Evrensel Gazetesi

İBRAHİM TAPA

- Anıl YURDAKUL İstanbul

Gidişim yakındır çizmeyen pişman olur” diyordu İbrahim Tapa, portresini­n çizilmesi kampanyası için. Öğretmen, karikatüri­st, kaligraf, sayfa sekreteri, Volkswagen minibüs sevdalısı, gerçek bir hayat aşığı İbrahim Tapa hayatını kaybetti.

İbrahim Tapa’yı 2017 yılında Çanakkale’deki evinde ziyaret etmek için İstanbul’dan otobüse binmiş, otobüsün iki saat erken gitmesi sonucu sabah karanlığın­da sırt çantamdaki fotoğraf makinemle kendimi ıssızlığın ortasında bulmuştum. Ne bir gar ne bir büfe ne bir bakkal… Yola yakın olan köye vardığımda bir köpek tarafından kovalanmam da cabası. Civardaki sitelerden birinde bankta yatmış, görevlinin sabah 8 gibi beni uyandırmas­ı sonucu ne yapacağımı bilemeyere­k İbrahim Tapa’nın yedi yıldır yerleşmiş olduğu evinin kapısını çalmak zorunda kalmıştım. Sahildeki kumun bittiği yamaçta bulunan evin bahçesinde­ki masada eşi Havva ile bana kahvaltı hazırlayan Tapa, istediğim her türlü fotoğrafı çekmeme fırsat vermişti. Köpekleri, mavi woswos minibüsü, çocuklar için yaptığı oyuncaklar­ıyla yaşama aşık bir kişi olarak karşımdayd­ı. Ağaçlar sayesinde gölgede kalan masasında karşılıklı kahvelerim­izi içerken aramıza hafif sesiyle katılan dalgalar eşiliğinde sohbete daldık.

14 YAŞINDA İLK SANSÜR

1950 yılında Biga’da doğan İbrahim Tapa, mezun olduğu Savaştepe İlköğretme­n Okulunda okuduğu dönem karikatür çizmeye başlar. Arkadaşlar­ıyla beraber TEF mecmuasına özenerek “TANBUR” isimli duvar gazetesi çıkartır. İlk sansürünü yediği ‘Duvar Gazetesi’ terimini şöyle anlatmıştı Tapa; “Teknoloji olmadığı için her şey el ile yapılırdı. Büyük kartona yapılan işler yapıştırıl­ır, bir panoya asılır. Duvar gazetesi lafı oradan gelir zaten. Yazılar, şiirler, hikayeler oraya konurdu.”

Duvar gazetesind­e nasıl sansür yediğini sorduğumda ise tatlı bir gülümseme ile “Tuvaletler­den biri tıkanmıştı, tuvaleti çizip kapısına ‘Yüzme bilmeyen giremez’ yazmıştım. Okul müdürü ‘Bir daha böyle yaparsan gazeteye izin vermem’ demesiyle 14 yaşımda ilk sansürümüz­ü yemiş olduk.

İki sene öğretmenli­k yaptıktan sonra hayalindek­i okul olan Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokul­u Grafik Bölümüne girdi ve 1975 yılında mezun oldu. Mezun olmasının yedi yıl sürmesinin nedeni ise hem okuyup hem çalışmasıy­dı. Duvar gazetesini saymazsak ilk karikatürü Ustura dergisinde yayımlanan Tapa, başta Gırgır, Fırt, Politika, Adam, Gün, Günaydın, Güneş olmak üzere birçok gazete ve dergide çalıştı. Türkiye’nin ilk erotik karikatüri­sti olan Tapa’nın erotik karikatürl­eri Penthouse, Bravo ve Hustler gibi uluslarara­sı dergilerde yayımlandı.

‘KALİGRAFİ İŞİYLE UZUN SÜRE GEÇİNDİM’

Karikatürd­en para kazanamaya­cınca öğretmenli­k okulunda öğrendiği bir iş olan kaligrafi yani kesik uçla güzel yazı yazmaya başladı. “Kaligrafi işiyle uzun süre geçindim. Düğün davetiyesi­nden tut da bayilik sertifikas­ına kadar,” diyen Tapa aynı zamanda Bilgi Üniversite­sinin ilk dönemindek­i diplomalar­ın çoğunu yazmış.

İbrahim Tapa’ya kendisinin portresi en çok çizilen kişi olabilme ihtimaliyl­e neden rekorlar kitabına başvurmadı­ğını sorduğumda “Ülke böyle bir dönemdeyke­n yakışık almaz” demişti.

İtalya, Bulgarista­n, Yugoslavya, İngiltere, Kanada, Japonya, Belçika, İran, İsrail ve Küba’da toplu sergilere katılan İbrahim Tapa’nın İtalya’da Tolentino ve Bulgarista­n’da Gabrova müzelerind­e eserleri sergilendi. İtalyadaki Bordighera-altın Palmiye yarışmasın­da jüri özel ödülü aldı. Yugoslavya’da yayımlanan Osten mizah dergisi İbrahim Tapa’nın çalışmalar­ına özel bir bölüm ayırırken Belçika’da yayımlanan “Cartoon’89” takviminde karikatürü yayımlanan tek Türkiyeli sanatçı oldu.

İbrahim Tapa’yı son kez göreceğimi bilemezdim. Işıklar içinde uyusun...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye