Patronlar bu gücü nereden alıyor?
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisinin verilerine göre mayıs ayında 163 işçi iş cinayetinde hayatını kaybetti. Böylece 2019 yılının ilk beş ayında en az 716 işçi çalışırken öldü. İSİG Meclisinin paylaştığı rapora göre ocak ayında en az 159, şubat ayında en az 127, mart ayında en az 114, nisan ayında en az 153 ve mayıs ayında en az 163 işçi yaşamını yitirdi. 163 emekçinin 126’sı ücretli (işçi ve memur), 37’si kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluştu. Yaşamını yitirenlerin 12’si kadın işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, kimya, eğitim, sağlık ve eğlence iş kollarında gerçekleşti.
4’ü 14 yaş ve altında olmak üzere 9 çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetleri tarım, kimya, ağaç, metal ve taşımacılık iş kollarında gerçekleşti. Yaşamını yitiren mülteci işçilerin 3’ü Suriyeli, 2’si Afganistanlı, 1’i Kolombiyalı.
Ölümler en çok tarım, inşaat, taşımacılık, madencilik, belediye/genel işler, ticaret/büro, metal, konaklama/eğlence, kimya ve sağlık iş kollarında gerçekleşti. Bu ay tarımda ölenlerin en az yüzde 36’sı ücretli. Yüzde 64’ünü oluşturan çiftçi ölümlerinin bir kısmını ise başkasının tarlasını işleme ya da çobanlık vasıtasıyla çalışanlar oluşturdu. En fazla ölüm nedenleri trafik/servis kazası, ezilme/göçük, yüksekten düşme ve zehirlenme/boğulma.
En çok iş cinayeti İstanbul, Antalya, Bursa, Şanlıurfa, İzmir, Kocaeli, Sivas, Adana, Gaziantep, Kastamonu, Çorum, Erzurum, Konya, Sakarya ve Şırnak’ta yaşandı... Yaşamını yitirenlerin 5’i (yüzde 3.06) sendikalı işçi, 158 işçi ise (yüzde 96.94) sendikasız. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)
İSİG Meclisinin raporunda işçilere yönelik darp vakalarına da dikkat çekildi.
İstanbul Beşiktaş’ta Dorock Xl’de gişede çalışan biri kadın iki işçinin, otopark alanının mal sahibi Şahin Şeker tarafından ‘kendisini görünce ayağa kalkmadıkları’ gerekçesiyle dövüldüğü hatırlatılan raporda, “Şahin Şeker, kadın işçiyi defalarca tokatladı, saçlarından tutup kafasını duvara vurdu, erkek işçiyi tokatladı, ‘bir daha buraya gelirseniz sizi öldürürüm’ tehditleriyle iş yerinden kovdu. Kadın işçinin iş yerindeki kameraların kayıt altına aldığı dayak ve tacizi, karakola şikayet etmesi sonrası polisten 15 gün, savcılığa şikayet etmesi sonrası ise 20 gün ses çıkmadı. Saldırı ne zaman sosyal medya üzerinden duyuldu, patron gözaltına alındı ancak serbest kaldı. Savunması ise komik: Tansiyonu yükseldiği için ani öfke patlaması yaşıyormuş...” ifadeleri kullanıldı.
İstanbul Silivri’de ise çalışırken ölmemek ve meslek hastalığına yakalanmamak için direnişe geçen Kale Kayış işçilerinin patron Faruk Dağlı tarafından darbedildiği hatırlatılan raporda şu ifadeler yer aldı: “İşçiler Faruk Dağlı tarafından konuşmak için Garden Restaurant’ta iftar yemeğine çağrıldı. Yemek sonrası görüşmede ‘Tüm servetimi harcayıp sizi de mahvedeceğim, burada barındırmayacağım’, ‘Salya sümük ağlayıp gelip bana yalvaracaksınız’ gibi hakaretler ve tehditler savuran patron Faruk Dağlı, oğlu Ferhat Dağlı, üretim müdürü ve koruması işçilere saldırdı. Saldırıda bir işçinin 7 aylık bebeği de darbedildi. İşçi eşinin yardım istediği sivil polisler ise işçileri ve eşlerini yaka paça uzaklaştırdı ancak o sırada da darba devam eden patrona dokunmadı... Peki, patronlar bu cesareti nereden buluyor? Grev yasaklarından, işten atmalardan, 301 işçinin katledildiği Soma’da patronun salıverilmesinden işçi ailelerinin avukatının tutuklanmasından buluyor. İşte bu noktada sessiz kalmayalım, dayanışma içinde olalım, örgütlenelim. Slogan değil gerçek: Susma sustukça sıra sana gelecek.”