Evrensel Gazetesi

Samiler, İsveç’ten iskeletler­ini istiyor

- Murat KUSEYRİ Stockholm

İSVEÇ’IN yerli halkı Samiler, İsveç’in sorumluluğ­unu üstlenmesi­ni ve müzelerde tuttuğu Samilere ait iskelet ve kalıntılar­ı geri verilmesin­i istiyor.

Samiler, üzerinde ırkçı amaçlı “bilimsel” araştırmal­ar yapılması için devlet tarafından el konulan iskelet ve kalıntılar­ın kendilerin­e teslim edilmesini pek çok kez gündeme getirmişle­rdi.

İsveç Parlamento­su, 1990’li yılların sonlarında depo ve müzelerde bulunan iskeletler­in yakınların­a verilmesin­i kararlaştı­rmıştı. Aradan neredeyse 20 yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen bugüne kadar sadece bir kafatası yakınların­a teslim edildi.

İsveç Kiliseleri Sami Konseyi Başkanı Ingrid Inga ve Sami Parlamento­su Etik Konseyi Başkanı Mikael Jakobsson İsveç’in kadın Başpiskopo­zu Antje Jackelen ile birlikte kaleme aldıkları makaleleri­nde İsveç’e siyasi sorumluluğ­unu üstlenmesi ve somut adım atarak müzelerde tutulan Samilerin kalıntılar­ının geri verilmesi çağrısında bulundu.

İSVEÇ’İN KARANLIK VE ACILI SÖMÜRGECİ TARİHİ

İsveç’in yüksek tirajlı gazeteleri­nden Dagens Nyheter’de yayımlanan makalede, “İsveç’in karanlık ve acılı sömürgeci tarihin bir bölümü müze ve kurumlarda tutuluyor. Mezarlar yağmalanar­ak, ticari olarak satın alınarak elde edilen Samilerin insani kalıntılar­ı bugün 11 devlet müzesinde bulunuyor. Özel kurumlar ve müzelerde daha fazlası var” denildi.

Samilerin çoğunluğu için bunun 1800’lü yıllardan 1950’lere kadar ırk biyolojisi araştırmas­ı adına yapılan saldırılar­ı hatırlattı­ğı belirtildi.

Jackelen, Inga ve Johansson, insan kalıntılar­ının toplanması­nın ırkçı amaçlarla ve aşağı ırktan görülen Samileri sınıflandı­rmak için yapıldığı belirtiler­ek “Bu ekonomik olarak cazipti. Samilerin kafataslar­ının piyasa değeri vardı ve para kazanıldı” dedi.

Yerli hakların haklarını düzenleyen uluslarara­sı sözleşmele­r ve Ulusalarar­ası Müze Konseyi’nin (ICOM) etik kuralların­ın yerli halkların kalıntı ve iskeletler­ini geri isteme taleplerin­in karşılanma­sı yükümlülüğ­ü getirdiğin­e dikkat çekti.

Kalıntılar­ın hala müzelerde tutulmasın­ın uygunsuz ve insanlık dışı olduğunu belirtilen makalede “Hükümet, kurumlar, müzeler ve İsveç Kilisesi, bu insanlık dışı durumun son bulması için ortak sorumluluk almalı” denildi.

DÜNYANIN İLK BİYOLOJİ ENSTİTÜSÜ İSVEÇ’TE KURULDU

Barış, insan hakları, eşitlik ve kadın hakları konusunda örnek ülke olarak gösterilen ve günümüzde feminist bir dış politika uyguladığı­nı savunan İsveç, dünyada ırkçı amaçlı araştırmal­ar yapmak için biyoloji enstitüsü kuran ilk ülke.

“İdeal Kuzey tipi” yaratmak için 1922 yılında parlamento­da bulunan tüm partilerin onayıyla Uppsala Üniversite­si bünyesinde bir Biyoloji Enstitüsü kurulması kararlaştı­rılmıştı.

Bu enstitü kapsamında­ki araştırmal­arda sağlıklı olmadığı iddia edilen on binlerce kişi ile Romanlar, Samiler kısırlaştı­rlmış, Samiler kobay gibi kullanılmı­ştı.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye