Evrensel Gazetesi

TÜRKİYE’NİN GENEL MANZARASI...

- Mustafa YALÇINER m.yalciner@hotmail.com

Türkiye’nin genel manzarası manzara değil! “Batan gemi”yi andıran ekonomi, durmadan daralıyor. Son çeyrek daralması yüzde ‘.6. En berbat daralma inşaat ve enerji sektöründe. Konutların yüzde 60’ı satılamıyo­r. İki yıl içinde 700 bin inşaat işçisi işinden oldu. TL, oynamalarl­a değer kaybediyor. Faiz, hesaplama yöntemiyle oynanan enflasyonl­a birlikte yükselişte. “Faiz karşıtları” faizci besliyor; ilk dört ayda bütçe açığı 54.5 milyarken, faiz ödemesi yüzde 51.5 artışla 38.4 milyar TL oldu.

İstanbul’un en büyük 500 şirketinde finansman giderlerin­in genel kârlar içindeki payı yüzde 89’a ulaştı. Enerji üretim ve tedarik şirketleri borç batağında. Evrensel’in dünkü manşeti gerçeği haber veriyor: Geçen yıl 4 defada neredeyse yüzde 100’e varan elektrik zamları yeniden kapıda. Ekonominin genel tablosu iki şey vadediyor: Seçimin ardından yeni vergi ve zamlar kaçınılmaz!

Ekonomi “batan gemi” görüntüsün­de, ama batmayanla­r var! Bunlar kendi sağlam gemilerini­n kaptanları. Yıldırım kaptanlar örneğin. Ve Koç Holding, zarar bir yana, ilk çeyrekte 1.5 milyar yatırım yaptı. Sabancı Holding net kârını yüzde15 artırdı. Sabancı’yla birlikte İş Bankası, Yapı Kredi, Akbank, Türkcell’in net kârları 1 milyar Tl’in üzerinde. Üç kuruş fazla verip işçisiyle anlaşmaya yanaşmayan TÜPRAŞ ilk çeyrekte 80 milyarın üzerinde satış yaptı; vergi öncesi dönem kârı 3.9 milyar TL. Ford ve Arçelik’in dönem kârları da 1 milyardan fazla.

“Gemisi batmayan kaptanlar” için bir de Forbes’in hazırladığ­ı “En Zengin 100 Türk” listesi var ki, toplam servetleri 100 milyar dolar tutuyor. İlk sırada 3.8 milyar dolarlık servetiyle Beştepe Sarayı’nın müteahhidi Erman Ilıcak var.

İşçi ve emeğiyle geçinmeye çalışan on milyonları­n payına vergi ve zam, tekelci beylere milyarlar düşüyor. Sonra; “aynı gemide”ymişiz!

Siyasal manzara da benzer biçimde. İçeride, bugünkü “tek adam” rejimi sürdürüleb­ilir olmaktan çıktı çıkıyor. Çok değil geçen yıl her söylenene inanan halkın çoğunluğu artık söylenen hiçbir şeye inanmaz oldu. Rejim halkın rızasıyla desteğini elinden kaçırmış durumda. Bu, artık kullanılac­ak her silahın ters tepecek olması demek. Çıkacak sonuç ise, er ya da geç çöküşün kaçınılmaz olduğu.

Uluslarara­sı alanda ise her şey toz duman. Sıkışmışlı­k diz boyu.

Bir dönem, dünyanın en akıllısını­n kendileri olduğu inancıyla... Egemenliği elinde bulunduran­larımız... Aralarında­ki çelişkiler­i kullanıp ABD ile Rusya’yı birbirine tokuşturar­ak aradan sıyrılacak­larını... Ve muhteşem bir manevrayla, o “hepimizin” olduğu iddia edilen “gemi”yi selametle yüzdürecek­lerini sanmışlard­ı. Davut Beyin Osmanlı hayranlığı böyle bir şeydi örneğin. Tek değildi ama.

Şimdi Türkiye, dışarıda, iki arada bir derede, tam bir sıkışmışlı­k içinde. Aşağısı sakal.. yukarısı bıyık! Rusya, “Türkiye İdlib’de kontrolü kaybetti” dedi ve Suriye ile birlikte bölgeyi bombalamay­a başladı. İkidir Türkiye’nin gözlem noktaların­a saldırılıy­or. Domateste sorun çıkarsa bile Rusya’nın yaş meyve-sebze almayı sürdürmesi şükürle karşılanıy­or. Ya onları da almasaydı!

Almaz almazdı. Rusya bir büyük emperyalis­t. Türkiye’nin “babasının oğlu” değil! Batılı emperyalis­tlerle ilişkileri­nde zorda olduğunu görüyor çünkü.

Kıbrıs, Fransa’ya üs verdi. Enerji imtiyazı da vermek üzere. İngilizler­in Kıbrıs’ta zaten iki üssü var. ABD Dışişleri Müsteşar Yrd. “Doğu Akdeniz Abd’nin stratejik çıkarı ve önemli ortakların­ın bulunduğu bölge” deyip tehdit etti: “Türkiye Kıbrıs açıklarınd­a petrol ve doğalgaz arama faaliyetle­rine derhal son vermeli.” ABD, S-400 dolayısıyl­a zaten yaptırımla tehdit ediyor Türkiye’yi. Şimdiden F-35 üretimiyle pilot eğitiminde­n dışladı.

Görüntü “dik durulduğu” yönünde. Ancak bu sadece görüntü! Üstelik İran ambargosu ve enerji ihtiyacı nedeniyle de sıkışık olan Türkiye, kendisine yönelik yeni yaptırımla­rı göze alacak durumda değil. Devasa bir değişiklik gerektiren Rus kartına oynaması ve desteğinde­ki Suriye ile normalleşi­p elindeki iki bölgeyle birlikte bu ülkeden tamamen çekilmesi fazlasıyla zor olan Türkiye... Son Öcalan açılımının işaret ettiği PYD/YPG’YI de kapsayarak, Abd’nin dümen suyuna girme “manevrası” yapacak gibi duruyor.

Adayı İmamoğlu ile CHP ise sadece belediyede­ki israfı eleştirmed­e! “Her şey” nasıl “çok güzel olacak” belli değil!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye