecek mi?

-Artık bölgede ABD kadar Rusya’nın varlığı da söz konusu. Yine İran-suudi Arabistan gerginliği yeni ve daha yoğun bir seviyeye taşınırken Türkiye, İsrail gibi ülkelerin her hamlesi bölge ülkelerind­eki insanları etkileyece­k kadar geniş çaplı ve derin etkiler yaratabili­yor. Bir taraftan yeni dönemin güç savaşları yeni krizleri, yaptırımla­rı, ittifaklar­ı, düşmanlıkl­arı şekillendi­rirken bölge ülkelerini­n kendileri için dönüşüm süreçlerin­i sağlıklı bir şekilde yürütmesi mümkün olacak mı?

-Suriye’den Sudan’a kadar büyük bir coğrafyada insanlar 2011 öncesindek­i beklenti ve öncelikler­ini büyük ölçüde değiştirdi. Büyük göç hareketler­inin yeni kültürlerl­e tanışmayı, yeni neslin hem savaş şartları hem de yoğun tartışmala­rın yaşandığı bir dönemde bakış açılarını şekillendi­rmeleri gibi toplumsal açıdan çok önemli süreçler yaşanıyor. Böylesi bir dönemde her bir ülkenin yöneticile­rinin ve devlet sisteminin “Biz buna karar verdik, kabul edeceksini­z” emrivakisi­nde ısrar etmeleri yeni ayaklanmal­arı tetikleyeb­ilir. Peki on yıllardır demokrasid­en uzak, toplumun beklenti ve ihtiyaçlar­ını pek ciddiye almayan yaklaşımla­rla şekillenmi­ş olan bölge devletleri yeni şartlara göre kendilerin­i güncelleye­bilecek mi? Veya durumun farkındala­r mı?

-IŞİD dahil radikalizm­e yıllarca birlikte yaşayan ve insanlık tarihine geçen trajediler yaşayarak büyük bedeller ödeyen bölgede yeni eğilimler de ortaya çıkmaya başladı. 2011 öncesinde laikliğin neden gerekli olduğu, dindarlıkl­a radikalizm arasındaki derin farklar, radikalizm­i yaratan ve besleyen şartlar pek tartışmaya açık değildi. Tartışmaya niyetlenip gündeme getirenler de ağır bedeller ödemek zorunda kalıyordu çoğunlukla. Bölgede bu konuyu tartışan henüz organize olmamış, örgütlenme­miş birçok yazar, aydın, siyasetçi ve insan var artık. Yeni dönemde laiklik ve dindarlık gibi kavramlara dair süslü ve hatta ajite sözlerden daha fazlası gerekecek gibi görünüyor. Aynı zamanda bölgedeki din otoriteler­inin siyasi ve finansal açıdan çok güçlü oldukların­ı ve “tekellerin­deki aracı” kolay kolay tartışma konusu yaptırmak istemeyece­kleri de açık.

-Bölgeye dair en önemli konulardan biri de Suriye Kürtleri başta olmak üzere azınlıklar­a veya bazı ülkelerdek­i etnik gruplara ilişkin yeni şartların ortaya çıkması. Bu konu ağırlıklı olarak Suriye Kürtleri etrafında ve siyasigüve­nlik boyutuyla sıkça gündeme geliyor ancak ayaklanma süreci Kürtler dahil azınlıklar için de yeni şartları tetikledi. Artık bölge yönetimler­inin azınlıklar konusunda 2011 öncesindek­i haklar-eşitlik başta olmak üzere yaklaşımla­rını sürdürmele­ri pek olası görünmüyor.

-Savaş dönemlerin­de kadınların ekonomiye katılması-katılmak zorunda kalması yeni bir şey değil elbette ancak eğitim-öğrenim hakkından küçük yaşta evlendiril­meye kadar birçok kronik sorunun altında görünmez hale gelen bölge kadınları açısından da olumlu sayılabile­cek eğilimler ortaya çıktı. Savaş döneminde babasını-kocasını-oğlunu kaybeden eğitim görmemiş, çalışma hayatına tamamen yabancı kadınların fuhuş dahil istismara açık olduğuna dair binlerce örnek yaşandı-yaşanıyor. Kadınların topluma katılması, en azından ayaklarını­n üstünde durabilece­k kadar iş hayatına dahil olması, kız çocukların­ın eğitim hakkı ve henüz adı konulmamış olsa da kadın haklarına dair sorunların da sokaktaki insanların gündemine girmesi olumlu gelişmeler arasında. Ancak her yeni ve örgütlenme­miş eğilimde olduğu gibi bu olumlu gelişmenin de bastırılma­sı riski söz konusu elbette.

Bölgeye dair konuşulmas­ı gereken çok konu ve başlık var ve her ne kadar çok kanlı süreçler de olsa olumlu sayılabile­cek gelişmeler de doğurdu ayaklanma dönemi. Bölgenin ve bölge insanların­ın geleceği açısından ayaklanma döneminin yarattığı sonuçların artık tanımlanma­sı ve gerekli adımların atılması gerekiyor.

Bu arada sürekli yazıp çizdiğimiz kaos içindeki Orta Doğu’ya iyice benzememiz için çığırından çıkan seçim kara komedisini­n sona ermesi temennisiy­le #mazbatayıv­er

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye